Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Üstad Kadir Mısıroğlu’nun ardından

Çalışkan ve üretken tarihçimiz Kadir Mısıroğlu’nu tedavi için yatmakta olduğu hastanede kaybettik.

Üstadı daha üniversitede talebelik yıllarımdan tanır, eserlerinden yararlanır, konferanslarına katılırdım. Oldukça yararlandığım fikir adamı idi.

O yıllarda çıkardığı haftalık Sebil Mecmuasını, yayınlandığı gün Sebil Yayınlarının olduğu Cağaloğlu’ndan alır, tıp fakültesinde arkadaşlara aldığım fiyata dağıtırdım.

Sonra beni Prof. Dr. Ayhan Songar’la tanıştırmış ve Cerrahpaşa’ya alınmam için tavassutta bulunmuştu. O sırada “Gel seni yemeğe götüreyim” demişti ve hayatımda ilk defa beyaz masa örtüleri bulunan bir lokantada yemek yedirmişti.

Onu Darülziyafe Şevket Beyin işyerinde çok dinledik, sohbet ettik. Müthiş hafızası ve dehşetli tarih bilgisi vardı. Heyecanlı konuşurdu, hitabeti etkili ve yüksekti. Türkçeyi ustalıkla kullanırdı. Uyduruk kelimeleri kullanmaktan özenle kaçınırdı. Sivri dilli gibi görünürse de bunu insanlarımızı sarsarak uyarmak için yapardı. Hakikatleri haykırmak uğruna başına gelen ve gelebilecek olan sıkıntılar onu asla hizmetten yıldırmadı.

Son zamanlarda bazı sevimsiz kişiler, fikir ve iddialarını çürütmek yerine onun için deli demeye başladılar. Zaten üstat belgeli ve kaynaklı konuşup yazdığından dolayı ona cevap da veremezler, deli diyerek geçiştirirlerdi. Bunun üzerine psikiyatrist olarak kendimi görevli hissettim ve ‘Kadir Mısıroğlu’nun Ruh Sağlığı’ başlığıyla bir makale kaleme aldım. “Üstat deli değil aksine korkusuz bir kahramandır” düşüncesindeydim. Yazı çok yayıldı, üstat da abonelerine mesajla yazımı attı. O yazıdan sonra bu çirkin sataşmalar azaldı.

Osmanlı Vakfı’nda haftalık sohbetleri olurdu, you tube’dan izlerdim. Geniş ufukla, yüksek tarih şuuru ve derin bilgiyle konuşurdu.

Kısacası yararlandığım, sevdiğim kişiydi. Mümin, muvahhit ve Müslim olduğuna şahidiz. Rabbim merhametiyle muamele etsin. Mekânı cennet olsun.