Dolar (USD)
32.54
Euro (EUR)
34.90
Gram Altın
2456.31
BIST 100
9881.55
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Şubat 2023

Umudumuz felaketten daha büyük

Bugün “Asrın Felaketi”nin 8. günü. Acımız, mâtemimiz her saniye büyüyor...

Bizim işimiz iyilerle; kötülere bela okumuyoruz, önce her şeye Kâdir olan Allah’a sonra da devletin yetkili kurumlarına havale ediyoruz.

İlkinin 65 ikincisinin ise 45 saniye olduğu açıklanan 110 saniyelik Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetli depremlerde Adana, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Diyarbakır enkaz altında kaldı.

“Millî Mücadele” ve “Kurtuluş Savaşı” seferberliği için gecenin gündüze karıştığı 7 gün boyunca Türkiye tek yürek oldu. Yurdun dört bir yanından milyonlarca insanımız deprem bölgesine yardıma koştu, ağır hasarlı yaraları, enkaz altında kalan canları kurtardı.

*

En çok da enkaz altından canlı çıkabilen çocuklar büyük bir ders vererek, kirlenmiş ruhlarımızı arındırdı. Bedenleri toza bulanmış halde hayata yeniden “merhaba” derken nasıl insan olunuru, hâl dilleriyle, kısa kısa cümlelerle yeniden hepimize öğretti. Gördüklerimiz, duyduklarımız karşısında kin, nefret ve husumete dair ne varsa hepsi siliniverdi. “İnsanoğlunun gözünü ancak toprak doyurur”u enkaz altında toza bulanmış bedenleriyle öyle bir anlattılar ki; bu dersi hiçbir öğretmen veremez. Bunca zaman enkaz altında olan bizim doymak bilmeyen hırsımız, tamahkârlığımızmış meğer.

*

131. saatte mucize kurtuluşun ardından, “Söyle bakalım, su mu istersin, çikolata mı?..” sorusuna karşılık, “Çok güzel bir abla geldi. Yemek verdi, su içirdi. Benimle oynadı. ‘Merak etme kurtulacaksın’ dedi. Siz gelince gitti...” cevabıyla herkesi gözyaşlarına boğan 7 yaşındaki İrem Bağrıaçık umutları bir kez daha yeşertti...

Bütün bunlar olurken, “Lâ tahzen!..” (Üzülme) diyordu yerin metrelerce altından çıkarak minicik bedenleriyle yeniden doğan Zübeydeler, Ahmet Erenler, Hazal Günerler, Halid Ali Talhalar, Sezai ve Şengül Karabacaklar, Melisa Ülküler, Aliye Dağlılar... ve daha nice isimsizler umudu müjdeledi...

Umudun, mucizenin simgeleri oldu...

Biz umutsuzluğa kapılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya dururken, onlar en zor zamanda nasıl dik durulur, nasıl kul olunuru bir âyet sarihliğiyle kalbimize nakşetti. Bu derslerle ruhumuzu her daim diri tutabilir miyiz, bilmiyoruz. Bunca acı gerçeğe rağmen tekrar gaflete dalar mıyız, kestiremiyoruz. Fakat şu kesin; tanıklık ettiklerimiz, bizi silkeledi, sarstı ölümlü bir varlık, aciz bir kul olduğumuzu yine, yeniden bir kez daha hatırlattı.

*

Ve sizlere müteşekkiriz üşümeyi, uyumayı, yemeyi, yorulmayı unutan, elini değil canını enkazın altına süren kahramanlar...

Kimileri hiç tanımadığı, yolunu bilmediği illerin yoluna düşerken, kimileri hayalini kurduğu şeyi alabilmek için kumbarasında biriktirdiği harçlığını paylaştı...

Kimileri “Allah-û Ekber, Allah-û Ekber, Allah-û Ekber...” nidâlarıyla enkazın altındakilere olduğu kadar üstündekilere de bir ses, bir nefes, bir ümit oldu...

Kimileri kulağından küpesini, kolundan bileziğini sıyırıp seferberliği destek verirken, kimileri gözyaşlarıyla ıslattığı dualarını gönderdi...

Kimileri enkazları tırnaklarıyla kazarak bir cana nefes olmak için ter dökerken, kimileri sahra hastanesine yetiştirilen hem bedeni hem de kalbi yaralılara şifâ dağıttı...

Kimileri mobil- sahra aşevlerinde ekmeğini, suyunu paylaşırken, kimileri evsiz yurtsuz kalanlara evini, otelini açtı...

Tüm Türkiye “Asrın Felaketi”ne karşı “Asrın Dayanışması”nı sergileyerek dost düşman herkese gösterdi.

Hülasa; bir kez daha zorda, darda kalanlara iyiliği elimizle, dilimizle ve kalbimizle dualarımızı seferber ederek tek yürek olduk. Bir kez daha umudumuzun felaketten daha büyük olduğunu gösterdik.

*

Dün itibariyle ilan edilen 7 günlük Millî Yas bitti. Fakat normalleşmek için her gün enkaz altıdan çıkan cansız bedenlerle haftalarca sürecek “Asrın Mâtemi”yle başbaşayız. “O Rus bu ABD” demeden herkesin iyiliğini de kötülüğünü de bir kenara not etmeliyiz. Şimdi düştüğümüz yerden değil, yıkıldığımız yerden milletçe ayağa kalkmalıyız. Hayata kaldığımız yerden, yaşananlardan ders çıkartarak devam etmeliyiz.

147 bin 934 depremzede başka illere tahliye edilirken, “Asrın Felaketi”nin 7. gününde yapılan açıklamalara göre hasar gören bina 24 bin 921’i, yaralı sayısı 80 bin 278’e, can kaybı 29 bin 605’i buldu. Bu sayının daha da artmasından endişe ediliyor.

Rabbim vefat edenlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifâ, acılarımıza sabr-ı cemil ihsan eylesin.

HÂMİŞ:

Tahrik timleri, depremlerin yaşandığı bölgedeki etnik çeşitliliği istismar ederek, devlete karşı kışkırtarak kaos çıkarmak için tetikte bekliyor, fırsat verilmemeli. Ev ve işyerlerine dadanan yağmacılara, nebbaşlara, temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını fırlatanlara göz açtırılmamalı. Son yıllarda “Üretim Ekonomisi”nde yol almaya başlayan Türkiye yaşanan deprem felaketiyle “Beton Ekonomisi”ne dönmemeli. Aksi takdirde kriz ağırlaşır, yaraları sarmak zorlaşır.