Dolar (USD)
34.58
Euro (EUR)
36.36
Gram Altın
2928.06
BIST 100
9678.97
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Şubat 2022

Ukraynalı askerleri arkadan vuran Ruslar!

ÇarPutin’in “ata topraklarımız” muhabbetiyle Ukrayna’ya çöküşünü izlerken, bir “ayrıntıya” takıldı gözüm:

Ukraynalılara çok benzeyen Ruslardan bazıları, kendilerine Ukraynalı süsü vererek içeriye sızıyor ve Ukraynalı askerlere ateş ediyormuş!..

Ukrayna “Devlet” yetkilileri de, halkı, “Ukraynalılarla Rusların nasıl ayırt edilebileceği” hususunda bilgilendiriyormuş!..

Çok sıkıntılı bir durum değil mi?

Etrafta dolaşan sizden biri mi, yoksa kriptolardan biri mi bilemiyorsunuz.

Aslında, her yerde olabilir böyle durumlar da Ukrayna’daki haller çok daha karışık galiba.

Ukraynalılarla Ruslar “tek yumurta ikizi” mi, ne?

Ya da bize öyle geliyor, Çinlilerle Japonları birbirine benzetmemiz gibi bir şey.

Ukraynalı taklidi yapan Rusların içeride Ukraynalı askerlere ateş açması, beni çok farklı ve sıkıntılı düşüncelere sevk etti.

Bildiğiniz gibi, Türkiye hayli zamandır hedefte.

Etrafımızı tamamen kuşattılar; önümüz, arkamız, sağımız, solumuz, her yanımız sobe.

Taşeron terör örgütleri eş zamanlı olarak saldırıya geçince, Devletimizin tansiyonu yükseldi.

“Güvenlik Devleti” ya da “Güvenlikçi Devlet” uygulamalarına ağırlık vermek mecburiyetinde kaldı.

Dışarıdaki tehditler her geçen gün büyüdü.

Bize saldıran terör örgütleri, meşruiyet alanlarını genişletti.

İşte…

Bunların “legal” yapılarının ne kadar yaygınlık kazandıklarını görüyor, izliyoruz.

Bu terör örgütlerinin çoğu, dışarıda büyük itibar görüyor, içeride ise “legal” uzantıları aracılığıyla alan genişletmeye devam ediyor.

Kafamızda başka başka resimler var:

Türkiyemiz hedefte.

Bunlar birgün bize de cepheden saldıracaklar.

Ukrayna’nın işgali bir danışıklı dövüşten ibaret.

“Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” cümlesiyle tarif edilen plândemi dünyası, “eskiye” dönüyor.

“Soğuk Savaş” yılları “yeni yorumla” geri geliyor.

Bu işten, “Süper Güçler” değil, KOBİ niteliğindeki (küçük ve orta çapta) ülkeler zararlı çıkar.

Özellikle de “Bölgesel Güç”lükten “Küresel Güç”lüğe terfi etmeye çalışan ülkemiz, sıkıntıya girer.

Dahası…

Allah korusun,

bir gün düşman işgaliyle karşı karşıya kalabiliriz.

Ve elbette, öyle bir durum olursa “Kurtuluş Savaşı”mızı başlatırız!..

Bunları düşündünüz mü?

Evet, mutlaka düşündünüz…

Peki, böyle bir durum olursa içeride neler yaşarız?

Burasını da düşünmüşsüzdür büyük ihtimalle.

Öyle bir durumda…

Memleketin fedakâr, cefakâr evlâtları, Çanakkale Cephesi’ne koşarken…

Onları “içimizden” kimler vurur?

Bu karakterdekilerin oranı “yüzde” kaç olmuştur?

Aklıma bunlar geldi, Ukraynalılara benzer Rusların, yaklaştıkları Ukraynalı askerleri vurduğuna ilişkin haberleri izlerken…

*

Aklıma gelen düşünceleri hızla dağıtmaya çalıştım.

“Her milli meselede karşımızda olanlar, her milli meselede düşmanlarımızın tezlerini savunanlar”ın çirkin suretleri çıktı karşıma.

Sonra…

Sonra…

Anadolu Ailesi’ne yönelik saldırılar üşüştü başıma.

Çok farklı kisvelerle karşımıza çıkan tipler geçti gözümün önünden.

Televizyonlardaki “Yuva Yıkıcı” programlara gitti aklım.

Nerelere kadar “sızdıklarına” şöyle bir baktım, “Ne sıkıcı bir tablo!” dedim.

Kıbrıslı Türkleri soykırımdan kurtaran Türk Mukavemet Teşkilâtı aleyhindeki lâflar, tavırlar…

Bunlar arttı son zamanlarda, bunu da kafamın bir yerine not ettim.

Medyaya serpiştirilmiş “tiplere” baktım…

Farklı kisveler altında nasıl zemin oyduklarını düşündüm.

Soldan” ve daha kötüsü de “sağdan” yaklaşan Şeytanları gördüm.

Ruhum karardı.

İçim daraldı.

Ülserim azdı!

*

Neyse ki, yanı başımda bir dostum…

Tertemiz seccadem vardı.