Üç yüz milyar dolarlık yalan
Yukarıdaki başlık bana ait değil. Fransız Le Nouvel Observateur dergisinin bu ayki sayısınada Prof Even tafafından kaleme alınmış. Konu önemine binaen beni de yakından ilgilendiriyor.Çünkü geçmiş yıllarda kolesterol ile ilgili bilinen yanlış doğrular ve doğru yanlışlar konularında yayınlanmış makalelerim var. Günümüz sağlık politikaları ise bir çok alanda içinde sorunlar barındırıyor.
Sağlık sistemimizin hasta üretimi ve ilaç tüketimi üzerine inşa edilmiş olduğu gerçeğini yansıtan örneklerden sadece bir tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum. İyisi ile kötüsü ile kolesterol. Kolesterol vücudumuzda doğal olarak üretilen hücre ve dokularımızın ve özellikle de beyin sinir sistemi ve hormonal dengemiz için gereklidir. Kolesterol bilinenin aksine yağ değildir, kolesterol bir steroid hormondur. Yani vücudumuzun streslere karşı koruyucu olarak fazlaca ürettiği bir hormondur.Kanda normal değerlerde bulunması gerekiyor.
İyisi ile kötüsü ile de hep tartışıla geldi günümüze kadar. Kolesterol bizim olmazsa olmaz yakıtımız. Ama bu yakıt düşük olunca da, yüksek seviyeye çıkınca da bazı riskleri içerir. Kolesterol düzeyi biraz yükselmiş olan insan, aynı zamanda sigara içiyorsa ve günlük aktiviteleri yetersiz sedanter bir hayat tarzı ile yaşamaya çalışıyorsa burada hastalanmaya bir davetiye var demektir. Sağlıklı beslenen hareketli yaşamla barışık ve stresle savaşma gücü olan bir insan için kolesterolle mücadele etmek gerekmeyebilir.
İlaç endüstrisi tarafında üretilen statin grubu kimyasal ilaçlar ise tedavide kullanıldıklarında bazen yarardan çok zarar verebiliyor.Yani amiyane tabirle yukarı tükürsek bıyık aşağı tükürsek sakal misali bir durumla karşı karşıyayayız.
Hastalarımız ise iki arada bir derede.Saadete kimse gelmek istemiyor .Adeta keçi inadı bir tartışmada hekimlerimiz arasında her gün biraz daha artarak devam ediyor.Hekimlerimiz at gözlüklerini çıkartarak meseleye global bakmaya başladıkları zamanda sorun çözülmüş olacak.
İlaç tröstleri oldukça güçlü bir lobi ve nerede ise dünyamızda tekel konumunda. Duruma müdahale edebilecek yegane savaşacak güç ise yaralanmış itibarını giderek kaybeden sağlık ordusu.Yani orantısız bir güçler savaşı.Bu savaşı kaybeden ise bölünmüş parçalanmış sağlık ordusu ve halkımız.
Son 10 yılda 10 kat daha fazla hasta üretmiş ve sağlığa bütçesinden bu yıl için 80 milyar civarında para ayırarak sorunu çözeceğine inanan bir sağlık politikası ilede böyle çetrefelli sorunları çözmek zor olacağa benziyor. Daha çok kafa göz yaracağa benziyor.
Başka bir tarafta ise hekimlik ve insan sağlığı ile ilgili hiçbir nosyonu olmayan ancak kraldan çok kralcı cahil cesaretli bir güruh ise bu yangına benzinle müdahale ediyor.Halkın gözünde itibarlı olan bazı bitkilerle bilmediği sorunu çözeceğini iddia ederek sorunun dahada griftleşmesine sebep oluyor. Karışmış olan zihinleri biraz daha bulandırarak maalesef işimizi daha da zorlaştırıyor.
Sağlıkta çözüm bekleyen yüzlerce sorunumuz var. Doktor gözü ile de bugün masaya yatırdığım kolesterol meselesi ile ilgili pratik önerilerimi şöyle sıralamak istiyorum.
u00a7 Kolesterol yüksekliği tek başına kalp ve damar hastalıklarının sebebi değildir.
u00a7 Yüksek kolesterolün tedavisinde ilaçlardan çok yaşam tarzımıza dikkat etmeliyiz.
u00a7 Kolesterol düşürücü ilaçların ciddi yan etkilerini muhakkak göz önünde bulundurmamız gerek.
u00a7 Yüksek kolesterol damarlarımızı yek başına sertleştirmez.
u00a7 Katı yağlar yerine zeytin yağı ve tereyağı kullanmamız faydalıdır.
u00a7 Fındık ceviz badem gibi gıdalar ölçülü alındığında kolesterol dengemzie faydalıdır.
u00a7 Sebze ve meyveler özellikle posalı olanlar ile iyi kötü kolesterol dengelenmesini vücüdumuz otomatik olarak yapacaktır
u00a7 Hareketli yaşam eksersiz ile kan yağlarımız dengelenir.Kolesterol seviyeleri ideal ölçülerde kalmaya devam eder
u00a7 Yumurta et tereyağı gibi gıdalar ölçülü alındıkları sürece kolesterol seviyemizi yükseltmezler.Sağlık ve mutluluk dileklerimle.
