Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.87
Gram Altın
2428.42
BIST 100
9722.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Üreme Sağlığı

Koruyucu hekimliğin belki de üzerinde en az konuştuğu, tartıştığı sağlık alanı üreme ve cinsel sağlık konusu.

Neden tüp bebek merkezlerinin sayısı hızla arttı, neden infertilite ( kısırlık) diye bilinen sorun son yıllarda hızla artış gösteriyor. Erkek infertilitesi kadın infertilitesini geçmiştir.

Jinekolog olarak en çok üzüldüğüm üreme sorunlarından diğeri ise artan gebelik kayıpları. Bu konuyu ayrı bir yazı olarak ele alalım. Erken menapoz ya da over yetmezliği sorunlarımız da son yıllarda artan kadın üreme sağlığı sorunları arasında yer alıyor. İlerleyen süreçlerde bu konuyu da inceleyelim.

Bugünkü yazımızda özellikle erkek üreme kapasitesindeki azalmayı mutlaka konuşalım, yazalım. Gurur meselesi yapmak, sorunu görmezden gelmek yeni yetişen erkek çocuklarımızın içerisinde bulunduğu tehlikeyi büyütmeye yol açar.

Yaşam kalitemiz, refahımız artarken daha az sıklıkla hasta olmamız beklenir. Oysa çağımızın en önemli mücadelesi sağlık alanında yaşanıyor. Artık sağlıklı yaşamak, temiz gıda ve su bulmak, besin içeriği yeterli yiyeceklerle beslenebilmek ciddi bir bilinç ve mücadele istiyor.

Hekim anne olarak hayatım mutfakta çocuklarımla olan didişme ve mücadelelerle geçti. Torunlarım için nine olarak içine düşeceğim buhranı düşünemiyorum bile. Sanırım en temiz beslendiğim yıllarım 1970-1987 yılları arası tekabül eden baba ocağımdaki anneciğimin besleme modeliydi.

Annem ve babam her türlü gıdayı kendileri üretirlerdi. İneğimiz, koyunlarımız, tavuklarımız, yumurtamız, pekmezimiz, nar ekşimiz, turunç ekşimiz, salamuralarımız, kurutmalıklarımız, değirmende karakılçık buğdayımız, domates, Karaisalı biber salçamız, tarhanamız, eriştemiz… Annem deri içine tulum peyniri yapar, seccade postumuzu hazırlar, yaptığı kelle paça, kuyruk yağı, tereyağı, işkembeye bayılırdık.

Gençliğim pazarcılıkla geçtiği için köy pazarlarını seyretmeyi bile çok özlerim.

Hayatımıza bir bakalım; bizleri neler hasta ediyor olabilir? Enerji dengemiz, uykumuz, çalışma hayatımız, ibadet dünyamız, sosyal ilişkilerimiz hepsini tek tek düşünelim.

Sağlıklı yaşamak, ruh dünyamızı güzelliklerle donatmak ve gönül âlemimizi zenginleştirmek için gayret edelim. Birlik ve dayanışma içerisine girelim.

Sanırım toplumsal bir yenilenmeye hepimizin ihtiyacı var.

Üreme sağlığından nereye geldik öyle değil mi?

Üreme sağlığını bozan başlıca sebepler alkol, sigara, GDO’lu beslenme, vitamin eksiklikleri, uykusuzluk, yorgunluk, obezite, rızık kazanma telaşı, erkeklerin artan stresle mücadelesidir.

“Ben nefsimden feragat edemem, ben günde 1,2 paket sigara da içerim, GDO’lu besinleri rahatlıkla tüketirim, spor yapmam, hareket etmem, eğlenceye düşkünüm” diyerek yaşamaya devam edebiliriz.

“Neden hocam, neden oldu?”

“Bebeğim neden öldü? Neden kromozomal bozukluk ortaya çıktı?”

“Neden gencecik erkeklerin sperm sayılarında azalma, hareket azlığı ve bozuk anatomik formasyonlu spermlerde artış ortaya çıkıyor?”

“Beyefendi sizi tüp bebeğe yönlendirmeliyim, size TESE, ROSİ, mikroenjeksiyon yöntemleri ile baba olmanın tekniklerini anlatabilirim.”

“25 yaşında neden erken menapoz olduk?” sorusunun cevabı yerine “size PRP, ozon terapisi, fitoterapi ve tüp bebek ile belki yumurta üretebiliriz.” Diyebilirim.

“Ne kadar şansım var doktor hanım?” diye soran genç bir kızıma ne cevap verebilirim ki…

Hekim olarak çaresiz olan hastalarınızın, danışanlarınızın derdine derman olamamak ne kötü duygudur sizler bilir misiniz? Gözyaşı akıtan, elinizi tutan ve sizden medet uman kadınlar, genç oğullar kalbimi hüzne boğarlar.

İşte bu yazılar dertler olmadan önce tedbir alabilmek adına kaleme alınıyor. İş işten geçmeden, testi kırılmadan, metabolizma bozulmadan, insan insanlıktan çıkmadan önce koruyucu hekimliği geliştirmek adına kaleme alınıyor.

Yeni yetişen kuşaklar için bir çözüm, bir imkân oluşturulabilir mi? Çare bulmaya yönelik gayretle vakit ayrılıyor.

Bilmiyorum kaç kişiye ulaşır, kaç kişi önemser. Öyle bir duyarsızlık ve umursamazlık hali yaşıyoruz ki “Atın ölümü arpadan olsun, amaaan doktor hanım… Ne yesek zaten zararlı değil mi ki? Boş ver be anne. Kesin değil hasta olacağımız, bilimsel ispatlı mı ki, kaç makale var ki.”

DSÖ, makale, hekimlik sanatı ve benim tecrübelerim, gözlemlerim; bir milyona yaklaşan hasta ve danışan ailelerim…

Bu yazı burada bitmez. Gelecek hafta semen analizi ve erkek hormonlarındaki bozuklukları konuşalım. Sağlıcakla kalın efendim.