Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Ocak 2022

Ürün sahibi dilediğini yapar…!

“Göklerin ve yerin mülkü sadece Allah’ındır…”

Bu ayetinde Allah’u Teâlâ bizlere göklerin ve yerin yaratıcısının kendisi olduğunu söylemiyor… Yarattığı şeylerin sahibi olduğunu söylüyor… Peki bu bilgi bize neden verilir?

Sonraki cümlenin tarafımızdan doğru anlaşılması adına verildiğini düşünüyorum:

“…O, dilediğini bağış­lar…”

Yer ve göklerde binlerce çeşit ürün varken dikkat edersek sadece insan merkezli bir açıklama yaptığını görürüz… İnsandan bahsederken de günahlar içinde kalmış insanlar arasından da mülk sahibi olması hasebiyle dilediğini bağışlayacağını söylüyor…

Bağışlayacağı kişiler arasında ne Nuh aleyhisselamın eşi ve çocuğunun adı var ne de Lut aleyhisselamın eşinin… Ne resulullah aleyhisselamın amcasının adı var ne de diğer akrabalarının…

Hidayet/bağışlanma listesinde hiçbir varlığın zerre kadar katkısı yoktur… Günahlar içinde yüzen insanlardan dilediğini bağışlayacağını vaad etmesi bizlere bazı şeyleri öğretir:

- Hidayet işi sizlerin değil, benim işim. Siz sonucuna bakarak daveti kesmeyin. Davet etmeye devam edin.

- Ne kendinizi ne de sevdiklerinizi bağışlayacağımın garantisini vermiyorum.

- Ölünceye kadar bana yalvarma modunda olun. Eğer yalvarma nimetimi size verirsem!”

***

Bu ayetimizde, neden filanı bağışlamadın sorusunun gelmemesi adına önden bir haber veriyor:

“Göklerin ve yerin mülkü sadece Allah’ındır…”

- “Yani bana ait olan bir mülk var… Siz de gerek bedeninizle gerek bedeniniz içindeki ruhunuzla bana aitsiniz… Mülkümden bir parça da sizsiniz… Haliyle yaptıklarıma itiraz edemezsiniz... Ki öyle bir hakkınız da yoktur.!”

***

“Göklerin ve yerin mülkü sadece Allah’ındır…. Dilediğine azap eder…”

Yani; insanların tamamı azap listesindedir ve bu listeden dilediğimi bağışlayarak alırım, diğerleri de azap listesinde kalırlar:

- Allah’ın azaptan kurtardıkları…

- Allah’ın azapta bıraktıkları…

İnsan gerçekten de korkmaya başlıyor… Acaba hangi listedeyim:(… Allah’u Teâlâ’nın mülkünden bir fert olarak akıbetimi düşünmek zorundayım… Çünkü ya bağışlanıp cehennemden uzaklaşmış ya da ebedi cehenneme konuk olacağım…

İnsan, akıbeti hakkında kara kara düşünürken Allah’u Teâlâ cümleyi müjde ile bitiriyor:

Allah, çok affeden ve merhamet edendir.”[1]

İmam Taberi şöyle tefsir eder:

Ey münafıklar, göklerin ve yerin mülkiyeti sadece Allah’a aittir. Size azap etmeyi dilediği takdirde kimse buna mâni olamaz. Münafıklığınızdan vazgeçti­ğinizde, sizi affetmesine de kimse mâni olamaz. Allah, çok affeden ve çok mer­hamet sahibi olandır.

Ey Muhammed, senin elinde bir şey yoktur. Zira göklerde ve yerde ne varsa hepsi ancak Allah’a aittir. O, yarattıklarından dilediğinin tövbesini kabul edip onu bağışlar ve dilediğini de cezalandırıp ona azap eder. Allah, günahları çokça affeden ve kullarına çokça merhametli davranandır.



[1] Fetih,14