Ufka Doğru
Röportaj, edebiyatın ve gazeteciliğin en çok sevilen ve yaygınlık kazanan türlerinden birisidir. Soru cevap şeklinde gerçekleştirilen röportaj, bir kitap, bir konu, bir hadise, bir mekan, bir fikir hakkında bilgilendirmek amaçlı yapılır. Eskiden röportaj türüne mülakat veya hasbıhal denilirdi. Bugün söyleşi veya konuşma da deniliyor. Röportajda yorum vardır. Haber gibi yorumsuz değildir.
Röportaj, gazeteciliğin ortaya çıkardığı önemli ve etkili bir tür. Mülakatı yapan kişiler, bilgili, donanımlı ve hazırlıklı olur. Ruşen Eşref Ünaydın, 1917 yılında, aralarında Abdülhak Hamit, Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Emin Yurdakul, Halide Edib Adıvar gibi meşhur edebiyatçılarla konuşmuştur. Diyorlar ki ismiyle yayımlanan bu eser,röportaj türünün bizdeki ilk klasik örneği kabul ediliyor.
Bu tarz konuşmaları daha sonra da devam ettirenler çıktı. Hikmet Feridun Es'in Bugün de Diyorlar ki, Mustafa Baydar'ın Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar, Gavsi Ozansoy'un 40 Yıl Sonra Diyorlar ki, Yaşar Nabi Nayır'ın Edebiyatçılarımız Konuşuyor diğer önemli kitaplardır. Yahya Kemal Beyatlı'nın Edebiyata Dair kitabında muhtelif konularda ediplerle gerçekleştirilmiş sohbetler var. Dersimiz Edebiyat, Şiirimizden Portreler, Romancılar Konuşuyor ve Babıali'de Hayat isimli kitaplarım da röportajlardan oluşuyor.
Röportaj türüne giren yazılar, öğretici bilgilendirici gazete yazıları olabileceği gibi eğlendirici olanlar da vardır. Röportajın çok yönlü ve çok cepheli olması dolayısıyla farklı okuyucular, değişik şekillerde röportajdan etkilenebilir. Röportajın temel vazifesi, bir hakikati, araştırma inceleme, gezip görme yoluyla veya soruşturma metoduyla yazıya aksettirmek ve okura duyurmaktır.
Edebiyatçıların yanı sıra gazetecilerin kaleme aldığı röportaj kitaplarının da önemli olduğuna inanıyorum. Çünkü bu kitaplar bir bakıma gündemin ve konuşulanların aynasıdır. Son yıllarda gazetelerde, dergilerde resimli, fotoğraflı röportajların sayısı arttı. Radyo ve televizyonlarda da bu tür, yaygınlaştı. Geçmişten bu yana pek çok gazetecinin ve araştırmacının röportajları yayımlandı, bunların bir kısmı kitaplaştı.
Aydın Başarda Kırk Yazarla Ufka Doğru isimli röportaj kitabını kültür hayatımıza kazandırdı. Pek çok yazarla sohbetin bulunduğu eser, "İlim ve irfan öncüleri Ashab-ı Suffe"nin aziz hatırasına ithaf edilmiş. Bu konuşmalardan bir kaçının başlığı, bize eser hakkında fikir verir: Mahmut Toptaş: "Yirmi dört saatimiz Kur'an'la geçmeli." Ali Nar: "Kur'an'ı tatbik edebilmek için Sünnet'e ihtiyaç var." Mehmed Şevket Eygi: "Ehl-i Sünnet, cadde-i kübradır." Emin Işık: "Din Peygamber'in yaptığını yapmaktır." Ümit Şimşek: "Müslüman, zekat verebilmek için çalışır." Yaşar Kandemir: "Bizim asıl yurdumuz ahret yurdudur." Hekimoğlu İsmail: "Gençler alimlerin dizinin dibinde oturmalı." Fahrettin Bozdağ: "Çocuklar ilahi bir emanettir." Dursun Gürlek: "Tarih ibret almak için okunur." Nidayi Sevim: "Osmanlı eserleri ruhumuza hitap eder." Mehmet Nuri Yardım: "Sanatla uğraşanlar kendileriyle barışıktır." Çıra Yayınları'ndan çıkan eseri herkese tavsiye ediyorum. (02126359919, www.cirayayinlari.com.tr, [email protected])