Ümmet yapan anneler
Son çeyrek asırdır “haydi kızlar
okula” sloganı tüm zihinlere nakşedildi. İlk etapta bunu gündem yapanların çoğu
iyi niyetle desteklediler. Onların saf ve duru niyetleri, kız çocuklarımız
cahil kalmayıp çağını tanıyan bilinçli bireyler olsun diyeydi. Ama asıl bu
fikrin ağababalarının gayesi ta baştan kızlarımızı evden uzaklaştırıp piyasa
kadınları haline getirmek idi.
Evet, gelinen noktada kız
çocuklarında eskiden var olan okuma yazma bilmeme oranı neredeyse sıfırlandı.
Ancak konunun takibini yapan iyi niyetli tarafa mensup olanlar, ipin ucunun
kaçacağını belli ki hiç hesaba katmamışlar. Şimdi gelinen noktada, en
mütedeyyin ailelerin kız çocukları bile çalışan kadın olmak için can
atmaktadırlar. Tabi çalışan kadın olmak, anne olmaya asgari %80 veda etmek
demektir. Çünkü çalışan kadının anne olması zor olduğu gibi çocuklarını annelik
yapması zaten durmuş olacaktır.
Biz yıllardır “aileyi yıkan
milletler, yıkılmaya mahkûmdur” diyoruz. “Kadınları çalışan bir milletin
nesilleri kreş nesli olur” diyoruz. Ancak bir türlü sesimizi gereği kadar duyuramadık.
Kızlarımızın anne olmayı terk edip çalışma ve kariyer yapmaya yönelik yarışları
bu hızla devam ederse, batının bataklığına yuvarlanmamız pek de uzak değildir.
Bilindiği üzere batı toplumu nüfus olarak hızla erimeye devam etmektedir. Bunun
ana sebebi de batılı kadının annelik ve aile olmayı çoktandır terk etmiş
olmasıdır. Bu konuda istisnalar elbette vardır ama istisnalar kaideyi bozmaz.
Bakın bu işin şakası yok. Nüfusu
azaltan etkenler, hızla çoğalmaya devam ediyor. Nüfus planlaması adı altında
yapılan tüm çalışmalar, bu işin başında geliyor. Evlilik yaşının 18-20’lerden
35-40’lara çıkması bir sebep. LGBT dayatmaları başka bir sebep. Kürtajla
doğumun özendirilmesi başka bir sebep. İşte sebeplerden önemli biri de
kadınların evi ve anne olmayı terk edip piyasa kadınları olmayı tercih
etmeleridir. Yarın geç olmadan bir şeyler yapmak zorundayız.
Nüfus Azalıyor
Dünyanın en yüksek nüfusa sahip
ülkesi Çin'in nüfusu dün açıklanan resmi verilere göre 1061 yılından bu
yana ilk kez gerileyerek 1 milyar 411 milyon 800 bine düştü. Ancak nüfusu
azalan tek ülke Çin değil. Birleşmiş Milletler ‘in temmuz ayında yayınlanan
2100 yılı tahminlerine göre Avrupa'da ve Asya'da birçok ülkenin nüfusu
önümüzdeki yıllarda azalma eğilimine girecek. Birçok ülkede nüfus azalmaya
başladı bile.
Türkiye'de doğurganlık oranı
azalıyor
Türkiye İstatistik Kurumu'nun
Mayıs 2022 verilerine göre 2021 yılında ülkedeki doğurganlık oranı 1,70 çocuk
olarak kaydedildi ve bu durum doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan
2,10'un altında kaldığını gösterdi. 2001 yılında 2,38 çocuk olan bu oranda
görülen büyük düşüşün ülke nüfusunu eksi yönde etkilemesi bekleniyor. (https://tr.euronews.com/2023/01/18/dunyada-hangi-ulkelerin-nufusu-azaliyor-cinde-rekor-dusus-yasaniyor)
Ümmet yapan anne için:
1.
Tüm çocuklarımızı tam bir İslam eğitimiyle
terbiye edip batı kültürünün yansımalarından uzak tutalım. Kur’an ve temel dini
bilgilerini küçük yaşta öğretelim.
2.
Erkek çocuklarımıza erkek sahabenin, kız
çocuklarımıza ise kadın sahabenin hayatını yeterince işleyerek, onları örnek
almalarını sağlayalım.
3.
Kariyer yerine ümmet yapan anneyi oluşturmak
için, başta kız çocuklarımızı ta çocukluktan itibaren annelik ruh ve şuuruyla
eğitip terbiye edelim. Öyle ki kızlarımız; “büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna
önce “anne olmak istiyorum” diyebilsinler. Annelik görevinin yanı sıra herhangi
bir iş yapacaksa, bunu anneliği zedelemeden yapsınlar. Yani hiçbir iş veya
kariyer, kızlarımızın anne olmasının önüne geçmemeli.
4.
Ahiret bilincini çocuklarımızın yüreklerine
nakşedercesine işleyelim. Öyle ki, her çocuğumuzun; “ölüm haktır, sonra diriliş
haktır, hesap haktır, hesabın neticesi ya mükâfat ya cezadır” gerçeğini idrak
etmelerini sağlayalım. Bununla beraber dünyanın fani olduğunu ahiretin ebedi
olduğunu idrak edilmiş derecede öğretelim. Ebedi hayatta Cehennemlik olmanın ne
büyük hüsran olduğunu, Cenneti kazanmanın ise ne büyük saadet olduğunu
yeterince öğretelim.
5.
Çocuklarımızın arkadaş çevresini de çok dikkatli
bir şekilde oluşturalım. Bu kabilden olarak onların internetle olan bağlarını
da kontrol altında tutalım. Unutmayalım ki, çocuklarımızın en çok etkilendiği
unsurlardan biri de sosyal medya ve çevredir. Yıllarca gözünüzden sakındığımız
çocuklarımız, sosyal medyayla olan birkaç günlük iletişimle tepetakla
olabilmektedir. Allah (cc) yar ve yardımcımız olsun.