Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2962.15
BIST 100
9674.27
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Ağustos 2021

​Uçuruma giden küresel ısınma

Son zamanlarda özellikle ülkemizi de derinden yaralayan yangınlar, seller, toprak kaymaları manşetlerden ve ekranlarımızdan düşmüyor. Cennet vatanımızın her köşesinden acı haberler alıyor ve yürekleri dağlayan çığlıklar duyuyoruz. Provokatif muhalefet ve bölücü kesimler her felaketten olduğu gibi bu acı olaylardan da bizzat iktidarı suçlu ilan ediyor ve gösterdikleri tüm çalışmaları göz ardı ederek hükümet düşmanlığından kaynaklanan iftira atma özellikleri ile halkı galeyana getiriyorlar. Bizi bize düşman ediyorlar.

Acı bir olay yaşandığında birilerini suçlamak kolay ve meşakkatsiz bir yoldur, ama hakkaniyete sığmaz. Bu kadar ciddi konular üzerine yazıp çizerken her şeyden önce bölgemizin ayrıntılı bir envanterini çıkarmamız konuyu tüm yönleri ile araştırmamız ve sonuçtan emin olarak haberler yazmamız yayımlamamız gerekir. Sosyal medyada nefret politikalarına son verip, dürüst ve adaletli vatandaşlık yapmamız şarttır.

Orman yangınlarının çıkmasının birçok sebebi vardır. İklim değişimi nedenli havanın olduğundan kurak ve sıcak olması, yıldırımlar yani doğal nedenler, yangını besleyen ve yayılmasını hızlandıran doğal koşullar, insan ihmali ve hataları ya da ruhlarına kan değen devlet haini kişilerin başlattığı bilinçli yangınlar yani sabotaj…

Bu satırı bir önceki yazımdan anımsayacak okuyucularımız muhakkak vardır. Bu yazımda orman yangınları ve benzeri birçok felaketin sebebi üzerinde durmak istiyorum.

Günümüzün gerçeği ve insanlığın eseri, uçuruma giden dünyanın hastalığı küresel ısınma. Üzerinde yaşamımızı sürdürdüğümüz kürenin adı dünya ve bu dünyanın en büyük düşmanı biz Ademoğluyuz…

İklim değişikliği ya da küresel ısınma, karbondioksit gibi ısıyı tutan gazların atmosferde artmasıyla oluşan ve atmosfere salınan sera gazlarının neden olduğu düşünülen sera etkisinin sonucunda da Dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıklarda görülen artış nedeniyle dünyanın iklimin değişmesidir. Başka bir anlatımla, “küresel ısınma” bütün dünyada sıcaklığın sistematik bir şekilde artması. Küresel ısınmaya bağlı olarak diğer iklim öğelerinin de değişmesi( yağış, nem, hava hareketleri, kuraklık, yangın, sel) gerçekleşmekte olan ekolojik afetlerin en tehlikelisi olarak kabul edilmekte…

İklim kavramımızın kısa açıklaması, dünyanın ortalama sıcaklığının artmasıdır yani ateşinin olması gerekenin üzerinde olması!

Dünyamızda her geçen gün kutuplardaki buzullar eriyor, deniz suyu seviyesi yükseliyor, büyük afetler dünyanın kaçınılmaz bir gerçeği olmaya başlıyor.

İnsanlığın atmosfere açtığı yok etme nitelikli delik her giden gün devam eden kanamalı bir yarayı anımsatıyor bana. Sera gazlarının miktarını azaltmak bir çözüm yoludur. Daha az fosil yakıt kullanmak ya da fotosentez sırasında karbondioksit kullanan bitkilerin sayısını kullanarak sera gaz miktarının artmasının önüne geçilebilir.

Kurtulmak, çocuklarımıza torunlarımıza gelecek tüm nesillere miras bırakacağımız dünyamızı daha yaşanabilir kılmak yine biz insanların elinde. Bu uğurda çalışmalar yapılmıyor değil. Kurumlar, vakıflar ve örgütler kuruluyor, göz önünden başarılı çalışmalar yapılıyor ve dünyayı uyandırmak için canla başla uğraş veriliyor. Yetersiz destek, küresel dünyanın bencil ülkelerinin (başta ABD bulunmakta) üzerine düşeni yapmaması aksi yönde eylemlerde bulunması verilen tüm çabaların sonuca ulaşmadan tekrardan atmosfere karışmasına neden oluyor.

Artık siyasi aktör haline gelen örgütlerin dünyayı kurtarma projeleri olan iklim anlaşmalarından en önemlisi Paris İklim Anlaşması’dır.

Paris İklim Anlaşması; Paris Anlaşması bir sihirli değnek değil fakat uluslararası işbirliğini tesis eden bu ölçekteki tek araç. Bu metni onaylayan ülkelerin verdikleri taahhütler dünyayı bugüne kıyasla 2.6 derece daha sıcak bir gezegen yapacak. Oysa artışı en kötü ihtimalle 2 derecenin altında tutmamız gerekiyor. Bu yüzden ülkeler taahhütlerini iyileştirmeliler.

Küresel emisyonların yüzde 50’sinden Çin, ABD, AB ve Hindistan sorumlu. Türkiye, en çok emisyona sahip 20 ülkeden biri.

Küresel ısınmanın karşımıza çıkması beklenen birçok çeşidi daha mevcut, bunlar kimimiz hatta hepimiz için kaçınılmaz son teşkil ediyor. Küresel ısınma önemli geri dönüşlerle her köşe başından karşımıza çıkabilir. Ortalama sıcaklığın artması denizlerin yükselmesine ve çöllerin çoğalmasına neden olurken kuraklığın artması tarımın sonunu getirebilir yani insanlığın sonunu…

Küresel ısınma son elli yılda önem kazandı, iş işten geçmişti demek acı ama gerçek. Elli yılda işe yarar bir çözüm ve ısınmayı durdurma gibi bir ilerleme olduğunu söylemekte doğru olmaz. Yokuş aşağı freni patlayan arabayı andırıyor durumumuz…

Sonumuz hayrola.

Yazıma bir Kızılderili atasözü ile son vermek istiyorum: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”