Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

​Ümmetsel bir çağrı

Biz İslam ümmeti olarak genelde medyanın, özelde de sosyal medyanın gücünü hala anlayabilmiş değiliz. Bundan çeyrek asır öncesine kadar medya, 4. Kuvvet olarak addedilirdi. Ancak bilişim çağının başlangıcı diyebileceğimiz bu 25 yılda teknolojik olarak dünya, adeta 25 asır ileriye gitmiştir dersek mübalağa yaymış olmayız. Zira her teknolojik buluş, gelişim ve terakkide bir çarpan etkisi yaptı ve insanlık akıl almaz sıçramalar yaşadı. Sonuç olarak şu anda medya, tüm Erk’ler içinde açık ara 1. güçtür. Öyle bir güç ki, artık tüm dünyada istediği iktidarı devirip yerine diğerini koyabilmektedir.

“Yapay zekâ” ve "Dijital çağın tehlikesi" olarak da nitelendirilen “deepfake” tam manasıyla devreye girdiği zaman ne olur, onu tahmin etmek bile zor. Hele yapay zekâ bilişimde tam söz sahibi olduğunda, bilişim çağına adeta her bir birkaç çağ birden atlatacak seviyeye gelecektir. Bu güç kontrolden çıkıp tam tersine insanı kendi kontrolüne almaya kalkışırsa ne olur? Burasını insan düşünmek bile istemiyor.

Evet, genelde “medya” özelde ise “sosyal medya” şu anda büyük oranda şer güçlerin elindedir. Bu güçle çok şeyler yapmaktadır. Çok rahat bir şekilde dünya insanlığının; sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik, güvenlik ve hatta ailevi ve özel hayatına dahi müdahil olabiliyorlar. Onlar oturduğu yerden bir tuşa basarak milyarlara ulaşırken, biz hala dört duvar arasında şe dost sohbetleriyle idare etmeye devam ediyoruz.

Bunun sonucu olarak, halen İslami çalışma yapmakta olan tüm cemaat, cemiyet, tarikat, vakıf ve derneklerin tümümün hizmetleri, topumun çok az bir kısmına ulaşmaktadır. Bu oran en iyi ihtimalle yüzde 10 civarında bir şeydir. Geriye kalan yüzde 90, tamamen kendi haline bırakılmış gibidir. Bunun birçok sebebinden bahsedilebilir. Ancak en bariz sebebi, İslami camianın kitle iletişim araçlarını gereği gibi kullanmaması veya kullanamamasıdır diyebiliriz.

Şu anda dünyada ve ülkemizde kaç TV kanalı var, bilinmiyor. Ondan çok daha fazla radyo kanalları var ve o da bilinmiyor. Ama kitle iletişim araçlarının baş aktörü, tartışmasız internettir ve internetin amiral gemisi sosyal medyadır. Sosyal medya mecralarının büyüklüğü kuşatıcılığı ve etkisi bizim hayal edemeyeceğimiz kadar geniş ve büyüktür.

Küçük bir istatistik:

“Yapılan bilimsel araştırmalarda, 83 milyon nüfuslu ülkemizde herhangi bir cihaz vasıtasıyla internet kullanan kişi sayısı 62,07 milyon. Yani nüfusun yüzde 72 si internet kullanıcısı. İnternet kullanıcılarının sayısı geçtiğimiz 2020 Ocak ayından bu yılın 2021 Ocak ayına kadar 2,4 milyon artarak yüzde 4’lük bir artış yaşanmasına yol açmıştır. Bir günde ortalama 7 saat 29 dakikayı internette geçiriyoruz, 2 saat 51 dakika sosyal medya kullanıyoruz, 3 saat 4 dakika televizyon seyrediyoruz,1 saat 21 dakikamızı müzik dinleme uygulamalarında geçiriyoruz, 58 dakikamızı oyunlarla geçiriyoruz.” (https://www.egitimledirilis.com/?omer-elveren/medyanin-gucu-1679y.htm, 31.03.2022)

Çağrımız:

Ferdi veya kurumsal tüm hesapların karşılıklı olarak amasız fakatsız, kayıtsız ve şartsız olarak birbirlerini takip etmeleri. Tabi sadece kuru bir takiple kalmayıp beğeni, paylaşım ve duyurma konusunda da gereğini yapmalarıdırlar. Bakın bunda tüm taraflar karlı çıkacaktır. Her kesimden Müslümanların mesajları, çok daha geniş kitlelere ulaşacaktır. Artık her bir sosyal medya hesabı, adeta birer TV kanalından çok daha fazla kitlelere ulaşabilmekte ve kat kat daha fazla etki etmektedir.

Evet, âcizane ben sosyal medya işlerinden çok fazla anlamam. Özel hesap, genel hesap veya resmi hesap ne demektir, nasıl olmalıdır? çok bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki, İslami cemaat ve cemiyetler, hatta bireyler bile birbirlerinin hesaplarına abone olup paylaşım yapma konusunda alabildiğine bencil ve mutaassıp davranıyorlar. Hâlbuki birbirlerine karşılıklı destek vermenin herkes için ne denli bir güç ve bereket vesilesi olacağını düşünüp gereğini yaparlarsa çok daha hayırlı olacaktır.

Evet, abone olma ve paylaşım konusunda seçici olmayalım demiyorum. İslam adına ortaya çıkan, ama İslam’a ameli ve hatta akidevî olarak zarar veren kimi hesapları elbette paylaşmayalım ve onlardan uzak duralım Şia ve Şia sever hesaplar, çağdaş haricilik diyebileceğimiz tekfirci hesaplar ve özellikle sünnet düşmanı reformist hesaplardan uzak duralım. Hatta onlara karşı tavır da koyalım. Ama ifrat ve tefritten uzak, akidesi ehlisünnet olan tüm hesaplar, birbirlerini takip etmek, abone olmak ve paylaşıp duyurmak suretiyle birbirlerine destek olmalıdırlar.