Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2506.91
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Ekim 2021

Ülkü Ocakları Neden Hedefte?

Geçen hafta ABD Temsilciler Meclisi, Ülkü Ocakları’nın “terör örgütü olup olmadığının araştırılmasını” içeren bir yasa tasarısını kabul etti. Tasarıya göre “Bozkurtlar/Ülkü Ocakları”nın bir terör örgütü olup olmadığı hakkında ABD Dışişleri Bakanlığının bir rapor hazırlaması öngörülüyor. Raporun hazırlanmasını isteyen politikacı ise ABD’nin Demokrat Nevada Vekili Dina Titus.

Söz konusu madde için harekete geçen Dina Titus’un Türkiye ajandası oldukça kirli. Daha önce Türk düşmanlığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik saldırıları olduğu ortaya çıkan Titus’un Trump’a “Türkiye’yi, KKTC politikasını, Türk Akımı boru hattını” şikâyet eden mektubu imzaya açtığı biliniyor. Titus’un, 15 Temmuz darbe girişimini destekleyen Brad Sherman’la birlikte hareket ettiği ve FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in manevi oğlu Enes Kanter ile ortak video toplantısına katıldığı da bilinen bir diğer gerçek. Kadın tam bir Türkiye düşmanı.

Titus’un Türkiye düşmanlığını tescilleyen başka hadiseler de var. Mesela Azeri kardeşlerimizin Ermensitan’a karşı verdiği ve zaferle sonuçlanan Karabağ mücadelesi sırasında Azeri tarafına Ermeni esirlerin bırakılması çağrısında bulunmuş. Diğer taraftan Türkiye’de LBGT hareketinin önünün açılması ve İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmemesi için çalışan Titus, LBGT haklarının ihlalinin en çok Erdoğan’ın döneminde arttığını ileri sürmüş.

Bunlarla kalsa iyi. Titus’un Türkiye ajandasında İHA’lar da var. Kendisinin de içinde bulunduğu bir grup milletvekili ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a Türk İHA’larını şikâyet eden bir mektup da yazmış. Söz konusu mektupta İHA teknolojisinin birçok bölgede dengeleri değiştirdiğini ve bu durumun ABD’nin çıkarlarını etkileyeceğini, müttefik ve ortaklarını zora sokacağını ileri sürmüşler.

Türkiye’nin Güneydoğusunda ve güneyinde açıktan PKK ve PYD’yi destekleyen ABD, FETÖ ve ABD’deki ortakları üzerinden Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Ortadoğu’da vekalet savaşlarının baş aktörü olan ve başta PYD olmak üzere pek çok terör örgütünü açıktan destekleyen ABD şimdi de terörle yakından uzaktan alakası olmayan Ülkü Ocakları’nı hedef tahtasına koymuş vaziyette. ABD de çok iyi biliyor ki, Türkiye’de başta Türk Milliyetçileri olmak üzere toplumun pek çok kesimi terör karşısında son derece net bir tavır alıyor ve terörü açıktan destekleyen yapılara karşı topyekûn mücadele veriyor. ABD, PKK/PYD kartına karşılık ülkü ocaklarını hedef tahtasına koyarak aslında terörle mücadele konusunda dik duran cumhur ittifakını yıpratmaya çalışıyor. Aslında ABD’nin hedefinde Bahçeli ve Erdoğan ittifakı var. Erdoğan’ın son ABD ziyaretinin tatsız geçmesi ve Biden’ın soğuk tavrı bunu teyit ediyor.

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, Ülkü Ocakları’nı hedef alan açıklamaların ardından sert bir açıklama yaparak bu tasarıyı tel’in eden beyanatlarda bulundu. Yine Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de tasarıyı kınayan bir açıklama yaparak yürütülen psikolojik harbe açıktan tavır koydu ve ABD’ye gerekli cevap verilmiş oldu. Belli ki ABD bundan sonra rahat durmayacak ve Türkiye’deki bazı sivil toplum yapılanmalarını hedef tahtasına koyarak PKK-PYD-FETÖ gibi zararlı unsurlar üzerinden Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya devam edecek. Öyle ki bu sürece Türkiye’deki bazı medya unsurları da dâhil oldular ve ABD’nin yürüttüğü bu kara propagandaya payandalık yapıyorlar. Özellikle CHP çevresinde örgütlenen ve HDP+PKK+FETÖ gibi yapıları sevimli göstermeye çalışan medya aktörleri, Ülkü Ocakları üzerinde çeşitli şüpheler geliştirerek belki de kimi olayların baş sorumlusu olarak MHP’nin gençlik yapılanmasını ABD ile eş zamanlı olarak hedef tahtasına koyacaklar. İçeriden ve dışarıdan yürütülen bu psikolojik operasyon başka provokasyonlara kapı aralayabilir. Belki de ABD’nin politik ve askeri merkezlerinde yeni bir oyun tezgâhlanıyor desek yanılmış olmayız. AK Parti’yi hedef alan operasyonların ardından Cumhur İttifakının güçlü ortağı MHP hedef tahtasına konularak belli ki yeni bir kaos planının peşindeler.

Türkiye’nin bu süreçte daha dikkatli ve daha duyarlı bir politika izlemesi ve bu psikolojik harbi geri püskürtmesi gerekiyor. Her an yeni bir provokasyonla karşı karşıya gelebiliriz. Özellikle de Kürt meselesinin yeniden gündeme taşındığı ve kaşındığı bugünlerde. Bilmiyorum daha açık yazmaya gerek var mı?