Ukrayna krizi: Almanya ve Rusya ortaklığı
Epeydir ana akım medyada Rusya’nın Ukrayna’yı her an işgal
edeceği haberleri yer alıyor. Geçenlerde Başkan Biden, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile Beyaz Saray'da bir basın
toplantısını gerçekleştirdi.
Toplantı neredeyse Biden'ın ABD politikası doğrultusunda
şansölyeye baskı yapmak için kullandığı bir "kriz atmosferi" yaratmak için düzenlenmişti.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen
Psaki, haftanın başlarında defalarca "Rus
işgalinin an meselesi olduğunu" söyledi.
Ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan de bir Rus işgalinin her an, belki de "yarın
bile" olabileceğini iddia etti. Bloomberg Haber ajansı ise “Rusya Ukrayna'yı İşgal Ediyor”
şeklindeki sansasyonel manşetini bir süreliğine yayında tuttu. Bu algılar
esasen biraz da Alman şansölyesine baskı uygulamak içindi.
Anlayacağınız
Tavistock Enstitüsü yine devrede. Zira asıl savaşı isteyen Amerika’dır.
Bizlere Ukrayna krizi
olarak takdim edilen krizin gerçekte Ukrayna ile bir alakası yok. Konu Almanya
ve özellikle Almanya'yı Rusya'ya bağlayan Nord Stream 2 (Kuzey Akım 2) adlı
boru hattıyla ilgili.
Bu konuda El-Cezire’den Liz Cookman, analist Michael Whitney
ve Michael Hudson birer makale yayınladılar.
Rusya'nın devlet
destekli enerji devi Gazprom'a ait Baltık Denizi'ni geçen 11 milyar dolarlık
doğalgaz boru hattı, Batı Sibirya'dan Almanya'ya uzanıyor ve hâlihazırda
kullanımda olan Nord Stream 1(Kuzey Akım 1) boru hattının kapasitesini ikiye
katlıyor.
ABD bu gelişmelerden memnun değil. Almanya'nın Rus gazına
daha fazla bağımlı olmasını istemiyorlar. Çünkü
Kuzey Akım 2 boru hattıyla Almanya güvenilir ve ucuz enerji kaynağına sahip
olurken, Rusya da gaz gelirlerinde önemli bir artış görecek. Her iki taraf için
de kazan-kazan durumu söz konusu.
Öyle ki ABD, boru hattı projesiyle bağlantılı iş yapan
şirketler ya da şahıslara ağır mali yaptırımlar uygulayabileceği sinyallerini
veriyor. Tek amacı boru hattı projesinin faaliyete geçmesini imkansız hale
getirmek.
Almanya ve Rusya'nın
dost ve ticaret ortağı olduğu bir dünyada ABD askeri üslerine, pahalı ABD
yapımı silahlara ve füze sistemlerine ve NATO'ya ihtiyaç yoktur diyor
analistler.
En önemlisi de işlemlerini dolar cinsi üzerinden değil kendi
para birimlerinde gerçekleştirmeyi düşünürlerse bu durum artık sadece bir boru
hattı değil, geleceğe açılan bir pencere olarak görülebilir.
Avrupa ve Asya'nın
karşılıklı güçlerini ve refahlarını artıran ve ABD'yi dışarda bırakan devasa
bir serbest ticaret bölgesine doğru uzanan bir gelecek elbette Amerika’yı
rahatsız ediyor. Ve Amerika’nın orada savaş istemesinin en önemli nedeni budur.
Almanya ve Rusya arasındaki daha sıcak ilişkiler, ABD'nin
son 75 yıldır yönettiği “tek kutuplu” dünya düzenine son verir mi bilinmez
ancak bir Alman-Rus ittifakı, şu anda Amerika’nın çıkarlarına büyük oranda
zarar veriyor.
Bu nedenle
Washington, Nord Stream'i sabote etmek ve Almanya'yı yörüngesinde tutmak için
elinden gelen her şeyi yapmaya kararlı. Çünkü bu Amerika için bir hayatta kalma
meselesi.
O yüzden Türkiye dahil birçok ülkeyi Ukrayna krizine çekmeye
çalışıyorlar.
Analistlere göre işte
burada Ukrayna devreye giriyor. Ukrayna, Almanya ile Rusya arasına set kurmak
için Amerika tarafından bir silah olarak kullanılıyor.
ABD, Rusya'nın Avrupa için bir güvenlik tehdidi oluşturduğu
algısını oluşturuyor. Bunun için Putin'in kana susamış bir saldırgan olduğunu
göstermeleri gerekiyor.
Bu amaçla medyaya defalarca “Rusya Ukrayna'yı işgal etmeyi planlıyor” diye tekrarlama görevi
verildi. Oysa Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana Rusya'nın kaç tane
ülkeyi işgal ettiğini ya da etmediğini basın bilmiyor mu?
Yine aynı basın ABD'nin
aynı süre içinde 50'den fazla ülkede rejim değiştirdiğini veya devirdiğini 800'den
fazla askeri üssü elinde bulundurduğunu bilmiyor mu?
Sözün özü, Amerika’nın devre dışı bırakılacağı her ittifakı
destekliyorum…