Ürün sahibi dilediğini yapar…!
“Göklerin ve yerin mülkü sadece Allah’ındır…”
Bu ayetinde Allah’u Teâlâ bizlere göklerin ve yerin
yaratıcısının kendisi olduğunu söylemiyor… Yarattığı şeylerin sahibi olduğunu
söylüyor… Peki bu bilgi bize neden verilir?
Sonraki cümlenin tarafımızdan doğru anlaşılması adına
verildiğini düşünüyorum:
“…O, dilediğini bağışlar…”
Yer ve göklerde binlerce çeşit ürün varken dikkat
edersek sadece insan merkezli bir açıklama yaptığını görürüz… İnsandan
bahsederken de günahlar içinde kalmış insanlar arasından da mülk sahibi olması
hasebiyle dilediğini bağışlayacağını söylüyor…
Bağışlayacağı kişiler arasında ne Nuh aleyhisselamın
eşi ve çocuğunun adı var ne de Lut aleyhisselamın eşinin… Ne resulullah
aleyhisselamın amcasının adı var ne de diğer akrabalarının…
Hidayet/bağışlanma listesinde hiçbir varlığın zerre
kadar katkısı yoktur… Günahlar içinde yüzen insanlardan dilediğini
bağışlayacağını vaad etmesi bizlere bazı şeyleri öğretir:
-
Hidayet işi sizlerin değil, benim işim. Siz sonucuna bakarak
daveti kesmeyin. Davet etmeye devam edin.
-
Ne kendinizi ne de sevdiklerinizi bağışlayacağımın garantisini
vermiyorum.
-
Ölünceye kadar bana yalvarma modunda olun. Eğer yalvarma nimetimi
size verirsem!”
***
Bu ayetimizde, neden filanı bağışlamadın sorusunun
gelmemesi adına önden bir haber veriyor:
“Göklerin ve yerin mülkü sadece Allah’ındır…”
-
“Yani bana ait olan bir mülk var… Siz de gerek bedeninizle gerek
bedeniniz içindeki ruhunuzla bana aitsiniz… Mülkümden bir parça da sizsiniz…
Haliyle yaptıklarıma itiraz edemezsiniz... Ki öyle bir hakkınız da yoktur.!”
***
“Göklerin ve yerin mülkü sadece Allah’ındır…. Dilediğine
azap eder…”
Yani; insanların tamamı azap listesindedir ve bu
listeden dilediğimi bağışlayarak alırım, diğerleri de azap listesinde kalırlar:
-
Allah’ın azaptan kurtardıkları…
-
Allah’ın azapta bıraktıkları…
İnsan gerçekten de korkmaya başlıyor… Acaba hangi
listedeyim:(… Allah’u Teâlâ’nın mülkünden bir fert olarak akıbetimi düşünmek
zorundayım… Çünkü ya bağışlanıp cehennemden uzaklaşmış ya da ebedi cehenneme
konuk olacağım…
İnsan, akıbeti hakkında kara kara düşünürken Allah’u
Teâlâ cümleyi müjde ile bitiriyor:
Allah, çok affeden ve merhamet edendir.”[1]
İmam Taberi şöyle tefsir
eder:
Ey münafıklar, göklerin ve yerin mülkiyeti sadece
Allah’a aittir. Size azap etmeyi dilediği takdirde kimse buna mâni olamaz.
Münafıklığınızdan vazgeçtiğinizde, sizi affetmesine de kimse mâni olamaz.
Allah, çok affeden ve çok merhamet sahibi olandır.
Ey Muhammed, senin elinde bir şey yoktur. Zira
göklerde ve yerde ne varsa hepsi ancak Allah’a aittir. O, yarattıklarından
dilediğinin tövbesini kabul edip onu bağışlar ve dilediğini de cezalandırıp ona
azap eder. Allah, günahları çokça affeden ve kullarına çokça merhametli
davranandır.