Ürün değil tasarım odaklı düşünme
Son yıllarda devletin girişimcilere sağladığı teşvikler, bankaların sundukları kredi kolaylıkları, teknolojik gelişmeler gibi pek çok etken özellikle yeni bir fikre sahip olan gençlerimizi kendi işini kurmaya özendiriyor. Bu çok olumlu bir durum. Peki her iş kuran başarılı olabiliyor mu?
Ne yazık ki hayır. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre ülkemizde yeni kurulan işletmelerin yüzde 80'i birkaç yıl içinde batıyor. Bunun başlıca sebepleri malum; finansal plansızlık, bilgi ve tecrübe eksikliği, doğru pazar araştırmasının yapılmaması vs. Yeni bir fikir üretmek gerçekten çok zor. Girişimci olacağım diye ortaya çıkanların büyük çoğunluğu da piyasada zaten önceden düşünülmüş ve tutmuş fikirleri taklit etmeye çalışıyor. Kısacası tüm dikkatini satacağı ürün ya da hizmete yoğunlaştırıyor. Ve sonuç alamıyor.
Yaratıcı yönlerini geliştirip daha inovatif fikirler üretmek isteyenler, bu amaçlarını gerçekleştirmek üzere günümüzün hızlı değişen ve rekabetçi iş ortamında yeni ve etkili bir yol arayışı içindeler. Geçmişin ürün odaklı yaklaşımı günümüzde artık kendisine yer bulamıyor. Yalnızca teknolojide değil diğer tüm alanlarda da insan odaklı çözümler ön plana çıkıyor; çözümleri üreten şirketlerin de artık odak noktalarını ürünlerden insanlara kaydırması kaçınılmaz oluyor. İnsanlar artık ürün değil, ürünün sağlayacağı hizmeti satın alıyor.
Bu anlamda girişimcilerin tasarım odaklı düşünme (design thinking) kavramını araştırmalarını tavsiye ediyorum. İnovasyon danışmanlık firması ArtBizTech, konu ile ilgili workshop'lar düzenliyor.
Tasarım odaklı düşünme, tasarımcıların yaklaşımlarını stratejik, taktiksel ve operasyonel seviyedeki inovasyon ihtiyacına çözümler bulmak amacıyla kullanıyor ve odağına insanı alıyor. Metodoloji, herhangi bir birime ya da gruba özel olmaksızın, problemlerine insan odaklı çözümler bulmak isteyen, yenilikçi ve yaratıcı çözümlere ihtiyacı olan herkes tarafından kullanılabiliyor.
Problem ya da fırsatı (challenge) tanımlama, hedef kitle ile empati yaparak ihtiyaç ve beklentileri irdeleme, çıkan sonuçları yorumlayıp içgörüleri belirleme, yaratıcı ve yenilikçi fikirler üretme, prototip geliştirme ve ortaya çıkan çözüm konseptini yeniden hedef kitle ile değerlendirme şeklinde altı aşaması bulunan metodoloji, geliştirilmek istenen ürün, servis ya da iş modelini en inovatif ve insana dokunan yönleriyle ortaya çıkartmak için de oldukça etkili bir başlangıç noktası.
Araştırma aşamasında hedef kitleler ile gerçekleştirilen görüşmelerin de sayesinde öncelikle "neden" sorusunu yanıtlıyor. Fikir geliştirme ve prototipleme aşamalarında ise ortaya çıkarılan içgörülere yaratıcı ve yenilikçi fikirler bulunuyor; hedef kitleye kattığı değer, uygulanabilirlik, şirket kültürüne uygunluk gibi parametrelere göre önceliklendiriliyor. Böylece "ne?" sorusunun yanıtı da verilmiş oluyor.
Ayrıca tasarım odaklı düşünme metodolojisi, şirketlerde hali hazırda uygulanan fikir havuzlarına da entegre bir şekilde uygulanabiliyor. Fikir havuzlarında toplanan fikirler, ele aldığı sorunlara ve fırsatlara göre kategorilendiriliyor, ardından şirketin stratejik odak alanlarını da göz önünde bulundurularak ortaya çıkan kategoriler önceliklendiriliyor. Öncelikli olarak seçilen kategoriler ise tasarım odaklı düşünme workshop'larında ele alınacak challenge'lar (problem/fırsat) haline getiriliyor.