Üç Ülke: Sosyoloji ve Kültür
Üç lider (Saddam, Kaddafi ve Esad) başlıklı yazımda bu ülkelerdeki yönetici ve yönetimlere dikkat çekmiştim. Bununla birlikte şu düşüncemi de paylaşmıştım: “Kanaatimce bu ülkelerin durumu sadece yöneticiler ile ilgili değil, başkaca sorunları da var.”
Başka sorunlarının olduğunu anlamak için şu
bilgi hatırlanmalı: Saddam gideli 22 yıl olmuş. Kaddafi gideli 12-13 yıl olmuş,
Esad ise henüz çok yeni.
Daha boylamsal bakarsanız Osmanlı bölgeden
çekileli yüz yıldan fazla olmuş. Bağımsızlıklarını kazanmaları neredeyse bir
yüzyılı geçmiş. Sorun sadece yönetimlerde (liderle) olsaydı onlarca yılda/yüzyılda
önemli gelişmelerin olması gerekmez miydi?
Sorun nedir?
Kanaatimce bu ülkelerin durumu sadece
yöneticiler ile ilgili değil. Sorun sadece liderlerle ilgili olsaydı, bu sürede
çoktan belirgin gelişmeler görülmeliydi. Ancak Saddam’a benzer ya da ondan
farklı yönetimlerle de bu toplumların refahı artmamış.
Neden? Asıl bu nedeni bulmak önemli.
Bu toplumlar yönetimlerin yıkılma sırasında gösterdikleri
tepkiye bakıldığında çok ‘öfkeli’ gözükmekteler. Kaddafi’nin sonu en trajik
olanıdır.
Toplumların bu tepkisinin nedenlerini "Kitleler
Psikolojisi" (La Psychologie des Foules) adlı kitabın yazarı Gustave Le
Bon’un bulmak mümkündür. Yazar 1895'te yayımlanan bu eserinde kitlelerin
(toplulukların) ‘davranışlarını ve düşünce’ mekanizmalarını
incelemiştir. Bu kitap, ‘kitlelerin rasyonel düşünme yerine duygular ve
içgüdülerle hareket ettiğini’ savunur.
Rasyonel düşünme yerine duygular
hareket etmek! Birey ve toplumların en önemli sorunu.
Bu başarısız yönetimler sonrası Le Bon’un
vurguladığı gibi bireyler, bir kitle içinde kimliğini ve bireyselliğini kaybetmiş,
daha kolay yönlendirilebilir hale gelmiş yıllardır biriken öfkesini orantısız
bir şekilde ortaya döküyor.
Rasyonel
Bu toplumlar yönetilirken ve sonrasına
sağlıklı düşünme geliştirememişlerdir? Tam yumurta tavuk kısır döngüsü toplum
yönetimi yönetim toplumu olumlu yönde dönüştüremiyor.
Saddam'ın idam sırasında yaşanan diyalog
ilginçtir: İdamı izleyen grup “Cehenneme git” diye bağırdı. Saddam “Cehenneme
giden Irak olmasın?” diye cevap verdi.
Saddam gideli 22 yıl olmuştu! Yukarda
sorduğumuz soruyu cevap verelim: Gelişmeyi bırakın bir grup hala eski günleri
özlüyor! Şöyle ki elektrik kesintileri nedeniyle Irak’ın Basra kentinde sokağa
inen halk, “kanımızla canımızla seni kurtaracağız Saddam” (bi'r-ruh bi'd-dem
nefdik ya Saddam) sloganı atması uluslararası Batı basınında haber oldu. (https://www.odatv.com/guncel/irakta-yillar-sonra-saddam-sloganlari-120077826).
Bu ülkelerin sorunları, sadece liderlerin
hataları ya da başarısızlıklarından kaynaklanmıyor. Toplumların rasyonel
düşünme becerisini geliştirmesi, kitle psikolojisinin etkilerinden kurtulması
ve sağlıklı bir yönetim-toplum döngüsüne geçilmesi, bu ülkelerin geleceği için
hayati önem taşıyor.
Ya toplumları sahip olduğu kültür!
Kültür
Bu ülkelerdeki kültür de sorunların önemli
bir parçasıdır. Tarih boyunca otoriter yapılara alışık olan bu toplumlar, lider
figürlerine karşı özlem ve bağlılık hissi geliştirmiştir. Bu kültürel altyapı,
yeni bir yönetim tarzına geçişi zorlaştırmakta ve bireylerin kolektif bilinç
geliştirmesini engellemektedir. Karşı fikirlere saygı olmadığında inanç ve
düşünce farklılıkları yeni bölünmelerle (ayrılıklara) sonuçlanmakta,
toplum daha küçük parçalarak ayrılmakta ve millet/ümmet düşüncesi
kaybolmaktadır. Modern dönemde kültürün çoğulculuk ve eleştirisel düşünce
üzerine inşa edilmesi, bu ülkelerin kalkınması için bir gereklilik olarak
görülmektedir.
Bir yılı daha tamamladık! 2025 yılının tüm
insanlığa sağlık, huzur ve refah getirmesi dilerim.
Son söz: Özeleştiri sorunun kök nedenini bulmaya
yardım eder.