Üniversiteli Haşmet, elektrikçi Selamet!
NE güzel, artık herkes üniversite mezunu!
Hali hazırda sekiz milyonu aşkın üniversitelimiz var.
Sayı hızla artıyor, 10 milyona gidiyoruz emin adımlarla!..
Çoğu “diplomalı
mesleksiz” olacak.
Piyasaya çıktıklarında diplomayı nereden aldıklarından çok
daha fazla, neler yapabilecekleri sorulacak kendilerine!
Herkes tecrübe isteyecek ve tecrübe kazanmaları için gerekli
ortamı bulabilenlerin oranı çok düşük olacak!
Bu durumda…
Yaşasın memuriyet, yaşasın iş garantisi!
Öğrencilere sorduğunuzda, yüzde 90’ı “Memur” olmak istediğini söylüyor.
Olabilirlerse “yırtmış”
olacaklarmış, aksi takdirde perişan!..
Herkes üniversiteli olunca, yığılma oluyor haliyle…
Özellikle de Devlet Kapısı’nda!
Geçenlerde, bir akrabam oğlunu karşısına almış, nasihat
ediyordu.
“Bak tam üstüne
geldi, Serdar Amcan bu işleri bilir!” dedi...
Ve şöyle devam etti:
“Serdar Abi, ben
oğluma diyorum ki, öyle özel sektör özel sektör hiç heveslenme, patronun iki
dudağı arasında olursun. Ne iznin belli olur, ne de tatilin... Memur olursan,
seni kimse işten atamaz kolay kolay. Hakkın, hukukun olur. Her zam döneminde
toplu sözleşmeden faydalanırsın. Pandemi
olur, özel sektördeki maaş alamaz, sen tıkır tıkır alırsın. Esnaflık boş, özel sektör boş, çalış KPSS’ye,
kap memuriyeti, oh!”
Genç babasını dinlerken, bana baktı…
Adamcağız, söze girmeme fırsat vermeden devam etti:
“Yükselmenin yolu da
devlet memuriyetinde. İmam oluyorsun, müftülüğe giriyorsun, müftü oluyorsun
icabında. Diyanet İşleri Başkanı da memur. Mühendissen, memurluğu kap, icabında
genel müdür olursun. Bir daire başkanı olsan yeter, ömür boyu sefa!”
Gence “Baban, her
baba gibi elbette senin iyiliğini istiyor. Ancak, bana sorarsan, ideallerin
varsa peşlerinden koş. Kafesteki muhabbet kuşu olmaya çok da heveslenme!” dedim.
Ben böyle konuşunca…
Baba ters ters baktı!
Haklı mı, haksız mı değerlendirmek siz okuyucularıma kaldı!
HER TÜRK MEMUR DOĞAR!
Gençlerin en az yüzde 90’ı memur olmak istiyor, bu net.
Askerde “Her Türk
Asker Doğar!” diye inletirdik dağı taşı.
Şimdiki slogan:
“Her Türk Memur
Doğar!”
Milyonlar, milyonlar…
Sayı her geçen yıl artıyor…
Bir de, geçmişten gelen milyonlar var, memur olma hayaliyle
yanıp tutuşan…
Devlet’e kapak atma sınavına hazırlanıp duran!
Kamu bu kadar büyük talebi emebilir mi?
Asla!..
Her dönemde atananlar, atanamayanlar…
Bu kadar şunlardan atanacak, bu kadar bunlardan atanacak!
Yönetimler bunu ya yapacak ya yapacak!..
Yapmasınlar hele, seçmen oylarıyla cezalandıracak!
DİPLOMALI MESLEKSİZLER!
Evet, dostlar…
Öğrenci de çok, mezun da…
Zoraki öğrenci, zoraki mezun!
Bir de…
“Yol yakınken”
kendilerini kurtaranlar var.
Bizim kasabadaki “meşhur”
su tesisatçısı, övünmek gibi olmasın, akrabamızdır.
Köye gittiğimizde ihtiyaç oluyor, arayıp davet ediyorum.
Çoğu vakit, iş
yoğunluğundan dolayı günler sonra gelebiliyor.
Öyle, gözlerimiz yollarda bekliyoruz kendilerini!
İşte bu!..
Belgesi var, marifeti var.
İşi de MaşaAllah, canavar.
Ona buna niçin yalakalık yapsın?
Vekil mekil karşısında niçin el pençe divan dursun, düğme
iliklesin?
Yaşadığı yerde ilgi ve beğeni odağı haline gelen
tesisatçının yolundan gidenler çok az tabii..
Bizde herkes üniversite, özellikle de dört yıllık bir
üniversite mezunu olmak zorunda!..
Aileler aşağısına (!) razı değil.
Ele güne karşı ayıp olmasın diye, üniversiteye zorluyorlar
gençleri.
Sakın yanlış anlaşılmasın; zehir gibi ders çalışan, ders
çalışırken kendini unutan gence lâf ettiğim yok.
O okusun, en yüksek okulları bitirsin.
Ama hevesi yoksa, zoraki çalışıyorsa, niye ittirmeli?
Size misal:
Köyden bir genç gelmişti.
“Sana itimat ederim.
Lütfen oğluma sahip çık, İstanbullarda kaybolmasın!” dedi köyde yaşayan
babası.
Genci, elektrikçi arkadaşımın yanına verdim.
Bir yılda kalfa, iki yılda usta oldu.
Şimdi ordinaryus!..
Belgesi var, bilgisi var…
Herkesin de ona ihtiyacı var.
Bir gün patronu köye gelmiş, babasına dil döküyor:
“Selamet’i lütfen
bana gönder abi, oğlunuz çok iyi maaş alacak!”
Babası, “Olmaz,
önümüzde ırgatlık var” diyor.
Patron, Selamet’i alabilmek için, harmanda çalışacak kişinin
de yevmiyesini üstleniyor.
Usta o kadar kıymetli.
Yok bu tercih edilmiyor pek.
Okumak istemeye istemeye üniversite bitir…
Orta yaşta, ona buna dil dök!
Üniversiteli Haşmet, şimdilerde memur olabilmenin hayalini
kuruyor.
Elektrikçi Selamet ise, uzun yıllar önce atıldı hayata.
Yuvasını kurdu.
Evini, otomobilini, arsasını aldı.
Üniversiteli Haşmet ise…
Malûm!