Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.23
Gram Altın
2961.86
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Mart 2015

Üst Akıl kabak gibi ortada!

"Şii düşmanı DAEŞ"in, Irak'ı bırakıp alelacele 'Sünni Müslüman' Kürtlerin yaşadığı Türkiye sınırındaki Kobani'ye (Ayn el Arap) saldırmasını hatırlayın.

ABD, 300 bin kişiyi katleden Esed'e karşı kurmadığı 'koalisyonu' derhal kurup Türkiye sınırındaki DAEŞ'e saldırdı.

ABD'nin havadan YPG'ye attığı üç silahtan birinin 'yanlışlıkla' DAEŞ'e gittiğini izledik.

DAEŞ çeteleri bu 'ABD yardımı' silahları kameraların önünde açıp sevinç gösterisi yaptı.

***

Geçen ay ilginç bir haber düştü medyalara. Ama üzerinde pek durulmadı.

Irak güçleri, DAEŞ'e silah taşıdığı gerekçesiyle İngiltere'ye ait 2 uçağı El Anbar bölgesinde düşürdüğünü açıkladı.

***

Dünya medyasının kilitlendiği DAEŞ'e katılan üç İngiliz genç kız meselesi var bir de.

Türkiye üç İngiliz genç kızı DAEŞ'e götüreni yakaladı.

Bu kişi 'DAEŞ'e karşı kurulan Koalisyon'un ortağı olan Kanadalı bir istihbaratçıydı.

Aynı şekilde İngiliz medyası üç genç kızın şokunun üstüne üç İngiliz vatandaşının daha ülkeden kaçarak Türkiye üzerinden Suriye'deki DAEŞ örgütüne katılmak üzere olduğunu yazdı.

Burada en dikkat çekici şey şu; İngiliz medyasının bile isimlerini yazdığı bu gençlerle ilgili İngiltere yönetiminin Türkiye'ye en küçük bir istihbarat bilgisi vermemesi.

***

Neyse Türkiye İstanbul'da daha havaalanında DAEŞ'e katılmak üzere olan bu üç genci yakalayıp İngiltere'ye teslim etti. Peki ne oldu? İngiltere üçünü de serbest bıraktı.

Daha enteresanı ise dünya medyasının "İngiliz John" diye isimlendirdiği, DAEŞ'in infazlarını gerçekleştiren, Japon ve Alman rehinelerin kafasını kesen siyah maskeli İngiltere vatandaşının, ülkesindeki tüm banka hesapları aktif. Yani bankadaki parasına bile erişimi engellenmemiş, mal varlığına el konulmamış. Canı istediği zaman hesaplarını aktif olarak kullanabilir.

***

Bunlar olurken DAEŞ karşıtı koalisyonun Üst aklı ABD ne yapıyor peki?

Önce CIA Direktörü John Brennan şöyle konuştu: "Ne Rusya, ne ABD, ne DAEŞ'e karşı kurulan koalisyon ne de bölgedeki devletler Şam'daki hükümetin çökmesini istemiyoruz!"

Dikkat buyurun. Sadece ABD adına konuşmuyor. Ne 'can düşmanı' olduğu Rusya ne de sözde Koalisyon bile Esed'in devrilmesini istemiyormuş.

Ardından Esed'in Guta'da kimyasal kullandığının belgelenmesi üzerine 'kırmızı çizgilerini' yutarak, Rus mevkidaşı Lavrov'la kameraların önünde sırıtarak el sıkışan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry çıktı sahneye.

Kerry, ABD yönetimi sonradan kıvırsa da ağzındaki baklayı çıkardı: "Esed'le görüşmemiz gerekiyor!"

***

Suriye'deki iç savaş ve devlet terörü 5. yılına girdi. 300 bin insan katledilirken milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu. Yüz binleri katleden Esed rejimini değil sadece DAEŞ terör örgütünü öne çıkaran Batı, açık açık, "Esed'le müzakere edilmeli" diyerek DAEŞ'in açtığı alandan ilerliyor. İhvan gibi ılımlı yapıları dışlayan Batı, bunun yerine DAEŞ gibi çeteleri maymuncuk gibi kullanarak oyun kuruyor.

***

Saddam'a silahları verip İran'a saldırtanlar onlar.

Suriye'yi, İran'ı ve Hizbullah'ı yıllarca dünyaya "Şii teröristler" diye gösterenler onlar.

Şimdi 'El Kaide', 'DAEŞ', 'Boko Haram', 'El Şebab' gibi 'marka' örgütler üzerinden insanlığın en büyük düşmanı olarak "Sünnileri" gösteriyorlar. Şiiler denklemden çıktı yerine Sünniler girdi.

Yarın denklem yeniden kurulur bugün 'müttefik' olanlar yarın yine en büyük 'teröristler' olurlar.

Mesela bugün Esed, İran ve Hizbullah, ABD'nin "Çözüm ortakları" arasına girdi. Özellikle Irak'ta işler İran'a ihale edilmiş durumda.

27 yıl önce Halepçe'de, İran yanlısı diye Batı'dan alınmış kimyasallarla katledilen binlerce insanı umursamayanlar bugün de Halep'te binlerce insanın katledilmesini umursamıyor.

Batı cephesinde yeni bir şey yok anlayacağınız.

***

Arap uyanışında İhvan gibi silahsız mücadele yanlısı tüm grupları boğdular.

Mısır ve Suriye'nin en büyük iki dinamik muhalefeti olan İhvan-ı Müslimin'in (Müslüman Kardeşler) hali ortada. Libya ve Yemen'de de Şii ve Sünnileri iki parçaya bölüp uyanışı, emeklemeden toprağa gömdüler.

Birini Batı destekli Sisi darbesine, diğerini yine ABD-Rus-İran destekli Esed katiline kurban ettiler.

Asıl hedefleri de şu; Sünni-Şii çatışması.

Şiu00ee-Sünni kutuplaşmasını derinleştirerek sadece Müslümanlar birbirine düşsün istiyorlar.

ABD'linin veya Avrupalının hiç ama hiç hedefte olmayacağı İslam içi mezhep savaşı.

Bütün iş burada bize düşüyor. Bu değişmeyen oyunun figüranı mı olacağız? Yoksa bu 'Üst aklı' alt edecek bir oyunu 'birlikte' kurabilecek miyiz?