Unutma!

Biliyorum “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldur.” Ama sen yine de geçmişte yaşadıklarını ve gözünle gördüklerini sakın unutma! Şöyle geriden 80 yıl öncesinden başlayalım istersen. Meselâ milliyetçileri ‘tabutluklar’a tıkan o sağır zihniyeti unutma! Minarelerimizde 18 yıl boyunca devam eden ‘ezan yasağı’nı unutma! Kur’an okumayı suç sayanlarla Ezan-ı Muhammedi’yi aslına uygun okutan “İslam kahramanı” Adnan Menderes’i ve arkadaşlarını da unutma! “Sizi buraya tıkan irade böyle istedi” diyen güdümlü ve insafsız Yassıada yargıçlarını, milletin sevgilisi şehit Başvekile edepsizce işkence edenleri, o alçak cinayeti bayram günü ilan eden köksüzleri, cibilliyetsizleri, soysuzları da unutma!

İnançlarından dolayı zindanlara atılanları, soğuk hapishanelerde ölüme terkedilenleri, uydurma/yalan “ayin” ve “irtica” haberleriyle sayfalarını dolduran ceridecileri, Mecliste “başörtüsü serbestiyeti” getiren kanuna milletveklerinin büyük çoğunluğunun desteği üzerine utanmadan “Kaosa Kalkan Eller!” manşetini atan gazetecileri de unutma! Kendisini milletin ve meclisin üstünde görmek isteyen akıl fukaralarını, vicdan yoksunlarını, gönül nasipsizlerini, hürriyet düşmanlarını, halkına tepeden bakan seçkinci güruhu asla unutma!

Hafıza bazen insana ihanet eder. Doğrudur ama insanı canevinden vuran, değerlerini altüst eden, akıl dışı olayları aman ha unutma! On yılda bir milletin iradesini hiçe sayan darbeci sakat kafaları da, bu hastalıklı kişileri alkışlayan güruhu da unutma! Gencecik çocukları ipe gönderen, ‘bir sağdan bir soldan astık netekim’ diyenleri de unutma! İnancı gereği başörtüsü taktığı için eğitim hayatından uzaklaştırılan ve yurtdışına çıkmak zorunda bırakılan masum kız çocuklarımızı unutma! Tesettür hakkı isteyen öğrencilere Arabistan’ı işaret edip kovanları da, milletine hizmet eden ve Türkiye’nin ufkunu açan merhum Turgut Özal’a “Çankaya’nın Şişmanı” diye hakaret eden kalem fukaralarını da unutma!

Merhum Başbakan Necmettin Erbakan’a MGK’nda boncuk boncuk ecel terleri döktürenleri, ona ‘Artık çekil’ diyen dış güçlerin uşağı Gülen’i de lütfen unutma! İmam Hatip Okullarının kökünü kazımak isteyenleri, Kur’an kurslarına türlü engel çıkarıp çocuklarımızı Allah kelamından mahrum etmek isteyenleri, dindar insanları tehlikeli gösteren zavallıları da unutma! Mecliste başörtülü milletvekiline tahammül gösteremeyen eski kafa politikacıları da unutma!

Ramazan’da halkın gözüne baka baka su içenleri, aziz devletimize “seri katil” diyenleri, bu milletin asil evlatlarına “göbeğini kaşıyan adam” diyerek hakaret edenleri, bebek katilininin heykelini dikmek isteyenleri, Devletin Valisi’ne en galiz küfür edenleri, büyük milletimizin ve aziz devletimizin 15 Temmuz’daki şanlı direnişini, o diriliş gecesindeki cesur, yürekli idarecilerimizi, Ömer Halisdemirleri ve diğer şehitlerimizi/gazilerimizi aman ha zinhar unutma!

Unutulmaması gerekenler çok. Meselâ 17 yıldan beri sana hizmet edenleri, Türkiye’nin tam bağımsızlığını ilan edenleri, bütün vesayetleri çukurlara gömen güçlü iradeyi, geniş ufukları gösterenleri, hür iklimleri teneffüs ettirenleri, tüm yasakların canına okuyanları, refahı getirenleri, vatandaşına ‘insan’ muamelesi yapanları da unutma! İstanbulluyu pislikten, kokudan, kuyruktan, susuzluk ve mezbelelikten kurtaranları unutma! Eski ‘çöp dağları’nı, yoksullukları, hastane köşelerinde perişan olan insan kardeşlerini de unutma!

Gezi rezaletini, 17-25 Aralık kalkışmasını, 15 Temmuz FETÖ ihanetini unutma! Darbecileri kimin ve kimlerin himaye ettiğini, onları dış güçlerin sahiplenişini, içeridekilerin desteğini, yürüyüşlerde kimin kimlerle kolkola olduğunu, proje adamları unutma! Canını hiçe sayarak Doğu ve Güneydoğu’daki Mehmetçiklerimizi, Irak ve Suriye’nin kuzey bölgelerini süpüren aziz devletimizin şanlı ordusunu, “Peygamber Ocağı”nı unutma!

“Dünya beşten büyüktür” sözünü pervasızca haykıran Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a “Bilge Kağan” diyen büyük romancımız Üstün İnanç’ın, “Binali Yıldırım, Marmara Kıraathanesi’ne gelirdi. Kafası sağlam, bilgili, inançlı ve iyi bir Marmaratör’tür.” sözlerini ben unutmuyorum. Sen de sandığa giderken al bayrağın dalgalandığı Türkiye’yi, mazlumların kalesi hâline getirenleri unutma! “İnsana teşekkür eden Rabbine de şükreder.” sözü güzeldir. Öyleyse İstanbul’a ve Türkiye’ye çağ atlatan hizmet ehline teşekkürü unutma!