Üç Kişiden Biri Güvencesiz Çalışıyor
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın sürdürülebilir kalkınma kapsamında dünyayı dönüştürecek 17 hedefinden biri de "İnsana Yakışan İş ve Ekonomik Büyüme".
Bununla ilgili olarak 12 Ekim'de bir rapor yayımladılar.
Rapora göre;
- Doğu Avrupa ve Orta Asya'daki işgücünün üçte biri güvencesiz işlerde çalışıyor
- Kayıt dışı veya güvencesiz işlerde çalışan ve toplam çalışan nüfusun üçte birine denk gelen 37 milyon kişi ile Doğu Avrupa, Türkiye ve Orta Asya'daki sosyal güvenlik sistemleri, giderek artan bir şekilde risk altına giriyor.
-2001'den bu yana bölgede 230 milyonluk toplam nüfus içinden yaklaşık 80 milyonu orta sınıfa katılırken, emtia fiyatlarındaki düşüş ve Avrupa Birliği ile Rusya Federasyonu'ndaki yavaş büyüme, pek çok kişinin insana yakışan işler bulmasını veya sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlere erişmesini zorlaştırıyor.
- Kadınlar, göçmen işçiler, gençler ve Romanlar gibi etnik azınlıklar eşitsizlikler konusunda özellikle risk altında. Örneğin, kadınların işe alınma ihtimalleri erkeklere göre yüzde 30 daha düşük, ama iki buçuk kat daha fazla ücretsiz ev işi yapıyorlar.
-AIDS'e bağlı ölümler son 15 yılda üç kat arttı, bunun sebebi kısmen önleyici hekimlik ve tedavinin, toplumdan en çok dışlanan kimselere ulaşmaması.
- Bu sorunların çoğu resmi istatistiklerde resmedilmeyen ayrımcılık ve dışlamayı yansıtıyor. Raporda atıf yapılan Dünya Bankası ve Uluslararası Şeffaflık Derneği araştırma verileri, çoğu insanın "iki vitesli" bir adalet sisteminin var olduğuna inandığını, ayrıca katılımcıların üçte birinin tıbbi hizmet alabilmek için rüşvet verdiğini belirtiyor.
-"İlerleme Risk Altında" başlıklı rapor ayrıca her yıl yaklaşık 65 milyar dolarlık yasa dışı finansal akışın bölge dışına çıktığını ortaya koyuyor.
- Sosyal bakım hizmetleri ve ev işi yüklerinin hafifletilmesi kadınlar için eğitim, istihdam ve gelir elde etme fırsatlarını artırabilir. Böylece ekonomik büyümenin hızı artabilir ve refah seviyesi herkes için yükselebilir.
- Ulusal vergi tahsilatlarını artırmak, yasa dışı sermaye akışlarını önlemek, çevreye ağır yük bindiren ve yenilenemeyen fosil yakıtların çıkarılıp işlenmesi gibi ekonomik faaliyetlere daha yüksek vergiler uygulamak gibi yöntemler de bütçe gelirlerini artırabilir ve daha yeşil ekonomilere ve daha eşit toplumlara geçişi kolaylaştırabilir.