Dolar (USD)
35.34
Euro (EUR)
36.46
Gram Altın
3000.05
BIST 100
10075.17
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Ocak 2025

Üç Ülke: Sosyoloji ve Kültür

Üç lider (Saddam, Kaddafi ve Esad) başlıklı yazımda bu ülkelerdeki yönetici ve yönetimlere dikkat çekmiştim. Bununla birlikte şu düşüncemi de paylaşmıştım: “Kanaatimce bu ülkelerin durumu sadece yöneticiler ile ilgili değil, başkaca sorunları da var.”

Başka sorunlarının olduğunu anlamak için şu bilgi hatırlanmalı: Saddam gideli 22 yıl olmuş. Kaddafi gideli 12-13 yıl olmuş, Esad ise henüz çok yeni.

Daha boylamsal bakarsanız Osmanlı bölgeden çekileli yüz yıldan fazla olmuş. Bağımsızlıklarını kazanmaları neredeyse bir yüzyılı geçmiş. Sorun sadece yönetimlerde (liderle) olsaydı onlarca yılda/yüzyılda önemli gelişmelerin olması gerekmez miydi?

Sorun nedir?

Kanaatimce bu ülkelerin durumu sadece yöneticiler ile ilgili değil. Sorun sadece liderlerle ilgili olsaydı, bu sürede çoktan belirgin gelişmeler görülmeliydi. Ancak Saddam’a benzer ya da ondan farklı yönetimlerle de bu toplumların refahı artmamış.

Neden? Asıl bu nedeni bulmak önemli.

Bu toplumlar yönetimlerin yıkılma sırasında gösterdikleri tepkiye bakıldığında çok ‘öfkeli’ gözükmekteler. Kaddafi’nin sonu en trajik olanıdır.

Toplumların bu tepkisinin nedenlerini "Kitleler Psikolojisi" (La Psychologie des Foules) adlı kitabın yazarı Gustave Le Bon’un bulmak mümkündür. Yazar 1895'te yayımlanan bu eserinde kitlelerin (toplulukların) ‘davranışlarını ve düşünce’ mekanizmalarını incelemiştir. Bu kitap, ‘kitlelerin rasyonel düşünme yerine duygular ve içgüdülerle hareket ettiğini’ savunur.

Rasyonel düşünme yerine duygular hareket etmek! Birey ve toplumların en önemli sorunu.

Bu başarısız yönetimler sonrası Le Bon’un vurguladığı gibi bireyler, bir kitle içinde kimliğini ve bireyselliğini kaybetmiş, daha kolay yönlendirilebilir hale gelmiş yıllardır biriken öfkesini orantısız bir şekilde ortaya döküyor.

Rasyonel

Bu toplumlar yönetilirken ve sonrasına sağlıklı düşünme geliştirememişlerdir? Tam yumurta tavuk kısır döngüsü toplum yönetimi yönetim toplumu olumlu yönde dönüştüremiyor.

Saddam'ın idam sırasında yaşanan diyalog ilginçtir: İdamı izleyen grup “Cehenneme git” diye bağırdı. Saddam “Cehenneme giden Irak olmasın?” diye cevap verdi.

Saddam gideli 22 yıl olmuştu! Yukarda sorduğumuz soruyu cevap verelim: Gelişmeyi bırakın bir grup hala eski günleri özlüyor! Şöyle ki elektrik kesintileri nedeniyle Irak’ın Basra kentinde sokağa inen halk, “kanımızla canımızla seni kurtaracağız Saddam” (bi'r-ruh bi'd-dem nefdik ya Saddam) sloganı atması uluslararası Batı basınında haber oldu. (https://www.odatv.com/guncel/irakta-yillar-sonra-saddam-sloganlari-120077826).

Bu ülkelerin sorunları, sadece liderlerin hataları ya da başarısızlıklarından kaynaklanmıyor. Toplumların rasyonel düşünme becerisini geliştirmesi, kitle psikolojisinin etkilerinden kurtulması ve sağlıklı bir yönetim-toplum döngüsüne geçilmesi, bu ülkelerin geleceği için hayati önem taşıyor.

Ya toplumları sahip olduğu kültür!

Kültür

Bu ülkelerdeki kültür de sorunların önemli bir parçasıdır. Tarih boyunca otoriter yapılara alışık olan bu toplumlar, lider figürlerine karşı özlem ve bağlılık hissi geliştirmiştir. Bu kültürel altyapı, yeni bir yönetim tarzına geçişi zorlaştırmakta ve bireylerin kolektif bilinç geliştirmesini engellemektedir. Karşı fikirlere saygı olmadığında inanç ve düşünce farklılıkları yeni bölünmelerle (ayrılıklara) sonuçlanmakta, toplum daha küçük parçalarak ayrılmakta ve millet/ümmet düşüncesi kaybolmaktadır. Modern dönemde kültürün çoğulculuk ve eleştirisel düşünce üzerine inşa edilmesi, bu ülkelerin kalkınması için bir gereklilik olarak görülmektedir.

Bir yılı daha tamamladık! 2025 yılının tüm insanlığa sağlık, huzur ve refah getirmesi dilerim.

Son söz: Özeleştiri sorunun kök nedenini bulmaya yardım eder.