Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Ekim 2016

Unutmanın adı: Ezber

Ezberi unutmalı. Çünkü o bize unutturuyor.

Geldiğimiz nokta; ezberin, ezberleneni özellikle unutmak için icat edildiğini düşündürüyor. Bir insanın, bir bellekten farkı olmalı cümlesini kaç kere kurmak zorunda kalıyoruz, bilmiyorum.

Hafıza; içine aldığı, koruduğu ve geleceğe taşıdığı her ne ise, onun neden sadece kabuğunu alıyor? Kabuğa açacak yeterli yeri var da, öze yok mu?

O şeyin ruhunu, öz muhtevasını, her ne ise anlamını hafızasına almayarak ezberlediğini, sıkı sıkı kavradığını/muhafaza ettiğini düşünen "Ne muhteşem bir belleğe sahip!" mevku00eesine yerleşedursun, öz, kapı dışarı edildiği bu gür mahkumiyete fazla dayanamıyor. Çekip gitmeden önce kabuğunun kapısında içeri, kendi evine alınmayı bekliyor. Çok bekliyor.

Özün içeri alınamadığı, taşıdığının anlamından habersiz bellek araçları çok ucuza piyasada da satılıyor.

Mamafih bir belleğin ondan yararlanan bilinçli bir insana, muhafaza ettiği her şeyin -pekala- özünü sunabilme imkanı da var.

Sadece kitap veya kitabu00ee unsurlardan bahsetmiyorum.

Hayat da çok ezbere, üstünkörü, yüzeysel ve işte nasıl ezberlenmişse aynen yaşanmaya ve evet belki öldürülmeye devam ediyor. Monotonluk, sürgit tekrar yaşattığı kadar öldürücü de olabiliyor. Tekrara zorunluyuz tamam. Fakat her defasında anlamlı yaşamaya gönüllü olabiliriz. İstikrar; heyecanın uzun ömürlü yaşaması ve yatağında güzelce ölmesi için var. Ezber; anlamın vazgeçilmezliği anlamına geliyor böylece.

Ne yazık ki insan soyu, "ezber" kuvvetiyle, hayatı "tam kalbinden, tam anlamından" öldürmeye gelmiş bir müstevliler akını gibi davranıyor...Diriliği, canlılığı, can'ları ve farklı bir alemin dirileri olarak; cinleri, peri diye tabir edilen ilhamları, esinleri...kocaman ruhu, öze özgürlüğe dair ne varsa hepsini de...

Mesela Kuran ezberleniyor. Lafzı korunup kollansa da anlamının unutulup gitmesi karşılığında.

Ya da şiirler ezberleniyor. Peki ya neden incelik eziliyor kabalığın istibdadında? Hatta şairler kırıp geçiriyor bir insanı, bir insan soyunu bazen. Bilimler çok ileri ezberde. Fakat niçin insanlığa muzurluk yapmakta. Teknoloji kerrat cetvelimizken neden tabiat hasretimiz oluyor? Parmak sayısı kadar hafızız, parmaklarımız uçuşuyor tuşlarda. Şifre zengini birer deşifreyiz hepimiz. Her ezber bir şeyi tutmak, korumak yalanına, başka bir şeyi kaybettiriyor.

Ezberine almak; içeriği unutup gitmek için miydi? Muhtevayı es geçmek için...

Bir gayret hafızaya almak, kalpten sürüp çıkarmanın, aslı unutup gitmenin faslı mıydı?

Ezber; özü/kalbi muhafaza eden form/kalıbı korumak, esirgemek, bozulmaksızın muhafaza altında tutmak olarak iyileştirilmeli. Artık ezbere alınanın özü de korunup kollanmalı.

Bellekten farkı olmalı insanın. Hafız insanın...İnsan hafızasının. Neyin hafızı ise artık.

Ezber olacaksa hakkıyla olmalı. Bir şeyler ezbere alınacak illa. Hayatın tabiatı tekrarlı ve en nihayet ezberle akmakta. Bindiğimiz bir araçtan bir şarkı ezberleyip iniyoruz artık. Veya bir alış veriş merkezinde hiç tercih etmeyeceğimiz melodileri günlerce tekrar edebiliyoruz.

Ayrıca bu konuda nice despotluklar geldi, geçti bu gelenekten. Bir zaman hafızı olduğu Kitab'ın anlamını da taşıyan bir muhterem, Nuri Osmaniye caminin kendisine ayrılan ufacık odasında zor/gayri insani şartlar altında hafızlığa çalıştırıldığını söylemişti. Öncesinde ise köylerindeki bir hoca bozuntusu tarafından ezber eksiği yüzünden orasından burasından kan gelinceye kadar dövüldüğünü söylemişti. Başlı başına ahlaki bir hayat sistemini anlatan Kitab'ını muhafaza etsin diye ezberletme esnasındaki usulsüzlüğe bakar mısınız?