Dolar (USD)
35.27
Euro (EUR)
36.76
Gram Altın
2978.97
BIST 100
10031.57
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Nisan 2013

Ülkemizde başörtülü yok mu?

Dizi ve filmlerde başörtülü kadın neden yok, tartışması zaman zaman gündeme gelse de uzun süre varlık gösterememe gibi bir niteliğe sahip. Arada bir, birkaç kişi konuyu tartışır; sonra da başörtülüler unutulur.

Savunuda, başörtülü kadın tiplemesinin toplumsal tepkiye yol açacağından hareket edilirken bu ifadelerin başörtülüler tarafından onaylanması da dikkat çeker. Fikirleri, şekiller ve insanlar üzerine inşa eden bir toplum olduğumuzdan bu yöndeki beyanatlar ciddi oranda doğruluk payı taşır. Öyle ya, dizideki başörtülü kızın toplumsal ahlaki kriterlerle bağdaşmayan davranışlar sergilemesi bilhassa bu çevrede büyük tepkiyle karşılanacaktır.

Başörtülü, kötü ve olumsuz bir karakter tiplemesi karşısında ortaya çıkacak tepkiler; yeni sorunlar, polemikler anlamına geleceği için yapımcıların bundan kaçınması anlaşılır bir durumdur.

Sinemadaki başörtülü karakterlerin şimdiye kadar hidayet romanları ekseninde hazırlanan filmlerde görünmesi ise bilinçli bir politikanın sonucu ortaya çıkmıştır. Değişen yaşam biçimi, beyaz perdenin güç kazanması ve insanlara ulaşım kolaylığı gibi unsurlar hidayet romanlarını filmlere dönüştürürken izleyiciye düşen, başörtülü oyuncular aracılığıyla verilen mesajları toplamak olmuştur.

Aslında bu tür yapımlarda izleyici, daha önce bildiği kurgunun hangi kalitede somutlaştırıldığından ziyade inanç dünyasına ilişkin parametrelerin sinemaya yansıtılması kıvancını yaşamakla meşgul olur. Hal böyle olunca da ortaya; sanatsal değer taşımayan, estetikten uzak, mesaj kaygılı filmler çıkar.

Bu güne kadar yapılmış hidayet filmlerini şöyle bir gözden geçirdiğimizde az diyaloglu, bol müzikli, sıkıcı, dramatik eserler olduğu ortaya çıkar. İzleyiciye bolca gözyaşı döktüren, genellikle ezilen, hakkı çiğnenen başörtülüleri, dindar insanları anlatan filmler Yeşilçam sinemasının amatör ürünleri gibi görünür. Amatör yapımcıların, oyunculuğu çok da tescil edilmemiş artistlerin fazla çaba göstermeleri gerekmez zaten. Filmin kalitesi ne olursa olsun, onu izleyecek bir kitle zaten mevcuttur.

Muhafazakar kanalların mesaj kaygılı dizilerdeki oyuncuları saymazsak başörtülüler, ilk ilk kez Huzur Sokağı dizisinde görülür. Bunun bir hidayet romanının aktarımı sayesinde başlaması hiç de şaşırtıcı değildir. Bu ülkedeki muhafazakar/mütedeyyin herkesin, gençlik çağlarında gözyaşlarına boğularak okuduğu bir bestseller eseriyle giriş yapmak da akıllıca. Dizinin günümüze uyarlanmasına bağlı değişikliklerin yol açtığı tepkileri yok saydığımızda başarılı kabul edilecek bir yapım. Dizide, iyi kalpli insanları canlandıran başörtülülerin muhafazakar/mütedeyyin camiada gizli bir beğeniyle karşılandığı gerçek!

Dizi ve filmlerdeki başörtülü varlığı, en azından bir süre daha bu şekilde gidecek u2013gitmek zorunda- gibi görünüyor. Sembol ve simgelerle değer ve inanç tasnifinin yapıldığı, bu sembol ve simgelere yönelik olumsuzlamanın inanca, değere yönelik saldırı olarak yorumlandığı bir ülkede bu çok normal.

Dizi ve filmlerde başörtülü kadın olmayışını bu şekilde yorumlayıp bir yere kadar sürece bırakmamız gerektiğini kabul edebiliriz. Ancak realist bakış açısı bile reklam filmlerinde neden başörtülü kadın olmadığını açıklayamaz.

Ülkemiz hakkında hiçbir fikri olmayan biri film, dizi ve reklamlarımıza bakarak bu ülkede hiç başörtülü kadın yaşamadığı fikrine kolaylıkla varabilir. Film ve dizilerdeki savununun, reklam filmlerinde iflas etmesine rağmen tek bir başörtülü kadın görülmemesi şaşırtıcıdır. Reklam filmindeki kadınlar nine de olsalar, anne de tek bir başörtülü tipe rastlanmaz.

İlginçtir, reklamın hedef kitlesinde azımsanmayacak orandaki başörtülü kadın olması da seçimi değiştirmez. Ülkemizdeki başörtülü kadın rakamlarını ve bunların genç nüfus içerisindeki dağılımını vererek canımızı daha fazla sıkmaya gerek yok. Ancak, bu ülkedeki reklamcıların da reklam veren firmalara muhafazakar, inançlı ve başörtülü insanların da hedef kitlelerinde olduklarını hatırlatmakta fayda var. En azından muhafazakar kesimden beslenen, palazlanan şirketlerin bu yönde yenilikler yapması/başlatması gerekir!