Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.29
Gram Altın
2988.13
BIST 100
9647.51
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Ekim 2018

''Üç Deniz Girişimi''

ABD’nin Rusya’nın Avrupa üzerinde ki olası etkilerini engellemek için yürüttüğü birçok çalışması bulunuyor. Bunlardan belki de en önemlisi çok gündem olmasa ve bilinmese de “Üç Deniz Girişimi”

Bu girişim Vişegrad Grubu olarak bilinen yapılanmanın devamı. Vişegrad Grubu; 1991 yılında Çekoslovakya, Macaristan ve Polonya arasında kurulan stratejik bir ortaklığın ismi. İsmini Vişegrad şehrinden alan ortaklığın temel amacı, Orta Avrupa ülkelerinin ortak olan alanlarında menfaat ve kazanımlarını korumak ve geliştirmek olarak belirlenmiş. Bu bölgedeki ülkeler arasında Polonya ABD için ayrı bir öneme sahip. Polonya, Avrupa’yı Rusya’ya karşı yeni nesil bir soğuk savaşa sürükleyen ABD/NATO stratejisinin en önemli sacayaklarından birisi... Polonya’da Rusya’ya karşı görevli ve ABD komutası altında bulunan NATO’nun dört muhrip grubundan birisi konuşlu durumda. Polonya aynı zamanda Trump’ın sık sık dile getirdiği NATO’nun finansmanı noktasında “istenilen normlara uyan” Avrupa’daki dört ülkeden birisi. Yani GSYİH’nın %2’sinden fazlasını askeri harcamalara ayırma hedefini gerçekleştirmiş durumda. Bu anlamda da ABD’nin önemsediği bir ülke... Ve Polonya’ya birde konumuz bağlamında bakarsak; içerisinde Litvanya , Letonya, Estonya, Macaristan, Çekya, Avusturya, Bulgaristan, Romanya, Hırvatistan, Slovakya ve Slovenya olmak üzere Baltık-Karadeniz-Adriyatik denizleri arasındaki 12 ülkeyi bir araya getiren “Üç Deniz Girişimi”nin ABD nezdindeki lideri pozisyonunda...

“ABD’den Polonya’ya LNG (Likit Doğalgaz) sevkiyatı kısa süre içerisinde hızlı bir şekilde başlatılacak, alt yapıların geliştirilmesi ve enerji güvenliği başlıkları üzerinde de daha fazla yoğunlaşacağız.”

Bu açıklama, “Üç Deniz Girişimi”nin Temmuz 2017’de yapılan toplantısına katılan ABD Başkanı Donald Trump’a ait. Bu açıklama ile birlikte konuyu genel anlamda değerlendirirsek; girişimin henüz hayata geçmemiş olsada gerektiğinde rahatlıkla kullanılabilir olan bir potansiyeli ve önemli bir hedefi var. ABD, Rusya’nın Avrupa’ya yönelik etkisini sınırlandırmak, Orta ve Doğu Avrupa’yı, özellikle Almanya’nın “liderliğinden” bağımsız politikalara yönlendirerek, sadece askeri anlamda değil, farklı başlıklarda da en önemlisi ekonomik olarak ABD’ye yakınlaştırmak. Avrupa’nın içerisinde doğrudan ABD’nin etkisi altında olan Ukrayna’yı da içerisine alacak ve doğrudan ABD etkisi altında olan bir bölge oluşturmak. (Üç Deniz Bölgesi) Aynı zamanda tabiki Rusya karşısında yeni bir askeri ve ekonomik blok oluşturmak.

ABD konuyu ne zaman daha fazla kullanılabilir hale getirir, gündem yapar ya da yapar mı bunu takip edeceğiz ancak bilinmesi gereken şudur ki, ABD, Avrupa’nın içerisinde bir yapılanmaya liderlik ediyor ve bu liderliğini Rusya etkisini kırmak için kullanmanın yanında Almanya’nın liderliğini etkileme anlamında da gerektiğinde kullanmak adına bir kart olarak elinde tutuyor.

Gündeme dair bir paragraf ile bitireyim. Türkiye’de gerçekleşen, Rusya, Almanya ve Fransa’nın liderler düzeyinde katıldığı Suriye Zirvesi, zirvenin sonuç bildirgesindeki mutabakat başlıkları ABD’yi rahatsız edecek nitelikte. Ve tabii ki Cumhurbaşkanımızın; “Münbiç oyalamasına daha fazla takılı kalmayacağız, Fırat’ın doğusu kırmızı çizgimizdir” minvalindeki açıklaması da ABD’yi rahatsız edecek diğer bir başlık. Kaşıkcı olayı ile ötelenen bazı başlıklar önümüzdeki günlerde yeniden gündemi yoğun şekilde meşgul edecektir. ABD’nin AB ile süre giden ekonomi savaşları, Rusya’dan alınan S-400’ler bahaneli yeni bazı yaptırım tehditleri bu olası yeni gündemin muhtemel ilk başlıkları olacaktır.