Uzak durulması gerekenler (2)
Haçlı Siyonist ittifakıyla kurulduğu,
nerdeyse şüphe götürmeyecek şekilde ortaya çıkan Fetö örgütü, çok yönlü
zararlara sebep oldu. Bu zararlarından biri de İslami ıstılahlara ve bu
ıstılahlardan çok önemli olan cemaat gerçeğine verdiği zarardır. Elli altmış
yıldır, İslam’ın tüm ıstılahlarını tepe tepe kullanan bu ihanet şebekesi,
maalesef bu ıstılahlardan bir kısmının içini boşalttı, nicelerini de ters yüz
etti.
İşte o
karartılan ıstılahlardan biri de “cemaat” tır. Hâlbuki Cemaatsel çalışma nebevi
metodun ta kendisidir. Bilindiği üzere her peygamber işe cemaatleşerek
başlamıştır. Yüz yirmi dört bin Peygamber gelip geçmiş. Bu peygamberlerden
hiçbiri, kendi zamanının genelkurmayı, askeri idaresi, orduları veya üst düzey
bürokratlarıyla anlaşma yaparak, tepeden inme darbeyle gelmemiştir. Aksine
onlar, vahyin öğretilerini yüreklere ve akıllara ilmek ilmek örmüş ve tamamen
fıtri olan ve gönüllü rızaya dayanan fetihler gerçekleştirmişlerdir.
Toplumsal
değişim veya yürek fethinin formülü: “Müslüman fert, Müslüman aile, Müslüman
toplum”… Çünkü toplum ailelerden, aileler de fertlerden meydana gelir.
Dolayısıyla bir yandan kâmil manada Müslüman ferdi oluşturmaya çalışırken,
diğer yandan Müslüman aileleri de oluşturmaya çalışacağız. Tabi bu, aynı
zamanda kâmil manada Müslüman toplumun da inşası demektir.
Darul
Erkam’ı incelerseniz, Resulullah(sav) burada önce bir cemaatin temelini
attığını görürsünüz. İlk iman eden sahabeler ikişer üçer ya da tek tek giderek
Resulullah(sav) dersler alıyorlar. Onlarda kendi çevrelerinde her biri bir iki
ders halkaları oluşturmuş, beraberce İslam’ı öreniyorlardı. Yani tam bir cemaat
düzeni…
Bu
girişten sonra “Uzak durulması gereken
gruplar” konumuza devam edelim:
16. Para ve gelirin de sadece hanedan kontrolünde
olup hesap kitabı olmayanlar… Bu yapılar bir nevi geçim kapısına dönüşmüştür.
Geçim ne ki, ciddi bir rant kapısı da diyebiliriz. Dolayısıyla rehber, hoca,
mürşit veya idareci, bu gelirin hanedan kesilmemesi için, liyakattan ziyade,
hanedandan birini veliaht seçmektedir.
17. Hanedan mensuplarını, liderin
neslini kutsayanlar… Böylesi yapılar hanedan saltanatını devam ettirmek için
doğal olarak hanedan mensuplarını ciddi manada reklam ederek kutsarlar.
Özellikle veliaht için gereğinde kerametler ihdas ederler. Hanedan içinde
fasık, facır ve fikren İslam’la alakası olmayanlar dahi bir şekilde tezkiye
edilirler.
18. Mensuplarına gassal elinde meyyit
misali olmayı telkin edenler… Rehber veya mürşidin hiçbir davranış veya
talimatına “neden?” diye sormamanın gereğini vurgulayanlar. Mürşidinin herhangi
bir söz veya davranışları hakkında “Acaba” diye bir düşüncenin, dinden çıkmak
kadar tehlikeli olduğunu telkin edenler.
19. Mensuplarına İslam’ın asli
kaynaklarını okuma ve araştırmayı neredeyse yasak edeneler. Olsa olsa ciddi
derecede sorunlu olan hikâye veya menkıbe kitaplarına ancak izin vereneler…
Çünkü okuyup öğrenirlerse, yanlışları sorgulayabilirler. Bu ise saltanat ve
hegemonyaya zarar verir.
20. Lider veya abilerini,
mehdilik, Mesihlik, gavslık, kutupluk gibi vasıflarla süsleyenler… Büyük bir
kısmına “Gavs”, “Kutup” veya “Kutbul ektab” ne demektir diye sorsan
bilmezler. Açıklasan da akıllanıp vaz geçmek yerine te’vil yoluna giderler.
21. Bunun teyidi için de olur
olmaz kerametler uyduranlar… Öyle ki keramet uydurmayı sevap sayacak haline
gelenler. 15 yıllık sofilik hayatımda ve bu kısa ömrümde bunun çokça örneğine
maalesef şahidim.
22. Kendilerine mensup
olanların hesapsız cennete gireceklerini veya cennete girmek için kendi
gruplarına intisabı şart görenler…
23. Sekerat anında
rehberlerinin imanlarını koruyacağına inananlar… İmanı kurtarmanın sadece kendi
efendi veya gruplarına mensubiyetle mümkün olabileceğine inananlar…
24. Rüya ve menkıbeleri ayet ve
hadislerin önüne alanlar… Rehberlerinin Allah (cc) veya Resulullah (sav) ile
görüşüp istişareyle hareket ettiğine inananlar…
25. Mürşitlerinin her zaman, her yerde kendileriyle beraber olduğuna ve kendilerini takip ettiğine inananlar… Bilindiği üzere her zaman her yerde hazır ve nazır olacak olan sadece Allah(cc)’tır.