Dolar (USD)
35.16
Euro (EUR)
36.76
Gram Altın
2964.47
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Eylül 2014

ÜMMET VE SORUNLARI

3-7 Eylül tarihleri arasında Saraybosna'da düzenlenen Uluslararası Avrasya Hukuk Kurultayına katılma imkanım oldu. 200 civarında hukukçunun katıldığı bu organizasyon Uluslararası Saraybosna Üniversitesinde gerçekleşti. Hukukçular Derneği, Uluslararası Hukukçular Birliği ve Anayasa Hukukçular Derneği ile birlikte 15 e yakın STK bu önemli programda düzenleyici olarak yer aldı.

Mekke, Medine, Kudüs, Kahire, Şam, İstanbul ve de Saraybosna. Tüm bu şehirler İslam Tarihi açısından çok büyük önem arzeder. Bu önemli şehirlerden birisi olan Saraybosna'da Bilge Kral Aliya'nın memleketinde "İslam'da birlikte yaşama kültürü" ve "İslam Ülkelerinde yaşanan sorunlar" konularının masaya yatırıldığı güzel ve doyurucu bir etkinliği gerçekleştirdik. Etkinlikte Irak, Suriye, Filistin, Gazze, Moro, Bangladeş, Mısır, Doğu Türkistan, Orta Afrika Cumhuriyetinde yaşanan sorunlar masaya yatırıldı. Bu ülkeden gelen hukukçular ülkelerinde yaşanan sorunları anlattılar. Bizlerde bu sorunları ilk defa "batı" dışında bir kaynaktan dinleme imkanı bulduk.

Programda bazı ülkelerden gelen katılımcılar vize engeline takıldılar. Ve de programa gecikmeli katılabildiler. Tüm dünyada sınırları ve vizeleri kaldırma çalışmalarının yoğun bir şekilde devam ettiği bir süreçte Müslüman halkların yaşadıkları memleketlerin birbirlerine katı bir şekilde vize uygulamaya devam etmesi anlaşılabilir bir durum değil. Bu programda daha iyi ortaya çıktı ki birileri tarafından çizilen sınırlar ne yazık ki beyinlerimizi de işgal ettiği için beyinlerimizde çizdiğimiz sınırlar bizleri birbirimizden çok ötelere atmış. Ancak biz bunun farkında değiliz.

Halkı Müslüman olan devletlerin yaşadığı çeşitli siyasal ve diğer sorunlar üzerinden "ümmet bilincine" savaş açılmış durumda. Dünyada hemen hemen her yerde sınırları kaldırmak için verilen uğraş Müslümanların birbirleri ile bir araya gelmemesi için sınırların daha da belirginleşmesi ve derinleşmesini sağlama çabası ümmet bilincinin ortadan kaldırılması düşüncesinin sonucudur.

İslam'ın temelini teşkil eden ümmet, kardeşlik hukuku gibi temel düsturlar hakkında kitaplardaki masallarmış ve gerçekleşme imkanı yokmuş algısı oluşturulmaya çalışıldı/çalışılıyor.

İkinci önemli sorun halkı Müslüman olan ülkelerin hepsinin kaderinin birbirine bağlı olduğu hale bu durumun idrak edilemiyor olması. Ancak bizler bu ülke vatandaşları olarak uzaklaştırdığımız, uzak olduğunu düşündüğümüz bu ülke vatandaşları ile benzerliklerimizin farkında bile değiliz. Müslüman kardeştir. Mekansal uzaklığın ise hiçbir önemi yoktur. Doğu Türkistan'da yaşayanda Orta Afrika Cumhuriyetinde yaşayanda Müslüman olduğu için öldürülüyor. Sorun ise bizim burada yaşananlardan bu insanları katledenleri veya onların suç ortaklarının bilgilendirmesi ile haberdar olmamız. Ve bu bilgileri mutlak doğru olarak kabul ediyor olmamız. Kabul edelim ya da etmeyelim bizlerin kaderi bir. Balkanlarda olduğu üzere birçok yerde Türk bir ırkın adı değil, Müslümanlara verilen ortak isim.

Sempozyuma ait konuşacak çok önemli konular var. Çok önemli tespitlerin yapıldığı sunumlar var. İnşallah bunlar kitaplaştırılacak.

Son söz olarak terör nedir? Terörist kimdir? Müslüman terörist olur mu? Teröristten Müslüman olur mu? O kadar fazla soruluyor ve konuşuluyor ki bu konular. Asıl soru ise Yahudi/Hıristiyan terörist olur mu? Teröristten Yahudi/Hıristiyan olur mu? Sormadığımız soramadığımız sordurulmayan ama hep sorgulanan olmak istemiyorsak önce ümmet, sonra hilafet üzere düşünmek konuşmak zorundayız. Aksi takdirde haçlı seferlerine maruz kalmaya bizden olmayanların tanımlamaları üzerinden kendimiz tanımlamaya devam ederiz. Saygılarımla.. @CavitTatli