Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Ocak 2019

Uluslararası güçler mi ABD’ye saldırıyor?

Uluslararası güçler her zaman Türkiye’ye saldıracak değiller ya, geçtiğimiz ay Sarı Yelekliler üzerinden Fransa’ya saldırıları devam ederken şimdi de hedeflerinde ABD var. İşin daha garip tarafı hedefteki ülke ABD, ama gel gör ki söz konusu küresel güç odaklarının içinde bulunan bir kanat da ‘öteki’ Amerika.

ABD Başkanı Trump’ın “Suriye’den çekiliyoruz” açıklamasından sonra başta CENTCOOM ABD’si ve İsrail olmak üzere pek çok ülke ve örgüt bu karara karşı çıktı.

Bu devletlerin niyetini de amacını da biliyoruz:

ABD çekilir ise doğacak boşluğu Türkiye doldurmasın.

Bu devletlerin, örgütlerin itirazını anlıyoruz, ancak DEAŞ’ın ABD’nin Suriye’den çekilmesine neden karşı çıktığını anlayabilmiş değilim!

Bunu biraz açmalıyım:

Cümle alem ABD’nin, DEAŞ’ın Irak’ta başlayıp Suriye’ye doğru gerçekleştirdiği işgali gerekçe göstererek 2015’ten itibaren fiili olarak Suriye’de bulunduğunu biliyor. ABD Suriye’ye gelirken, “ISIS/DEAŞ terör örgütünü yok etmek için geldik” demiş ve yanına aldığı YPG’lilerle DEAŞ’a karşı mücadeleye girişmişti.

Sonuç: DEAŞ bir kasabada kuşatılmış durumda.

ŞİMDİ OLAN NE?

Bu giriş biraz uzun olsa da Pazartesi günü Haseke’de ABD ile PYD konvoyuna yönelik intihar saldırısına gelmek istiyorum.

Önce Münbiç’te DEAŞ saldırısı meydana geldi. 4 ABD askeri ile birlikte 20 kişi öldürüldü. Pazartesi günü de bu kez Haseke’de devriye gezen ABD-YPG’lilere yönelik intihar saldırısı düzenlendi ve bu saldırıyı da DEAŞ üstlendi.

Soru şu:

ABD Suriye’den çekileceğini söylemeyinceye kadar adeta kış uykusunda olan DEAŞ -hem de bu kışın ortasında- neden birden saldırılara başladı?

Yoksa DEAŞ, ABD’nin Suriye’den çekilmesinden rahatsız mı oldu? Başka türlü izah edilemez bir durumla karşı karşıyayız. Kendi başına, bağımlı olmayan DEAŞ diye bir örgüt var ise bu örgüt ABD’nin Suriye’den çekilme kararından dolayı zil takıp oynamalıydı. Hatta kendi propagandasını yapmak için, “Bakın ABD’yi Suriye’den kovduk” diyebilecekken terör saldırıları ile ABD’yi Suriye’de kalmaya zorlamak akıl kârı değil.

O zaman herkes gibi bizim de aklımıza, “acaba ABD’nin Suriye’den çekilme kararını doğru bulmayan başka güçler mi devrede” şıkkı geliyor.

Evet, kanaatimce DEAŞ’ın taşeronluk misyonundan yararlanmak isteyen güçler onlara ABD askerlerine saldırma işini ihale etmiştir. Ya da bu saldırılar DEAŞ’tan “devşirilen” elemanların bağlı bulundukları uluslararası güçler adına gerçekleştirdikleri terör eylemleridir. Bunların arasında “öteki” ABD de İsrail de bulunabilir, YPG de, BAE de başka ülkeler de…

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

ABD’nin bu saldırılarla ilgili analizi önemli diyeceğim, ama hangi Amerika’nın?

“Suriye’den çekiliyoruz” diyen ABD mi?

“Zamanı mı? Neden Suriye’den çekiliyoruz?” diyen ABD mi?

Her ne olursa olsun, ABD’nin ustası olduğu bu tür provokasyonların Trump’ı kararından caydırmaya yeterli gelmeyeceğini düşünüyorum. Lakin burada başka bir hesap da olabilir; eğer Trump kararından caydırılmaz ise hiç olmazsa ABD’nin Suriye’den çekilmesini olabildiğince ağırlaştırmak. Bunun sağlanması durumunda “gitme”cilerin kazandıkları zaman ile farklı planlarını devreye sokmaları mümkün.

Sonuç olarak ABD Suriye’den çekilecek, lakin Türkiye ile sürdürdükleri amansız pazarlık nasıl şekillenecek ona bakmak lazım.

ABD, Münbiç’in kontrolünü Türkiye’ye verme karşılığında ne/ler talep ediyor?

32 km olarak düşünülen güvenli bölge nasıl oluşacak?

Bunlar önemli, lakin bir konu var ki dikkatlerden kaçıyor gibi:

32 km’lik güvenli bölge oluşunca bu mıntıkalarda yaşayanların yerleşim merkezlerini boşaltmaları gerekiyor. Suriye içlerindeki diğer şehirlere taşınmak zorunda kalacak olan bu insanlara o şehirlerin yerlilerinin tahammülü olacak mı? Çünkü taşınmak zorunda kalanlar kahir ekseriyetle Kürtler, güneydeki şehirler de Arapların. Bu durumda yeni bir sorun doğmaz mı? Bunun dikkate alınması gerekir diye düşünüyorum.