Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2964.90
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
31 Temmuz 2013

ÜMMET ŞUURU

Yeni nesil için Rahmetli Erbakan Hocayı tanıyamayacak olmalarından dolayı üzülüyorum. Zira şu anda ümmet bilinci varsa bunda en büyük pay sanırım ona ait. İslam davasında olanların bile bazen uçuk kaçık bulduğu fikirleri ile hep ümmet şuuru üzerinde durdu. Ümmet şuuru ile yetişmesini istedi gençlerin. Başbakan olduğunda da tüm itirazlara rağmen ilk iş olarak D8'lerin kurulmasına öncülük etti. Sadece ekonomik bir girişim değildi D8, çok daha derin anlamlar içeriyordu. Ümmet fikrinin ekonomik ayağını, emperyal bir zihniyetle değil kazan kazan ilkesi ile kurmak istemişti.

Peki nedir ümmet şuuru? Nasıl kazanılır bu şuur?

Bu iki sorunun cevabını hiç duraksamadan verecek bir lideri, bir devrimciyi, bir Müslüman'ı göremeyecek şimdiki kuşak. Mevlana'nın örneğinde olduğu üzere tek ayağını ümmette sabit kılmış ve açmıştı diğer ayağını. Ulaşmak istemişti diğer insanlara da zira sözü vardı söyleyecek bunun için de sırtını sağlam kayalara dayamış açmıştı kucağını tüm insanlığa. Bu büyük beyin şimdi yok. Ancak ümmet şuuru her zaman olduğundan daha canlı. Sanırım bizlere bıraktığı en önemli mirasta ümmet şuuru. Her ne kadar o yaşarken tam anlaşılamamış olsa da.

Mısır olayları bir kez daha gösterdi ki Müslüman coğrafyada yaşananlar, Dış İşleri Bakanı Sayın Davutoğlu'na bırakılamayacak kadar önemli. Zira her insan ölümlü ve bizim Arakan'dan, Bangladeş'ten, Suriye'den, Mısır'dan, Tunus'tan haberimiz yoktu deme şansımız bulunmamakta. Dün Erbakan Hocanın sırtına yüklediğimiz sorunlar hepimizin sorunu, dönemsel olarak kişilere yüklenemeyecek kadar da önemli konular.

Mısır ümmetin tekrar şuur kazanması noktasında çok önemli bir işlev gördü. Suriye'de daha karışık olan yapı, Müslümanların kafasında da soru işaretleri yarattı. Bu nedenle Suriye denildiğinde birçok farklı kişiden farklı sesler yükseliyor. İşte tamda bu anda insan Erbakan Hocayı arıyor. O ne derdi, olaylara nasıl bakardı. Onun bu konulara bakışı her Müslüman için önemliydi. Zira o aynı zamanda bir turnusol kağıdı görevi görüyordu. Herkes biliyordu ki Erbakan Hoca için önemli olan ümmetti. Gerisi laf-u güzaf.

Şimdi her zamankinden daha fazla bu konulara kafa yormak, ümmetin coğrafyası ile ilgilenmek bilgi sahibi olmak zorundayız. Yoksa yıllardır bize anlatıldığı üzere bu coğrafyayı, geri kalmış, sadece petrolü olan ama kafası çalışmayan, yan gelip yatan, her konuda konuşmak yerine silaha sarılan, şalvara sığdırılmış insanlar olarak görür ve kardeşimiz olan bu insanlara batı gözü ile bakarken o gözün aslında bizi de öyle gördüğünü atlarız.

Yardım kuruluşları ile keşfetmeye başladığımız ümmet coğrafyasından çok acı haberler geliyor. Acı haber oradakilerin yaşadıklarından zira bizim bunlardan haberdar olmamamız. Zira onlar sanıldığının aksine bizden maddi yardım beklemiyorlar. Bu yardımları yapmaya bizim ihtiyacımız onların ihtiyacından daha fazla. İnsan olduğumuzu hatırlamamız adına.

Bu anlamda yardım kuruluşlarının çalışmaları artarak devam etmelidir. Ancak yardım kuruluşlarının çalışmaları sadece yardım faaliyetleri ile sınırlıdır. Bizlerin ikinci aşamaya geçme zamanı çoktan geldi. İkinci aşama STK'lar bazında bu ülkelerle ilgili karşılıklı çalışmaların, görüşmelerin artması gerekmektedir. Zira batının, siyonizmin gerçek yüzünü görmüş direnen bu insanlardan öğreneceğimiz çok şey var. Konuşacak o kadar çok şeyimiz var ki. Kudüs'ü, Gazze'yi, Arakan'ı, Suriye'yi, Mısır'ı Türkiye'yi konuşacağız. Kahire'nin, Şam'ın, Mekke'nin, Hartum'un, İstanbul'un kaderinin aynı olduğunu bilenler olarak konuşacağız. Tüm engellemelere, tüm kafa karıştırıcı kirli bilgiye rağmen temele alacağımız ümmet fikri ile hareket edecek ve atacağız üzerimizdeki ataleti.

Bu anlamda TGTV, İDSB ve Uluslar arası Hukukçular Birliği, Mısır konusunda bu yazı yayınlandığında ortak bir toplantı yapmış olacak. Geçen hafta Mısır'da bulunma şerefine erişmiş kişiler olarak bizde orada olacak ve görüşlerimizi paylaşacağız. Ümmet bilincinin beynini bu toplantı olarak kabul edersek, kalp atışları Saraçhanede atıyor. Adeviye Meydanına selam gönderiyor her akşam iftardan sahura. Orada sessiz bir çığlık yükseliyor. Eller dua için açılıyor. Herkesin uğraması gereken teneffüs etmesi gereken bir hava.

Olmazsa olmazın ümmet fikri ve bu fikir üzerine oluşturulacak şuur olduğunu, üzerine düşünmemiz gerektiğinin, tekrar altını çiziyor ve bu fikri ben ve benim kuşağımdaki birçok arkadaşıma aşılayan hocama rahmet dilemek istiyorum. İnsanlar ölür ama fikirler yaşar. Bunun en güzel örneği sanırım Erbakan hoca.