Ümmetin kızlarına...
Yüce
kitabımız Kur’an-ı Kerim cahiliye dönemi ‘kadın tasavvuru’ ile şu kareyi
oldukça canlı bir tasvir ile bizlere sunuyor:
‘Onlardan birine, kız
müjdelendiği zaman öfkelenmiş olarak yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen
müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde
yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Bakın ki verdikleri hüküm ne kadar
kötüdür!’ (Nahl,
58-59)
Sonrasında
cahiliye mantalitesinin bu şen’i cürüm ve cinayetini şiddetle eleştiriyordu:
‘Diri diri toprağa gömülen kıza,
hangi günahı sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda…’ (Tekvir, 8-9)
Diri
diri toprağa gömülmekte olan kız çocuklarını yeniden dirilten kim?
İslam…
Sadece
hayatta kalmalarını sağlamakla yetinmedi İslam…
Kız çocuklarını
yücelttiği ufka, çıkardığı zirveye bakmak lazım…
Bir
Müslüman için hayatta en yüce hedef cenneti kazanmak değil midir? Şimdi buyrun,
cennete kim üzerinden yürüyebileceğimizi Rasulullah (sav) Efendimizden
dinleyelim;
‘Üç kız çocuğunu
terbiye edip evlendiren ve onlara iyilikte bulunan cennete girer.’ (Ebu Davud)
‘Kimin üç kızı ve
üç kız kardeşi veyahut da iki kızı veya iki kız kardeşi olup da geçimlerini
güzel sağlar, onlar hakkında Allah’tan korkarsa, o kişi için cennet vardır.’’ (Tirmizi)
Evet, görüyoruz
ki anne ve babanın cenneti adeta kız çocuğunun zimmetinde…
Gelelim,
evladın cennetini nerede arayacağız?
‘Cennet annelerin
ayakları altındadır.’
(Nesai)
Cennet
babadan ya da bir başkasından önce annelerin ayakları altına serilmiş…
Evliliği
İslam şöylece anlamlandırıyor:
‘Kul evlendiğinde
dinin yarısını yerine getirmiş olur. Diğer yarısında ise Allah’tan sakınsın.’ (Beyhaki)
Saliha
kadınla evlilik dinin yarısına tekabül ediyor... Yoksa kusurlu bir kullukla baş
başa kalırız…
‘En güzel dünya
nimeti, insanın sahip olabileceği nimetlerin en hayırlısı: Zikreden dil,
şükreden kalp ve insanın iman doğrultusunda (müslümanca) yaşamasına yardımcı
olan kadındır.’
(Tirmizi)
Genç
kızlarımızla bunları bir daha paylaşmak istedim… Bunlar sizi memnun etmek için
seçtiğim metinler değil, sizi yücelten İslam’ın kadim kriterleri…
Sakın
bu müjdelere, rivayet kültürünün atıkları gözü ile bakmayınız, yüce Rabbimizin
rahmetinin tecellisi olarak okuyalım…
Sahte
kadın söylemlerine kanmayın…
Cennet
sizde saklı… Cenneti içinizde taşıyorsunuz… İslam’ın size yüklediği bu yüceliği
lütfen ıskalamayınız…
Hangi
başarı, zafer, kazanım, birikim, donanım, unvan, kariyer, statü, servet bu
müjdeye denk düşer?
Siz
doğduğunuzda babanıza cennet kapıları açılır…
Evlendiğinizde eşinizin, eşinizin imanının yarısını tamamlamış
oluyorsunuz… Anne olduğunuzda cennet ayaklarınızın altına serilmiş oluyor…
Evet,
siz cennetlik olmakla kalmıyorsunuz, birçok kişinin cennet vesilesi
oluyorsunuz…
İşte
İslam’ın size biçtiği konum… Rasulullah’ın (sav) size verdiği değer…
Bu ne
yüce bir izzet! Ne güzel bir devlet değil mi?
Bu
saatten sonra Kapitalizmin sahte cennet pazarlamalarına tav olmanız söz konusu
olabilir mi?
Modernizmin
seküler ve liberal limanlarına ilgi duyacağınızı sanmıyorum… Cennetin taşıyıcı
melekleri olmak varken, süslü ve sefil arzulara prim vereceğinizi düşünmüyorum…
Rasulullah’ın
nesebi kızları üzerinden devam etti,
değil mi?
Ümmetin geleceğide Meryem yürekli kızlarla şekillenecektir kuşkusuz…