Dolar (USD)
34.19
Euro (EUR)
37.06
Gram Altın
2976.27
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Haziran 2024

​Uluslararası hukuk mu?

Uluslararası hukuk diye bir şey yoktur. Evrensel İnsan Hakları, evrensel kadın hakları, evrensel çocuk hakları, evrensel hayvan hakları diye bir şey de yok. Sadece güçlünün, ki şu zamanda Amerika, Siyonistler ve yandaşlarının çıkarını korumak için oluşturulan hukuk geçerli dünyada.

Yeryüzünde yaşayan bütün insanları ilgilendiren, onların can mal namus ve vatanlarını koruyan, asgari seviyede güvenliğini sağlayacak bir “uluslararası” kurum ve yasa Batı açısından ne teorik ne de fiilen hiçbir zaman olmadı.

“İsrail sorunu”nun temel nedeni de bu zaten. Bir avuç kana susamış Yahudi, bu klişe değerlerin, Batının sömürü çarkını korumak ve Siyonist Yahudilere hizmet etmek gayesiyle oluşturulduğunu gayet iyi biliyor. Pervasızca, insanlığın gözüne soka soka bebekleri katletmeleri ve bunu da gururla dünyaya servis edebilme cüreti buradan geliyor.

En basit misal olarak; CB Erdoğan’ın sık sık haklı olarak dile getirdiği “dünya beşten büyüktür” sözü BM’de alınacak bir kararla hükümsüz kılınıyor ve BM’de daimi üye olan 5 ülkeden birisi, geri kalan 198 ülkeden daha büyük olabiliyor bir anda.

Peki bu handikap nasıl kırılır?

Zalimi zalime şikâyet etme acziyetinden nasıl kurtulabiliriz?

Maalesef Müslüman ülkelerin tek tek küresel hegemonik yapıya karşı çıkabilecek gücü yok evet. Ve daha kötüsü çoğunlukla bunu isteyen ve bu doğrultuda hareket eden liderleri de yok. Bu kukla liderler ve düzenlerinden kurtulma meselesi her Müslümanın en önemli gündemi ve davası olmalıdır.

Bunun yanında Siyonist soykırıma karşı mevcut durumda da atılacak adımlar var.

Dün, Adalet Bakanlığı önünde, MAZLUMDER tarafından, işgalci İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımın sorumlu ve destekçileri hakkında yapılan suç duyurularının işleme konulabilmesi için Adalet Bakanlığı tarafından onay verilmesi talebiyle bir basın açıklaması yapıldı.

MAZLUMDER Genel Başkanı Kaya Kartal konuşmasında şu noktaları vurguladı:

“Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerinde “Soykırım ve insanlığa karşı işlenmiş suçlar, dünyanın neresinde kime karşı işlenmiş olursa olsun bütün insanlığa karşı işlenmiş en ağır suç olarak değerlendirilir. Bu suçları işleyenler, evrensel yargılama yetkisiyle Türk mahkemelerinde yargılanıp cezalandırılabilirler. Bunun yanında vatandaş veya yabancı tarafından başka ülkede işlense dahi bu suçlara Türk kanunlarının uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. Bu suçlardan dolayı yargılama yapılması Adalet bakanlığının talebine- onayına bağlıdır.

Adalet Bakanlığının talep etmesine gerek yok. İsrail soykırımına karşı aylardır Türkiye’nin birçok şehrinde soykırımı yapan katiller hakkında defalarca suç duyurusunda bulunuldu. Bu suç duyurularının işleme konulması ise Adalet Bakanlığı onayı gerektiriyor. Maalesef aylar öncesinde yapılmış suç duyuruları bir türlü işleme alınmıyor.”

Türkiye bu yargılamaları gerçekleştirerek birçok ülkeye öncülük edebilir ve sadece Siyonist İsrail’i koruyan “uluslararası hukuk” masalını çöpe atabilir. AB-D’nin küresel hukuk adı altında oluşturduğu tahakküm de kırılmış olur böylece.

Nasıl mı?

Türk mahkemelerinde yargılanıp ceza verilen Siyonist katiller, diplomatik hamlelerle çeşitli ülkelerde de benzer şekilde ceza alsa “uluslararası fiili durum” gerçekleştirilmiş olur. Adalet ABD’nin onayına muhtaç olmaktan çıkar, fiili durum ile uluslararası hukuk ortaya konulur.

Türkiye bu adımın öncüsü olmalıdır. İsrail’in soykırımına tepki gösteren 50 ülkede böyle bir adım atarsa, hem İsrail’in vahşi yönetici ve çete mensupları hem de Filistinli öldürmek için başka ülkelerden Gazze’ye giden çifte vatandaşlık sahibi katiller kıpırdayamaz hale gelir.

Öyle ya; Meşru olarak ticareti devam eden, istediği ülkeye gidebilen, Petrolünden gıdasına, askerinden mühimmat hammaddesine soykırım ve işgali devam ettirebilmesini sağlayan şeyleri çevresindeki Müslüman ülkelerden tedarik etmeye devam eden İsrail neden dursun ki?

Müslüman ülke iktidarları, AB-D politikalarına o kadar bağımlı haldeler ki, hala “bu işler bitecek yarın İsrail ile yine ilişkileri normalleştireceğiz” anlayışıyla İsrail vahşetini durdurabilecek gerçek adımları atmaktan çekiniyorlar.

Amerika, Avrupa ve işgalci katil İsrail’i gücendirmemek -gazabını çekmemek için-, mazlumları gücendirip Allah’ın gazabını çekmeyi göze alanların gelecekte rahat yaşayacağını mı düşünüyorsunuz?

Adalet Bakanlığı, TCK’nın ilgili maddesi gereği birçok şehirde bebek katili Siyonistler hakkında yapılan suç duyurularını işleme almalı ve yargılanmalarının önünü açmalıdır. Millet olarak en azından ‘ülkemiz “soykırımcı katiller hakkında” gerekli hukuki adımları attı, ülkemizden bebek öldürmeye giden katiller de ceza aldı’ diyebilmek istiyoruz.

 
Masrafsız Bankacılık
Görüntülü Görüşme