Uyarı ve mesajı anlamak
Seçimler geçti. Beklenildiği gibi sonuçlar herkesin zaferini ilan edeceği ama milletin açıkça her siyasi partiye uyarı şekilde sonuçlandı. Şimdi 24 Haziran’da olduğu gibi mevcut siyasi yapılar başlarını kuma gömüp milletin verdiği mesaja yüz mü çevirecekler yoksa gerçekten bu mesajı anlayarak gereken dersleri çıkarıp değişime, yenileşmeye mi yönelecekler?
Herkesin şapkayı önüne koyup uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Bu çok açık bir mesajdır. Bu mesajı okuyup gereğini yapanlar kazanır. Bütün uyarılara rağmen mesajı okumamakta ısrar edenler yok olmaya mahkûmdur.
Yerel seçimler gösterdi ki siyasette ciddi bir tıkanıklık ve alternatifsizlik vardır. Millete uyarı verebilecek bir alan dahi bırakılmamıştır. Siyasette ki tıkanıklığın nasıl aşılacağı belli değil. Bu belirsizlik Türkiye’yi nereye götürür, bu tıkanıklık nasıl aşılır? Cevap bekleyen sorular. Seçim süreci başlayıp adaylar konusunda yaşanan kargaşa aslında bütün siyasi kadroların sorgulanmasını gündeme getirdi. Muhalefetin kişisel bir kaç isim dışında toplumun beğenisine sunacağı hiç bir kadrosunun olmadığını gördük. İktidar kanadının ise 17 yıldırıp temcit pilavı gibi aynı isimleri aynı dar kadroları hatta daralan kadroları milletin önüne sunması ve klasik anlayışı aşamaması bu seçimlerin ortaya koyduğu gerçektir.
24 Haziran sonrası hiç bir siyasi partinin sonuçları önüne koyup gerektiği gibi değerlendirmediği 31 Mart seçim sonuçları ortaya koydu. Her siyasi yapı kazandıkları üzerinden yola çıkıyor. Kaybettikleri üzerinde duran yok.
31 Mart seçim sonuçları hiçbir siyasi partinin başarı ve başarısızlığını tescilleyecek bir netice vermedi. Fakat bu sonuçlar her siyasi partinin geleceğini planlamasında tam bir laboratuar özelliği taşıyor. O nedenle seçim sonuçları üzerinden ilçe ilçe, il il, bölge bölge değerlendirme yapılmasına imkân bulunuyor. Fakat bu değerlendirmeleri siyasi partilerin kendi teşkilatlarına, parti yetkili kurullarına ve uzmanları ile milletvekillerine bırakılması halinde 24 Haziran seçimlerinin değerlendirilmesinin ötesinde sağlıklı bir bulgulara ulaşılamaz.
O nedenle gerçekten siyasi partilerin gelecek vizyonlarını şekillendirmek, 31 Mart seçim sonuçlarından ders çıkarabilmek için tamamen tarafsız, tamamen objektif gözlerle seçim sonuçlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunun için hem akademik gözle, hem kanaat önderleri, uzman gözü ile hem de sosyolojik, psikolojik ve ekonomik, kültürel ve dini açılardan masaya yatırılması gerekmektedir.
Oy kaymaları, kerhen verilen oylar, isteyerek verilen oylar, adaya rağmen verilen oylar, aday için verilen oylar, parti için verilen oylar, aday nedeniyle kaçan oylar, alternatifsizlikten dolayı verilen oylar, lider hatırı için verilen oylar, liderden dolayı kaçan oylar, ekonomik kaygıdan verilen oylar, ekonomik nedenlerle kaçan oylar, kampanya dili nedeniyle verilen oylar, vaatler nedeniyle verilen oylar. Daha birçok açıdan 31 Mart seçim sonuçları masaya yatırılabilir.
Duyuyorum AK Parti Genel Merkezi seçim sonuçları üzerine çalışmalar başlatmış. Onlar çalışmalarını yapsınlar. Külliye’de de çalışılsın. Tüm bunlar yapılacak. Fakat bu çalışmalar yetmez. Mutlaka tarafsız, objektif bir gözle daha detaylı bağımsız ekiplere seçim sürecince yaşananlar da dâhil 31 Mart seçim sonuçları üzerine çalışılması gerekmektedir.
Bugünkü sonuçlara neden olanların seçimleri değerlendirmesine müsaade edilirse sonuç değişmez ve sonuç alınamaz.
Bu seçim sonuçları hakikaten siyasetin geleceğine ciddi ışık tutma özelliğine sahip. Yeter ki sonuçlar düzgün okunsun. Düzgün değerlendirilebilsin. Mesajlar doğru okunup dersler çıkarılabilsin ve gerekli tedbirler alınabilsin.
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…