Ümit Şimşek
1978 yılında İstanbul'a gelip Babıali'ye intisap ettiğimde ilk tanıdığım kıymetli şahsiyetlerden biri de Ümit Şimşek'ti. Eskilerin tabiriyle "cevval" ve "hezarfen" bir insandı. En müşkül meseleleri çözebilen dirayet sahibi bir gazeteciydi. Taşkın Tuna ve Ayhan Songar ile görüşüyor, kitaplarını hazırlatıyordu. Bir çok hayırlı çalışmanın içinde oldu. Kendisinden dinlediğim nükteyi nakledeyim. 15 Temmuz 2013 tarihinde Beyazıt Kitap Fuarı'ndaki 'Ramazan Sohbetleri'nde anlatmıştı. Ümit Beyin sevimli bir torunu var. Adı Esmanur. Bir gün annesi elbise giydirmek ister. Esmanur reddeder. Anne dayanamaz ve kızarak kızına sorar: "Peki anneler ne için var?" Esmanur anında cevap verir: "Anneler bağırmak ve söylediklerini yaptırmak için var."
Gelelim yazarımızın hayat hikayesine. 1950'de İstanbul'da doğdu. 1967'de Bugün gazetesinde gazeteciliğe başladı. Daha sonra Haber, Yeni Asya, Yeni Nesil gazeteleri ile Köprü dergisi, Yeni Asya Yayınları ve Nesil Yayınları'nda fıkra yazarlığı, editörlük, başyazarlık ve genel yayın yönetmenliği görevlerinde bulundu. ABD'de, Risale-i Nur'ların İngilizce tercüme ve yayın faaliyetlerinde yer aldı. Yeni Asya Araştırma Merkezi'ni kurarak İlim ve Teknik Serisi adı altındaki yayınları başlattı. İnanç konularını işleyen TV ve video belgesellerinin, bu arada TGRT ve Kanal 7'de 200'den fazla bölümü yayınlanan Kainatın Dilinden programlarının metin yazarlığı ile yönetmenliğini yaptı. Özgür ve Bilge dergisini çıkardı. Meryem Hanım'ın eşi; Tuba ile Tarık'ın babası, Esmanur'un dedesidir. Hazırladığı diziler: u00c2yetler ve İbretler (7 kitap); Risale-i Nur Dersleri (4 kitap); Aile Okumaları (6 kitap). Hazırladığı Kur'an Meali: Kur'an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali (ayetler arasında atıflar / hadisler kaynaklı / bilimle ilgili ayetlerin açıklamaları / u00c2yet ve Hadislerle Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali (Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir ve Y. Doç. Dr. Halit Zevalsiz ile, Kur'an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali. Diğer kitapları: Allah'ın Övdüğü Kullar; Araştırma Teknikleri; u00c2yet ve Hadislerin Işığında Ölüm; Kıyamet ve Diriliş; Bakıp da Görmediklerimiz;Barla Modeli; Ben ve O: Ene ve Rububiyet; Bilime Yol Gösteren u00c2yetler; Bir Deprem Yaratmak; Bir Fiil Yaratmak: Eserden Esmaya; Bir Kalp Bir Bakış Bir Dünya; Cevşen Meali; Dünyalardan Bir Dünya; Hayat Meydan Okuyor; Herşeyin Hikayesini Merak Eden Adam; İnsan Yüzü; Mesnevu00ee-i Nuru00ee Tercümesi; Sade Hayat; Uçan Üniversite.TV / Video: Kainatın Dilinden (200 bölüm); Mukaddes Yolculuk; Hayat Mucizesi; İnanç ve Namaz; Yardımlaşma Dünyası.
