Uluslararası politik ekonomi
Dünya yeni bir düzen ararken Türkiye yeni düzende denge politikasına devam ediyor. Bu denge politikası Türkiye’yi hem doğu hem de batı ekseninde vazgeçilmez bir konuma taşıyor.
Rusya ile ilişkiler
Rusya
ile Ruble üzerinden yapılacak olan ödeme Türkiye’nin dolar talebini önemli
ölçüde azaltacaktır. Türkiye’nin dolar ihtiyacı azaldıkça iç piyasada doların
daha fazla değerlenmesinin önüne geçilmiş olacaktır. Bunun yanında ABD merkezli
olan Visa ve Mastercard sisteminin haricinde Rusya’nın Mir kartı üzerinden
ödeme yapılmasının kolaylaştırılması Türkiye ile Rusya arasında ticari ve
turistik ilişkilerin gelişmesine önemli katkı sağlayacaktır.
Şanghay Beşlisi
Diğer
taraftan Cumhurbaşkanı Erdoğan Eylül ayında Özbekistan’da gerçekleşecek olan
Şanghay Beşlisi, toplantısına katılacağını açıkladı. Suudi Arabistan’ın,
Katar’ın ve Çin’in katılacağı bu toplantıya Türkiye’nin de katılması
Türkiye’nin bu ülkelerle olan ilişkilerinde daha ileri bir boyuta taşınmasına
destek olacaktır. Bu bağlamda bu ülkelerle olan ticaret hacminin gelişmesi
bakımından bu gibi diplomatik görüşmeler oldukça önem arz etmektedir.
Turizmin önemi
Türkiye’nin
Ortadoğu bölgesiyle ilgili açılımları bu bölgelerden gelen ve gelecek
turistlerin sayısını artırdı ve artırmaya devam edecek. Turizm yıllık cari
açığın azalmasında en önemli faktörlerden biri olacaktır. Arap turistlerin
Türkiye’de Rusya ve Avrupa’dan gelen turistlere göre daha fazla harcama yaptıkları
bilinmektedir. Bu minvalde düşünüldüğü zaman Arap turistlerin Türkiye’ye
gelmesi çok sayıda Rus ve Avrupalı turist gelmesinden daha fazla kazanç
sağlamaktadır. Bugün İstanbul başta olmak üzere karşılaştığımız Arapları sadece
Suriyeli olarak görmek bu anlamda yanlış olacaktır. Çünkü Özellikle Suudi
Arabistan ve BAE ile yapılan görüşmeler sonrasında bu bölgelerden çok sayıda
turistin de geldiği bilinmektedir.
Jeopolitik avantaj
Türkiye’nin
jeopolitik avantajını kullanarak bölgenin üretim, lojistik ve turizm merkezi
olma yolunda önemli adımlar attığını görebiliyoruz. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal
etmesi sebebiyle Rusya’ya uygulanan yaptırımlar kapsamında lojistik
şirketlerinin Rusya’dan geçmeyi tercih etmedikleri bilinmektedir. Buna bağlı olarak da Çin’den kara yoluyla
Avrupa’ya giden ticaret tırlarının Türkiye’den geçerek yollarına devam
ettiklerine şahit olabiliyoruz. Olası bir Çin-Tayvan savaşı durumunda Türk
mallarına talep yeniden artacaktır. Bu duruma şimdiden hazırlık yapmak
gerekebilir.
Politikaların ekonomik
yansımaları
Bu
hususların neden önemli olduğunu şöyle ifade edebiliriz. İster ucuz olsun ister
pahalı ürün olsun satan kâr eder. Turist sayısının artmasıyla Türkiye’ye gelen
turistler bizim esnaflarımızdan alış veriş yaparak esnafımıza para
kazandırıyor. Türkiye’nin ihracatının artması Türkiye ekonomisinde üretimin
artmasına neden oluyor. Üretimin artmasıyla istihdam artıyor. Bizim işçilerimiz
kazanmaya başlıyor. İşsizliğin azalması ve istihdamın artmasıyla harcamalar
artıyor yine bizim esnafımız kazanıyor. Çin’den gelen tırların Türkiye’den
geçmesiyle asgari ihtimalle bile bizim otoyollarımızda mola verip oralarda
harcama yapıyorlar. O yollardaki iş yerleri kazanıyor. Şimdi bazıları çıkıp
ithal edilen ürünlerin fiyatının artmasından bahsedecektir. Malı satan her
şekilde üzerine kârını koyup o şekilde satıyor.
Üretim ve İstihdam
İşletmeler
kâr ettikçe istihdam artmaya devam eder. Aksi halde işçi çıkarmalar başlar ve
işsizlik artmaya başlar. Bu durum domino etkisiyle ekonomide küçülmeye götürür.
Bu nedenle Türkiye’nin kendisinin üretip satması Türkiye’nin avantajına bir
durumdur. Yatırımlar arttıkça zamanla Türkiye ithal ettiği ürünlerin birçoğunu
üretmeye ve satmaya başlayacaktır. Özellikle döviz kurunun düşük olduğu yani
TL’nin çok değerli olduğu dönemlerde birçok kişi “Biz üretsek daha pahalıya
üreteceğiz. Ucuza dışarıdan almak varken neden üretelim?” diyordu. Artık
Türkiye’de üretilmesi ve hem içeriye hem de dışarıya satılması pozisyonuna geçiliyor.
Bu da içeride istihdam oluşturmaya devam ediyor.
Dünya’nın işçisi mi olacağız?
Katma
değerli üretim hemen olmaz. “Çin gibi mi olacağız” diyenler var. Bugün Çin
dünyada yapay zekâ ve yüksek teknolojili üretimde ilk sıralarda yer alıyor. İhracat
arttıkça zamanla katma değer artacaktır. Birçok ülke Türk mallarını tanımaya
kullanmaya başlıyor. Kullandıkça artık yeni model talepleri de gelmeye
başlıyor. Bu da katma değer oluşmasına neden oluyor. Ancak hiç mal satmazsak
farklılaştırılmış ürünlerimiz de talep edilmez ve katma değer oluşmaz.