ULUSLARARASI YATIRIMLAR İLK YARIDA YÜZDE 28 ARTTI
TÜRKİYE'nin uluslararası doğrudan yatırımlar yılın ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28 arttı ve 6 milyar 763 milyon dolar oldu.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye'nin uluslararası doğrudan yatırımcılar için güvenli bir liman ve cazip bir ülke olmaya devam ettiğini belirterek, yılın ilk yarısında gerçekleşen 6 milyar 763 milyon dolar tutarındaki uluslararası doğrudan yatırım miktarının bunun en güzel kanıtı olduğunu ifade etti. Zeybekci, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye yılbaşından bu yana yapılan tüm spekülasyonlara rağmen güvenli bir şekilde rotasında ilerlediğini kaydetti.
Zeybekci, yılın ilk yarısında gerçekleşen uluslararası sermaye girişlerinin yüzde 68,1'inin Avrupa Birliği (3.6 milyar dolar), yüzde 14.1'inin (741 milyon dolar) Asya ülkeleri kaynaklı olduğunu belirtti.
Sıcak para diye nitelenen portföy yatırımları yerine doğrudan sermaye yatırımlarındaki artış her zaman arzu edilen bir gelişmedir. Ekonominin büyümesine ve istihdama katkısı olur. Hele bizim gibi dış kaynağa muhtaç ülkeler için bunun önemi daha büyüktür.Tabii gelen doğrudan yatırımların hangi alanlara yöneldiğinin de üzerinde durulması gerekir.Mesela gayrimenkul sektörü verimliliği yüksek olmayan yatırım alanlarıdır.Onun yerine sanayi üretimine ağırlık veren yatırımlar tercih edilmelidir.
Sanayi üretiminin milli gelir içindeki payının yüzde 20'nin altına düştüğü nazara alınırsa, işin ciddiyeti daha iyi kavranır.
GİRİŞİMCİLİĞE DESTEK
"Özel Sektörün Yoksullukla Mücadele ve Sosyal İçermedeki Rolü" adlı konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'de bu dönemde girişimciliğin önemli bir yükselişe geçtiğini ifade eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "30 yıl önce binlerle ifade ettiğimiz girişimci sayımız bugün 1,5 milyona ulaştı. Anladık ki zenginliğin ve refahın anahtarı girişimciliktedir. Ülkede özel sektör büyüdükçe yeni iş olanakları ortaya çıkıyor. Bir ülkede özel sektörün gelişmesi ve ekonominin büyümesi tek başına yoksulluğun azaltılmasına yetmiyor. Hem özel sektörün gelişmesi hem de girişimciliğin tabana yayılması gerekiyor" dedi.
Hisarcıklıoğlu, çok önemli bir meseleye parmak basmıştır.
Ekonominin sağlıklı ve dengeli büyümesi ancak girişimci sayısının artmasıyla mümkündür.
Başkanın belirttiği gibi 30 yılda bu alanda hayli mesafe alınmıştır ama yeterli değildir.
İş hayatına atılan gençlerimizin çoğunluğu hala devlet kapısında veya özel sektörde ücretli olarak çalışmayı hayal etmektedirler.
Kendi işini kurmayı düşünenler azınlıktadır.
Her ne kadar son yıllarda girişimciliği teşvik için ciddi adımlar atılmış ise de yine de hantal devlet bürokrasisi, vergi sisteminin ıslah edilmeye muhtaç yapısı, gereksiz idari düzenlemeler ayak bağı olmaya devam etmekte, girişimcilik ruhuna zarar vermektedir.