ÜNİVERSİTEDE FİKİR HÜRRİYETİ
Paralelden bir profesör, çalıştığı vakıf üniversitesi kadrosunda iken işine son verilmiş. Sayın profesör ise açıklama yapmış ve kamuoyuna bildirdiği düşüncelerinden dolayı işinden atıldığını iddia etmiş. Sonra da eklemiş; "Üniversitede düşünceye tahammül yoktur, fikir hürriyetim engellenmiştir. Bir üniversite hocasının düşüncelerini söylemesi suç kabul edilmiştir."
Medyadaki haberlere bakılırsahoca ayda 20 bin gibi güzel bir ücret alıyormuş. Elbette ballı işini bırakmak istemeyecektir ama bu "hürriyet" tanınmayan düşünceleri neymiş ona bakalım.
Sayın profesör o çok önemli, ülkemize değer katacak (!) düşüncelerini twitter yoluyla göndermekte imiş. Açtım twitter hesabına ve baktım. Tam paralele yakışacak hesaptı bu. Baştan aşağı başbakanımıza, Ak Parti hükümetine ve Ak Parti'ye çirkin ifadelerle saldıran, adeta salyalı ağızla küfür eden twittler söz konusuydu.
Üstelik bu twittler, diğer paralellerin de yaptığı gibi ve sanki düğmeye basılmışçasına 17 ve 25 Aralık sivil darbe teşebbüsünden sonra ortaya çıkmışlardı. Hocanın ulusal bir gazetede günlük yazılar yazmasına rağmen o ana kadar düşüncesine karışan olmamış, nedense bu twittlerden sonra tehlikeli bulunarak görevine son verilmişti.
Bir profesör düşünün; bir yerden gelen işaretle ülkemizin iftiharı ve milletimizin sevgilisi bir başbakan hakkında iğrenç twittler atmaya başlıyor. Saçma sapan, üstelik iftira dolu, yalan mesajlar bunlar. Ayrıca hiç orjinallikleri de yok. Düşünce dünyasına katkıyı bırakın fitne ateşine odun taşıyan ifadeler söz konusu. Sonra diğer insanları, partileri ve cemaatleri yukarıdan gören, kendini dünyanın merkezi sanan ve her konuda kendini yüzde yüz haklı gören zihniyete sahipler. Zaten tüm paralel kafa yapısındakiler, fotokopi ile çoğaltılmışçasına benzer mesajlar gönderiyorlar. Okyanus ötesinden birinin garip ve anlaşılmaz öfkesini yansıtıyorlar. Üstelik ülke güvenliğini tehlikeye düşürücü veya başka ülke çıkarına paralel twittler olabiliyor. Taktik de şu: Seküler ve modern bir bayan resmi ve ismi ile veya uyduruk bir adla ve adresle hesap açılıyor, sonra bu hesaptan atılan iğrenç mesajlar diğer paralellerce paylaşılıyor.
Üniversite yönetimi de haklı olarak "böyle hoca bizim üniversitemizin kalitesine yakışmaz" demiş ve sözleşmesine son vermiş. Aslında hiçbir üniversiteye uymaz tabi.
Bu paralellere şaşırıyorum. Bunların hiç kendine göre düşünceleri olmaz mı? Neden hep aynı şeyleri yazarlar? Neden okyanus ötesinden gelen rüzgara göre düşünceleri çabucak değişiverir?
Sonra kendilerine karşı düşüncelerini beyan edenlere karşı hemen hükümet yalakası olmakla suçlayarak ağır hakaretler ederler. Neden böylesine tahammülsüzdürler?
Bu profesörün anladığı gibi düşünce hürriyeti onlar için sığ, küfürlü ve önyargılı sözler etmektir, daha doğrusu başbakanımıza ve cumhuriyet hükümetine saldırmaktır. Yani kendilerine dikte ettirilen yargıları papağan gibi tekrar etmektir. Ve kesinlikle paralel yapılanma ve lideri hakkında en ufak tenkit etmekten bile kesinlikle uzak durmak ve o zatı yanılmaz, eleştirilmez görmektir.
Bu kişiler şunu bilsinler ki giderek onları kimse ciddiye almamakta, ibretle izlemektedir.