Dolar (USD)
35.17
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2966.84
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Ağustos 2023

​Ümmet yapan anneler

Son çeyrek asırdır “haydi kızlar okula” sloganı tüm zihinlere nakşedildi. İlk etapta bunu gündem yapanların çoğu iyi niyetle desteklediler. Onların saf ve duru niyetleri, kız çocuklarımız cahil kalmayıp çağını tanıyan bilinçli bireyler olsun diyeydi. Ama asıl bu fikrin ağababalarının gayesi ta baştan kızlarımızı evden uzaklaştırıp piyasa kadınları haline getirmek idi.

Evet, gelinen noktada kız çocuklarında eskiden var olan okuma yazma bilmeme oranı neredeyse sıfırlandı. Ancak konunun takibini yapan iyi niyetli tarafa mensup olanlar, ipin ucunun kaçacağını belli ki hiç hesaba katmamışlar. Şimdi gelinen noktada, en mütedeyyin ailelerin kız çocukları bile çalışan kadın olmak için can atmaktadırlar. Tabi çalışan kadın olmak, anne olmaya asgari %80 veda etmek demektir. Çünkü çalışan kadının anne olması zor olduğu gibi çocuklarını annelik yapması zaten durmuş olacaktır.

Biz yıllardır “aileyi yıkan milletler, yıkılmaya mahkûmdur” diyoruz. “Kadınları çalışan bir milletin nesilleri kreş nesli olur” diyoruz. Ancak bir türlü sesimizi gereği kadar duyuramadık. Kızlarımızın anne olmayı terk edip çalışma ve kariyer yapmaya yönelik yarışları bu hızla devam ederse, batının bataklığına yuvarlanmamız pek de uzak değildir. Bilindiği üzere batı toplumu nüfus olarak hızla erimeye devam etmektedir. Bunun ana sebebi de batılı kadının annelik ve aile olmayı çoktandır terk etmiş olmasıdır. Bu konuda istisnalar elbette vardır ama istisnalar kaideyi bozmaz.

Bakın bu işin şakası yok. Nüfusu azaltan etkenler, hızla çoğalmaya devam ediyor. Nüfus planlaması adı altında yapılan tüm çalışmalar, bu işin başında geliyor. Evlilik yaşının 18-20’lerden 35-40’lara çıkması bir sebep. LGBT dayatmaları başka bir sebep. Kürtajla doğumun özendirilmesi başka bir sebep. İşte sebeplerden önemli biri de kadınların evi ve anne olmayı terk edip piyasa kadınları olmayı tercih etmeleridir. Yarın geç olmadan bir şeyler yapmak zorundayız.

Nüfus Azalıyor

Dünyanın en yüksek nüfusa sahip ülkesi Çin'in nüfusu dün açıklanan resmi verilere göre 1061 yılından bu yana ilk kez gerileyerek 1 milyar 411 milyon 800 bine düştü. Ancak nüfusu azalan tek ülke Çin değil. Birleşmiş Milletler ‘in temmuz ayında yayınlanan 2100 yılı tahminlerine göre Avrupa'da ve Asya'da birçok ülkenin nüfusu önümüzdeki yıllarda azalma eğilimine girecek. Birçok ülkede nüfus azalmaya başladı bile.

Türkiye'de doğurganlık oranı azalıyor

Türkiye İstatistik Kurumu'nun Mayıs 2022 verilerine göre 2021 yılında ülkedeki doğurganlık oranı 1,70 çocuk olarak kaydedildi ve bu durum doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10'un altında kaldığını gösterdi. 2001 yılında 2,38 çocuk olan bu oranda görülen büyük düşüşün ülke nüfusunu eksi yönde etkilemesi bekleniyor. (https://tr.euronews.com/2023/01/18/dunyada-hangi-ulkelerin-nufusu-azaliyor-cinde-rekor-dusus-yasaniyor)

Ümmet yapan anne için:

1. Tüm çocuklarımızı tam bir İslam eğitimiyle terbiye edip batı kültürünün yansımalarından uzak tutalım. Kur’an ve temel dini bilgilerini küçük yaşta öğretelim.

2. Erkek çocuklarımıza erkek sahabenin, kız çocuklarımıza ise kadın sahabenin hayatını yeterince işleyerek, onları örnek almalarını sağlayalım.

3. Kariyer yerine ümmet yapan anneyi oluşturmak için, başta kız çocuklarımızı ta çocukluktan itibaren annelik ruh ve şuuruyla eğitip terbiye edelim. Öyle ki kızlarımız; “büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna önce “anne olmak istiyorum” diyebilsinler. Annelik görevinin yanı sıra herhangi bir iş yapacaksa, bunu anneliği zedelemeden yapsınlar. Yani hiçbir iş veya kariyer, kızlarımızın anne olmasının önüne geçmemeli.

4. Ahiret bilincini çocuklarımızın yüreklerine nakşedercesine işleyelim. Öyle ki, her çocuğumuzun; “ölüm haktır, sonra diriliş haktır, hesap haktır, hesabın neticesi ya mükâfat ya cezadır” gerçeğini idrak etmelerini sağlayalım. Bununla beraber dünyanın fani olduğunu ahiretin ebedi olduğunu idrak edilmiş derecede öğretelim. Ebedi hayatta Cehennemlik olmanın ne büyük hüsran olduğunu, Cenneti kazanmanın ise ne büyük saadet olduğunu yeterince öğretelim.

5. Çocuklarımızın arkadaş çevresini de çok dikkatli bir şekilde oluşturalım. Bu kabilden olarak onların internetle olan bağlarını da kontrol altında tutalım. Unutmayalım ki, çocuklarımızın en çok etkilendiği unsurlardan biri de sosyal medya ve çevredir. Yıllarca gözünüzden sakındığımız çocuklarımız, sosyal medyayla olan birkaç günlük iletişimle tepetakla olabilmektedir. Allah (cc) yar ve yardımcımız olsun.