Üç maymun ve üç tehlike
İnsanları bir arada tutan ve kaynaşmalarını sağlayan en önemli unsur dindir. Dünya üzerindeki birliklere baktığımızda oluşumlarının temelinde her ne kadar saklasalar bile inanç yatmaktadır. Aynı dinden olmadığınız bir yapının içinde yer alabilmeniz çok ta mümkün değildir. Ülkeler arası diyalog ve ticaret her ne kadar çıkar ilişkisine bağlı ise de birinci sırada dini değerlerin olduğunu aşikar görüyoruz. Avrupa birliği ve batı zaman zaman bunu ifşa etmekten de çekinmiyor.
Türkiye'de vuku bulan olaylara batı hep taraflı yaklaşmış veya görmek istediği gibi yansıtmıştır. Tarih bu vesikalarla doludur. Hatırlayacak olursak gezi olaylarında hükümet düştü düşecek diye yayın yapan batının karanlık medyası, olaylar arzu ettikleri yönde gelişmeyince sus pus olmuşlardı. 15 Temmuz'da darbe bekleyen yine aynı batının kör kalemleri ve taraflı medyası 16 Temmuz'da sanki hiçbir şey olmamış gibi tavır takınmaya devam ettiler. Uçurumun kenarından dönen Türkiye'ye bir geçmiş olsun mesajı iletmeyen bu ülkelerin söylemleri ne olursa olsun beklentilerinin bizim çıkarlarımızla ters olduğu bellidir. İnsanlıktan nasibini almamış bu çıkarcı zevat üç maymunu oynamaya devam etti ve bundan sonra da devam edecektir.
Her on yılda bir yaşadığımız darbelerin arkasındaki el, darbeden sonra ülkemizi dizayn etmiş ve sömürücü zihniyetini maddi ve manevi değerlerimizden beslemiştir. Bizim çocuklar diye arka çıktığı hainleri el üstünde tutmuş, milletin evlatlarını ikinci sınıf görerek ülkenin yönetiminde olmalarını arzu etmemiştir. Bu kez aynı çocuklar millet iradesine toslamış, hesaplamadıkları bir sonuçla karşı karşıya kalmışlardır. Planları tutmayan kan emicilerin ise sesleri kesilmiştir. Çünkü bunu hiç düşünmemişlerdi. Onlara göre plan güzelce işleyecek ve bölgesinde itici güç haline gelen Türkiye tekrar onların güdümünde bir ülke olarak kalacaktı. Zaten sessizlikleri de hayal kırıklıklarından kaynaklanmaktaydı. Pekala, oyunları bozulan güçler bunu böylece kabul edecekler miydi? Dünya kurulalı beri iktidarlarını kan üzerine kuranlar, ihtiraslarını bebek ölümleriyle besleyenler, siyasetlerini canlı bombalarla destekleyenler, geleceklerini kaoslarla kurgulayanlar öylece oturup bekleyecekler mi? Elbette hayır. Uluslar arası sömürü düzenleri ve onların yerli işbirlikçileri elbette yeni planlar, yeni oyunlar ve yeni ihanetler peşinde koşmaya devam edecekler.
Pekala, bu hain güçlerin 15 Temmuz'daki başarısızlıklarından sonra yeni planları ne olabilir? Bundan sonra nasıl bir yol izleyebilir ve nasıl bir kurgu içinde olabilirler. Çünkü bu başarısızlıkları kendileri açısından yenilir ve yutulur bir şey değildi. Nasıl olur da oyunları tutmaz, bu milletin duruşuna ve ferasetine yenilirlerdi. Nasıl olur da tankla, tüfekle insanları geçemez ve sinelerine toslarlardı. Nasıl olur da koskoca bir uçak bir ninenin terliğinden tırsardı. Nasıl olur da elindeki bastonuyla bir dede dünyaya meydan okurdu. Ve nasıl olur da bütün bunlara anlam veremezlerdi. İşte bütün bunlar batıyı çıldırtıyor ve çıldıran batı yeni planlar peşinde koşuyordu.
Batının Türkiye'yi durdurmak için yeni oyunu yine terör üzerinden olacaktır. Halka, askere ve polise yönelik terör saldırıları ile arzu ettikleri kaos ortamını oluşturmak ve onun üzerinden Türkiye'ye diz çöktürmektir niyetleri. Canlı bombalarla ülkemizin çeşitli yerlerinde toplu ölümlere sebep olarak 15 Temmuz'un acısını çıkarmaya çalışacaklardır. Nitekim bu planlarını hemen devreye sokmuşlar ve Gaziantep'te bir düğüne gönderdikleri daha çocuk yaştaki canlı bomba ile 51 vatandaşımızı şehit ettiler. İnşallah bu ihanetleri son olur ve kendi kanlarında boğulurlar. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize sabır diliyorum.
Batının ülkemize bir diğer saldırısı ekonomik yönden olacaktır. Ülkemizin imajını bu terör olayları ile bozup, yatırıma uygun olmayan bir ülke havası estirip yabancı sermayenin ülkemizden kaçmasına sebep olacaklardır. Askeri darbe ile yapamadıklarını bu kez ekonomik darbe ile deneyeceklerdir.
Batı bu planlarını ilerleyen zamanlarda dış ambargo ile desteklemeye çalışacaktır.
Hasılı kelam bu kan emici sülüklerin oyunları farklı farklı şekillerde devam edecektir. Her ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye'nin ilerleyişlini ve milletimizin yürüyüşünü engelleyemeyeceklerdir. 2023 yeni dünyanın miladı, bu miladın kahramanı da Türkiye olacaktır.