Uluslararası Ceza Mahkemesinin ifsat girişimi
UAD'nin açıklamalarından: “İsrail, Gazze'de çok fazla insanın ölümüne neden oldu. İsrail'in saldırıları nedeniyle 18 Mayıs itibarıyla BM verilerine göre Refah'ta 800 bin sivil yerinden edilmiştir.
Refah'taki durum artık insani felaket olarak sınırlandırılmıştır. İsrail, Refah'ı haftalarca bombaladı, altyapı yok olmak üzere. İsrail sorumluluklarını yerine getirmeli. Aldığı önlemler yetersiz durumda. Refah'ta içilebilir su yok.” (24 Mayıs 2024)
İsrail’in aldığı önlemler yetersizmiş!
İnsan aklıyla, vicdanıyla alay ediliyor.
İsrail, soykırımdan yargılanmıyor sanki…
Katili hakim savcı konumuna getiriyorken UAD, bunu destekleyen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) de Netanyahu katili hakkında suç duyurusunda bulunurken Hamas yöneticileri hakkında da aynı suç duyurusunda bulunuyor. Suç duyurusu metninde soykırım kelimesinin geçmemesi İsrail’i aklama girişiminin işaretleri olarak değerlendirilmeli.
Bu mantığı, “Bir Sağ’dan, bir Sol’dan astık.” diyen darbeci EVREN zihniyetinden tanıyoruz. Aynı mahfillerden beslenildiğinin çarpıcı bir örneğidir, bu.
Bugün Hamas’ı İsrail ağızıyla tahkir edenlerin aynı zamanda darbecilikten sabıkalı olmaları ittifakın derinliğini göstermektedir.
Bu zihniyet, 64 yıl önce milletin iradesini gasp etti.
“Zulüm 1453’te başladı.” Diyenlerin aynı zamanda terör ile iltisaklı olmaları uluslararasılığın delilidir.
Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da milyonlarca masumu katledip sonra da bir “pardon”la hiçbir şey olmamış havasına girenlerle Gazze’de katliamlarını “trajik bir hata” olarak geçiştirmeye kalkışan kafa, aynı kafadır.
İsrail’in katliamlarını organize edenler Türkiye’de darbelerin de müsebbibidirler.
Toplu mezarlığa dönüştürülen şehirler, ülkeler bunların “eseri”.
Bu ülkenin Başbakanı’nı, Dışişleri ve Maliye Bakanı’nı asıp sonra da bunu Hürriyet ve Anayasa Bayramı adıyla millî bayram olarak kutlayanlar da Siyonistlerdir.
28 Şubat Siyonizmin en bariz örneklerdendir.
28 Şubat Gönüllüleri Platformu Başkanı Şerife Kaya:
“Ne zaman bir toplantıya gitsem o toplulukta muhakkak kanser hastalarıyla karşılaşıyorum. Psikiyatrik problem yaşayanlar var. 28 Şubat döneminde eğitim ve çalışma hayatından uzaklaştırılan kadınlar ile 1999 depremini yaşayan kadınlar arasında çalışma yapıldı. 28 Şubat mağdurlarında depremzede kadınlara göre çok yüksek seviyede ‘Hayata küsme sendromu’ tespit edildi. Yine çok sık cilt rahatsızlıklarıyla karşılaşıyoruz. Biz hak konusunda kolu-bacağı kopuk insanlar gibiyiz. Bu yüzden komisyonla beraber rehabilite edilmeyi bekliyoruz. Yoksa istenilen maddi hakların verilmesi gençliğimizi geri getirmeyecek, çektiğimiz çileleri hastalıkları ortadan kaldırmayacak," diyor.
Soykırım versiyonu.
Türkiye’nin kalkınmasından dehşete düşenler, aparatlarını maharetle kullanmaya devam ediyorlar.
Bu ülkeyi darbe anayasalarına mahkûm edenler, bu vebale ortaktırlar.
1982 Anayasası utancıyla yaşamak…
Nüfus planlaması adıyla milletin istikbaline kastedenler aynı mihrak…
Doğurganlığın oranının düşüşü, alarmdır.
*
Başıboş köpek sorunu…
-Toplum güvenliğinin tehdit altında; 707 milyon TL değerinde kuduz aşısı yapıldı.
-5 yılda köpek mamasına 84 milyar TL ödendi.
Sokak hayvanları kaynaklı son beş yılda 3 bin 534 trafik kazasında 67 kişi hayatını kaybetti.
*
İşte sanatçı:
İşgalci İsrail savaş uçaklarının, Refah'ta yerinden edilmiş binlerce Filistinlinin sığındığı çadır kente düzenlediği katliam saldırısına ünlü sanatçılardan tepki yağdı.
Sinan Akçıl : "Bu neyin kini ulan neyin kini!!Katil pislik Netanyahu Allah senin belanı versin! 3 yaşındaki 5 yaşındaki çocuklardan ne istiyorsun! Terörist İsrail!"
Haluk Levent: “"İsrail Ordusu: ‘Refah'ın bombalanması sonucunda yangın çıktı ve siviller yaralandı. Olay inceleme altında ve ilgili soruşturma sürüyor.’ Baktılar ki dünya ayağa kalktı hemen inceleme, soruşturma kelimelerini kullanmaya başladılar. Klasik kirli savaş taktiği. Kahrolasın Netanyahu!"
Murat Kekilli: "İsrail şimdi de masum sivil insanları yakmaya başladı! Allah belanı versin İsrail!"…