Ukrayna sorunu bağlamında propaganda
Rusya, tüm gücüyle Ukrayna’yı işgal etmeye çalışırken, Ukrayna bütün varlığıyla işgale direnmektedir. Şimdilik sonucun ne olacağını tam olarak bilemesek de sorunun bu noktaya gelmesinin görünen nedeni, Ukrayna’nın NATO’ya dâhil olmak istemesi ve Rusya’nın buna tepki göstermesiyle başlamıştı.
Her iki tarafın ne istediklerine kısaca bakacak olursak, Rusya
diyor ki: ‘’Ukrayna’nın NATO’ya dâhil olması benim güvenliğime tehdit
oluşturur. NATO’nun silahları burnumun dibine kadar gelmesine müsaade edemem.’’
Ukrayna ise: ‘’Egemen bir devlet olarak hangi ittifaka yer alıp almamak sadece
ben karar verebilirim’’ diyor.
Bu bağlamda Ukrayna sorunu ‘’egemenlik’’ ile ‘’güvenlik’’
ikileminin oluşturduğu bir sonuçtur. Fakat Ukrayna sorunun bir de küresel
güç mücadele boyutu bulunmaktadır. Daha önce birçok kez bu köşede belirttiğim
gibi, ABD, Ukrayna üzerinden Avrasya’yı, Rusya, Ukrayna üzerinden Avrupa’yı
kontrol etmeye çalışmaktadır.
Ancak Ukrayna savaşının arka planında farklı çıkarlar olsa
da savaşın yaptığı tek şey öldürmektir. Savaş çok boyutludur ve propaganda
savaşın başka bir dilidir. Propaganda, insanlık tarihinin her döneminde farklı
koşullar ve şekillerde ortaya çıkmıştır. Propagandanın temel amacı
kitleleri amaçları doğrultusunda ikna etmektir.
Bilindiği gibi propaganda açık ve örtük olmak üzere ikiye
ayrılır. Açık propagandada mesajlar açıkça iletilirken, örtük
propagandada iletiler gizli yapılır. En tehlikeli propaganda örtük olandır.
Çünkü yaratmak istedikleri algıyı çeşitli yöntemlerle öyle bir işlenir ki,
insanlar farkında olmadan verilen mesajı alır ve bilinçaltlarına kazıyarak
içselleştirirler.
Dünyada örtük propagandayı en başarılı yapan ülke ABD’dir.
Bu nedenle ABD’nin dünya siyasetindeki bazı başarısızlıklarının altında bile
çoğu zaman bir başarı aranır. Örneğin geçen sene ABD Afganistan’ı bırakıp kaçmak
zorunda kaldığında birçok kişi ‘’ABD Taliban’la anlaşmıştır’’ dedi. Afganistan’la
ilgili birçok öngörüde bulundular ama geçen süre içinde söylenenlerin hiçbiri
doğru çıkmadı.
Yukarda da belirttiğim gibi, ABD propaganda gücüyle
zihinleri öyle bir etkilemiş ki, benzer yanlış yorumların Ukrayna konusunda da yapıldığını
düşünüyorum. Rusya’nın ABD’ye rağmen, Ukrayna’yı işgal etmesini mümkün
görmedikleri için bunların anlaşmış olabileceğini düşünüyorlar.
ABD’de baştan beri Avrupa’nın Rusya ile kapışmasını
istiyordu ama Ukrayna’da Rus işgalinin başarılı olmasını asla istemiyordu. Akla
şöyle bir soru gelebilir ‘’peki, ABD’ye rağmen, Rusya nasıl Ukrayna’yı işgal
edebildi?’’ Böyle bir soruya benim cevabım: ABD’nin Rusya üzerindeki
caydırıcılık etkisinin azaldığı içindir.
Propagandanın zararlı sonuçlarını Andre Gundre Frank’ın ‘’Yakın
Doğu’’ adlı kitabında çok çarpıcı bir şekilde dile getirmiştir ‘’ABD gerek
ekonomik gerekse kültürel olarak öyle egemen bir güç hâline geldi ki hepimiz
bilerek veya bilmeyerek Batı merkezci özelliğe bürünen müritlere dönüştük’’ Dolayısıyla
kimsenin müridi olmamak için propagandanın ikna edici gücüne karşı dikkatli
olmak gerekir.