Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Kasım 2018

Umudumuz Türkiye

Yaşadığımız yüzyılda hem bağımsızlık mücadelesi hem de kalkınma hamleleri ile Türkiye tüm İslam ülkelerine örnek olmuştur. Özellikle 90’lı yıllardan itibaren Sovyet Rusya’nın dağılma süreciyle başlayan Asya’daki Türk gücü ve dikkate alınması gereken Türk varlığı, Türkiye’nin önemini, liderliğini güçlendirmiştir. Bir başka gelişme ise Balkanlardaki Müslüman ülkelerin bağımsızlıklarını kazanmalarıdır. Burada da Türkiye’nin rolü oldukça artmıştır.

Türkiye’yi çevreleyen savaşlar ve artan terör unsurlarına rağmen savunma sistemlerini millîleştiren Türkiye’nin dışa bağımlılığı da azalmıştır. Yerli üretim savunma sistemlerini devreye sokan Türkiye’nin uluslararası piyasada rekabet gücü de böylece artmıştır. İnsansız hava araçları, atak helikopterleri, tankları vb. ile kendi savunma sanayiini güçlendiren ve bu alana yatırımlarını artıran Türkiye, tarihî adımlar atarak sınır ötesi operasyonlar yapabilmiştir. Afrin ve Fırat Kalkanı gibi başarılı operasyonlar gerçekleştiren Türkiye, uluslararası diplomaside de gücüne güç katmıştır. AB ve ABD’nin dışında Rusya gibi özellikle Asya piyasalarında Türkiye hesaba katılmadan bu coğrafyada adım atılmıyor. Bu gelişmeler gösteriyor ki Türkiye yegâne umuttur.

Türkiye, mazlum ve mağdur edilmiş ne kadar Müslüman toplum varsa hepsinin tek umudu olmuştur. Asya, Afrika, Orta Doğu, Balkanlar gibi coğrafyalarda temel hak ve özgürlükleri elinden alınmış, soykırıma maruz kalmış Müslüman toplumun yanında duran ve onlara devamlı destek olan tek ülke yine Türkiye’dir.

Bosna, Kosova, Arnavutluk, Makedonya gibi ülkelerde yaşayan Müslüman toplumla birlikte “evlâd-ı fatihan” tabiriyle anılan Balkanlardaki Türk varlığının beklediği, sığındığı tek ülke olan Türkiye’nin iç ve dış siyasî hamleleri çok önemlidir. Türkiye’nin birçok alanda desteklediği bu ülkelerde yaşanılan ve Türkiye özlemi ve sevdasını da ortaya koyan dikkat çekici olaylar da yaşanılmaktadır. O dikkat çekici olaylardan biri bu hafta bir köyde yaşanılmıştır. İşte Türkiye’nin insanî yardımları ve örnekliği:
“Makedonya’da bir Türk köyüne gittik bugün. Kimse rencide olmasın diye köyün ismini yazmayacağım. Hava soğuk, hepimiz kışlık montlarımızı, kazaklarımızı ve kışlık botlarımızı giydik. Köye vardığınızda okula gittik, çocukların ne montu vardı ne ayakkabısı. Sayın Büyükelçimiz Tülin ERKAL KARA çocuklara ayakkabı ve çeşitli hediyeler dağıttı, bizzat elleriyle her çocuğa ayakkabılarını giydirdi, onları sevdi, okşadı. Oradaki insanlar, hediyelerden çok Büyükelçimizin "Cumhurbaşkanı’mızın selamı var" cümlesine mutlu oldular. Yüzüm güldü, içim kan ağladı bugün. Ve bunlara sahip çıkan sadece bir kişi var, Cumhurbaşkanı’mız....”

Yukarıdaki olayı, değerli bilim insanı ve Uluslararası Balkan Üniversitesi (IBU) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Dursun Erdem’den öğrenmiş bulunuyorum. Cumhurbaşkanı’mızın bizzat görevlendirdiği değerli dostum Prof. Dr. Mehmet Dursun Erdem, göreve başlar başlamaz sadece rektörlüğünü yaptığı üniversitenin değil, oradaki mazlum tüm kardeşlerimizin derdini dert edinerek, taşın altını gövdesine koyarak hizmet seferliğini başlatmış durumda. Bu iş gönül işi, iman meselesidir. Türkiye’nin tek umut olduğunu bilen Müslüman toplumun beklentilerini anlayan, çözüm üretmeye çalışan ve Türkiye’nin tarihî misyonundan aldığı sorumluluğunu hakkıyla yerine getiren, bizleri temsil eden Rektör Erdem’i tebrik ediyorum.

Bugün 24 Kasım, Öğretmenler Günü. Kendisi de bir öğretmen olan Uluslararası Balkan Üniversitesi (IBU) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Dursun Erdem’le birlikte tüm öğretmenlerimizin günü kutlu olsun. Umut Türkiye ama gelecek de öğretmenlerin elinde şekillenecek. Unutmamak gerekir ki eğitim ticarî bir faaliyet değildir. Eğitimin gittikçe özele kayması, bu alanın aşırı ticarî kaygılarla yönetilmek istenmesi bizi bekleyen büyük bir tehlikedir. Yarınlarımızın daha güzel olması için eğitimin geleneğimizden, tarihimizden, medeniyetimizden beslenmesi gerekir. Aksi halde yarınki nesil bizi tanımaz!