Unutmadık, unutmayacağız!
Yalan, iftira, dayatma, baskı, zulüm, ötekileştirme, yalnızlaştırma, uzaklaştırma, tüketme, yasaklama ve engellemenin adı olan 28 Şubat'ı 19. Yılında da kınadık. Kınamakla kalmadık; bin yıl süreceği iddia edilen vesayet sistemini on yılda yaşanan değişim süreciyle sona erdirdiğimizi de hatırladık.
Karanlık yıllardı.
Kesintisiz eğitimle imam hatip liselerinin orta kısmı kapatılırken çok sayıda Kur'an Kursu da kapanmak zorunda kaldı.
Katsayı uygulamasıyla meslek liseleri ve imam hatip liselerinin önü kesildi. Ülkenin kalifiye eleman ihtiyacı açığa çıktı.
Askerler, ders verme bahanesiyle okullara girerek, fişleme çalışmalarını alenen yerine getirdi.
Doğuştan verilen haklar gasp edildi, başörtüsü dayatmasıyla kadınlar evlerine hapsedildi.
Bu ülke insanlarının işletmeleri ve sanayi tesisleri 'yeşil sermaye' diyerek ötekileştirildi. Birilerinin milyar dolarlık vurgun yapması sağlanırken, Anadolu işletmelerinin önü kesildi.
Tüm bu zulümlere milli irade direndi, onurunu çiğnetmedi, AK Parti iktidarıyla birlikte hakkı olana kavuştu. Onuruna ve iradesine sahip çıkanlar tarihe altın harflerle yazılırken, darbenin mimarları yargı önüne çıkartıldı, isimleri tarihin karanlık sayfalarına not düşüldü.
28 Şubat sürecinde yaşananlar ise, 12 Eylül askeri darbesinin ürünü anayasadaki 'cumhuriyeti koruma ve kollama' görevini kendinde bulan zinde güçlerin planıydı. Bu planın tekrar sahneye konulmaması için şimdi üzerimize giydirilen deli gömleğini çıkartmak, vesayetçilerin elini güçlendiren darbe Anayasasından kurtulma vakti.. Milli iradenin üstünde bir iradenin olmadığını gösteren yeni anayasa için sorumluluk alma vakti. Yeni Anayasasıyla tam demokratikleşen, temel insan hak ve özgürlüklerinden yana reformlarını tamamlayan Yeni Türkiye vakti. Millet iradesine karşı yapılan Gezi kalkışması,17 ve 25 Aralık darbe girişimleri ve tırmandırılan terör olayları gibi vesayetten yana olanların son hamlelerini ortak akıl ile boşa çıkartma vakti.
Şimdi vakit; Ortak akıl ile hareket ederek, yıllardır özlemini duyduğumuz demokratik, özgürlükçü, sivil bir anayasayla darbeler dönemini tamamen kapatmak. Darbelerin tüm izlerini, mikro organizmalarına kadar ortadan kaldırmak için, ideolojik ön kabullerden arındırılmış, en geniş toplumsal uzlaşıyı temsil edecek ve bireyin devlete karşı özgürlüklerinin genişletilmesini sağlayacak yeni bir anayasa için sorumluluk alma vakti..
***
Unutmadık, unutmayacağız. Milli Görüş Lideri Merhum Erbakan Hocamızı unutmayacağız. Erbakan hoca, değil 5 sene, 500 sene sonra bile zihinlerde tazeliğini koruyacaktır. Allah ebediyen rahmet eylesin.
Erbakan Hoca, her zaman sivil bir fikrin, düşüncenin ve anlayışın temsilcisi olmuştur. Militer bakış açılarını ve yaklaşımlarını reddetmiş ve karşı çıkmıştır. Bu anlayışla, sivilleşmeye ve sivil düşüncenin gelişmesine katkı sunmak, değerlerimiz ekseninde sivil toplum hareketinin gelişmesine yardımcı olmak amacıyla bir çok alanda sivil toplum kuruluşlarının kurulmasına öncülük etmiştir.
Öncü oldukları da bugün milli iradeye ve sivilleşmeye sahip çıkarak, Yeniden Büyük Türkiye için direnmektedir. Yolları açık olsun.