Ümit Şimşek, 'sade hayat' üzerine kafa yoran ve bu meseleyi gündeme taşıyan mütefekkirimizdir. Bir sohbette, dünyada mutluluk ve imkanlar üzerine yapılan araştırmalardan çarpıcı örnekler sunmuştu. Huzurlu insanların Afrika'da yaşadığını söylemişti. Özellikle Nijerya'nın en mesut insanların yaşadığı ülkelerden biri olduğunu, ortalama ömrün 47 yıl olmasına ve bir Amerikalının hayatı boyunca yaptığı tüketimi, bir Nijeryalının 3 bin yılda yapabilmesine karşılık böyle bir sonucun dikkat çekici olduğunu kaydetmişti. Can kulağıyla dinlemiş, şaşırmıştık. Sade Hayat toplum olarak bizi rahatlatacak çözümdü. Bizi özümüze döndürecek, dışa bağımlı olmaktan kurtaracak yegane yol. İşte eserle alakalı satırlardan bir kaçı: "Bir özgürlük ve zenginlik formülü: Sade hayat. Ekonomi, son yüzyılda insanların hayatına bir din olarak girdi ve onlara, tek bir hayat amacı gösterdi: tüketim. Ve insanlar tüketmeye başladılar. Reklamlarıyla kuşattı insanları bu yeni din. Televizyonlarıyla kıskıvrak yakaladı. Bir süre sonra insanlar tüketmekten başka bir şey düşünemez hale geldiler. Ömürler tükendi, değerler tükendi, insanlık tükendi, çevre tükendi. Tarihin bu en amansız diktatörlüğünden kurtulmanın bir yolu var: Fazlalıkları atmak. Gürültüden, parazitlerden kurtulmak. Hız düşürmek. Sonrası, hem dış dünyanın, hem iç dünyamızın güzellikleriyle baş başa, alabildiğine renkli ve zengin bir hayat."
Sohbetlerinde Kur'an-ı Kerim'den ve hadis-i şeriflerden bahseder. Bazılarının yaptığı gibi birini kabul edip diğerini reddetmez. Aslında İslam alimlerinin aktardıklarıyla zaten hakiki İslamiyet öğretisi böyle şekillenmiyor mu? Şimşek, yazı ve sohbetlerinde orta ve müstakim yolu işaret ediyor. İfrat ve tefritlere dikkat çekiyor. Müslümanlar arasındaki ihtilafların ve düşmanlığın tehlikelerinden bahsediyor. Çok yönlüdür. Malumatı bol, fikri ile zikri yüksek, hoş sohbet ve dost canlısı bir münevverdir. Her kitabında okuyucuları yüksek ufuklara kanatlandırır, engin denizlerde yüzdürür. Düşünen insandır. Tefekküre dalar ve yeni fikirlerle düşünce dünyamızı zenginleştirir. Ben ve O isimli eserinde okuyucularını, kainat kitabını okumaya şu sözleriyle davet eder:
"Gül dalında açan bir tomurcuk, bir mektuptur. Gönderenin adıyla başlar. Her sayfasında O'ndan haberler verir. Her satırıyla, her kelimesiyle bir sınırsız güzelli anlatır, bir muhabbet akıtır okuyanlara. Ve bir çağrıyla biter. Bal arısını ta uzaklardan çağıran çiçekler gibi, kainattaki sanat eserleri de insanı kendisine çağırır, ona sayfalarını açar, okuta okuta onu bir muhteşem güzelliğin kaynağına çeker, orada sarar ve kucaklar. Ve bu çağrıyla başlar inanan adamın macerası. Sonrası, inandığını tanımakla geçer. İşte onun için bu dünya üzerinde bir güzelliğin peşine düşürülmüştür insan."
Akıl Fikir Yayınları'ndan yeni çıkan Araştırma Teknikleri ve Bir Arının Hikayesi kitaplarından bahsetmeye fırsat kalmadı. Genel Yayın Yönetmeni olduğu ve ilk sayısı çıkan Nur dergisinden de söz edemedim. Bir fıkra ile başlamıştık, yine Ümit ağabeyden dinlediğim bir nükte ile bitirelim. Bir dost meclisindeydik. Mevzu dedelerden ve torunlardan açılmıştı. Haziruna sordu: "Dedeler ve torunlar niçin çok iyi anlaşıyor?" Doğrusu hiç birimiz bu sorunun cevabını bilememiştik. Ümit Bey bunun üzerine kendisi açıkladı: "Birisi tekrar tekrar sormayı, birisi de tekrar tekrar anlatmayı sevdiği için."