Ülker’e hayati bir soru
Yıllardır, hatta bütün ömrümüzde ‘aman paramız Müslümana gitsin’, ‘aman güvenilir ürün alalım’ diye hep Ülker’i tercih ettik. Bütün dost ve akrabalarımıza da bunu tavsiye ettik.
Ülker ürünleri bizim iftiharımızdı. Yere göğe sığdıramadığımız adeta kendi müessesemizdi.
Halen de öyledir. Ancak medyaya yenilerde düşen bir haber bizde soğuk duş etkisi yaptı. İnanmak istemiyor ve Ülker yetkililerinden açıklama bekliyoruz.
Haber Ülker ürünü GODIVA çikolatalarıyla ilgili:“Godivalgbt’lilere destek olmuş.”Doğru mudur bize tuhaf gelen, yadırgadığımız bu haber?
Ekşi sözlük hemen mutluluğunu bildirmiş: “Teşekkürler Murat Ülker. LGBT’den nefret edenlerin karşısında dimdik durduğun için” diyerek. Evet, Ülker yetkilileri sizlere sesleniyoruz: İnanamadığımız bu cümle doğruyu mu yansıtmaktadır?
İnternette bir başka site, “Totoşlar ve Türkiye’deki destekçileri. Bu markaları kullanma, kullandırma” anonsu ile yine Godiva çikolataları hakkında benzer mesajlar vermiş.
Şaşkınlık içindeyiz. İnsanlığın lgbt’lilere değil sağlıklı bireylere ihtiyacı vardır. Dünyada bu tür sapkınlıkların artmasının, normalleri sarıp sarmalamasının ne faydası olacaktır?
Elbette bu tür insanlar da vardır, olacaktır. Ancak bizlere ve bütün sağduyulu insanlara, kurum ve kuruluşlara düşen görev arızalı tiplerin değil sağlıklı insanların yaygınlaşmasını sağlamaktır.
Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız da daha yeni bu konuda beklenen uyarısını yaptı ve şunları ifade etti:
“Birileri yine sinsice milli ve manevi değerlerimize saldırıyor. İnsanlık tarihi boyunca hep lanetlenmiş sapkınlıkları normalleştirerek, genç dimağları zehirlemenin peşindeler. İnancımıza ve kültürümüze aykırı bu tür marjinal akımları destekleyenler bizim gözümüzde aynı sapkınlığın ortaklarıdır. Halkın lanetlediği hiçbir yanlışın bu ülkede kök salma ihtimali yoktur. Türkiye milli ve manevi yapısını hedef alan saldırılara karşı da mücadele edecek güce de sahiptir. Rabbimden milletimizi ve ülkemizi bu tür sapkınların yol açacağı beşeri felaketlerden korumasını niyaz ediyorum."
Evet, Ülker’e yeniden soruyoruz: Bu inanmak istemediğimiz haber doğru mudur?