Unutmadık

Yarın; önce güzel yurdumuzun, sonra İslam aleminin yarınları için büyük etkiye haiz önemli bir seçime daha gidiyoruzu2026 Günlerdir meydanlar ve sosyal ağlar vesilesiyle latif ruhlarımız üzerine inşa edilen gerginliklerin, 8'inde gerçekleşecek genel değerlendirmelerden sonra nihayet bulmasını ve sandıklardan çıkacak millet kararının hakkımızda hayırlı olmasını temenni ediyoruz. Her zaman savunduğum bir hakikat; farklı fikirlere, şekillere, renklere sahip bireyler toplumun özgür zenginliğidir fakat bu zenginlik, vicdanların ideolojiye teslim edilmediği yerde saygınlık kazanabilir. Hepimiz, zahiren sandıkların cılız bedenlerine, hakikatte ise istikbalimize kararımızı bırakacağız. Gönüllerimizi kuşatan isimler şüphesiz ki bellidir fakat ben yine de köşeme küçücük bir hatırlatma bırakmayı vazife biliyorum. Hatırlatma kelimesini "unutan" kardeşlerimiz için zikrettiğimin altını çiziyorum çünkü biz;
Unutmadık!
Senelerdir başımızdakilere "diktatör" yakıştırması yapanların kanlı mazilerini; inandıkları uğruna darağaçlarının insafsızlığına terk ettikleri aşk şehitlerini unutmadık!
Margarin, tüp, ekmek kuyruklarında heder olan başı yaşmaklı, ağzı dualı teyzelerin; hastalığını ardından sürükleyen amcaların; gençlerin, çocukların, sabır sayanların çilesini unutmadık!
Başörtüsü için eşiğinden dönmek zorunda kaldığımız okul kapılarını, ağırlığını omuzlarımızda taşımaya mahku00fbm edildiğimiz ideallerin yüzümüze bir tokat misali çarpılışını, yaşam tarzından/giyiminden/ilkelerinden dolayı toplumdan dışlanan, cezaevlerine, işkence odalarına mahku00fbm edilen bireylerin varlık savaşını unutmadık!
Anayasa kitapçığının fırlatılması öyküsü ile ortaya çıkan ülke gerçeğinin (ki vurgunun ilanıydı) bir gecede ziyan ettiği binlerce işçiyi ve işyerini unutmadık!
Çok değil, iki sene önce ağaç bahanesi ile meydanlara dökülen topluluğu, darbe rüyası için kullanan siyasilerin devlet malının talanına gözlerini nasıl kapattıklarını; bir ülkenin başbakanına, eşine, kızına yazılan simsiyah hakaretlerin dilsiz duvarları nasıl utandırdığını, maddi-manevu00ee kaybımızı unutmadık!
O gün, şiddet yanlısı çılgın gruba uzak rüyaları için en büyük desteği veren darbe sevdalılarının; bu gün arenalarda birlik ve beraberlikten, özgürlükten, üslup güzelliğinden bahsetmeleri trajikomiktir. Bırakalım merkezde duran bir CHP'yi, iktidara yakın bulunan bir CHP'nin dahi ilk icraati başımızı secdede ezecek bir samimiyet yoksulluğu sergilemek olacaktır. Bugün, halkı ikna etme yoluna taklit politikası üzerinden giden CHP, dilden kalbe inemeyen söylemleriyle inandırıcılığını yitirmiştir ve şükür ki böyle bir ihtimal uzağımızda durur.
Son günlerde sergilenen tuhaflıklar silsilesinin ikinci halkasını da HDP oluşturuyor. Senelerdir binlerce insanın ölümüne sebep olan ve gücünü kanla beslenen bir anarşiden alan partinin sözcüsü Demirtaş, mensubu bulunduğu etnik kökencilikten uzak bir imaj çizme gayretinde ve bu güzergahta bir noktaya kadar başarı sergilediği söylenebiliru2026 Peki, kritik noktalarda varlık nedenini dillendirmekten imtina eden bir insanın hakikatine gerçekte kim inanır? Kimseu2026 Öyle ise sözde İslamu00ee ve millu00ee duyarlılık taşıyanlardan Selahattin Demirtaş rüzgarına kapılanların çıkıyor olması, "parçala-dağıt" politikasına hizmet düşüncesinin kimi gönüllerde saklandığını aşikar eder ki bu, bir kez daha sorgu gerektirir.
Rabbim bizi sözün samimiyetsiz tesirinden korusun ve bir kez daha, Hakkın Sesi, Halkın Sesi Olsun.
Selam ileu2026
Nuray Alper