Üç benzemez düşman: ABD, Rusya, İran
ABD, Kuzey Suriye’de bir Kürt devleti
peşinde, Rusya ve İran ise Suriye’deki bir milyon Müslümanı katleden Esed’in
yanında ve arkasında. Ancak son dönemde bölgede dikkat çeken gelişmeler var.
Ermenistan’a en fazla destek veren
ülke İran. Azerbaycan sınırında ZengezurKoridoru’ndan geçecek yol yapılmasın
diye bir tatbikat yaptı, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham
Aliyev’den fırçayı yedi. Şimdi ikinci tatbikata hazırlanıyor ancak ordusunun
yarıdan fazlası Azerilerden oluşuyor. Suriye’de bulunan İran milislerini ise
İsrail uçakları nokta atışları ile temizlemeye başladı.
Irak’ta 10 Ekim’de yapılan seçimlerde
İran ve ABD karşıtı Şii Arap lider Mukteda es-Sadr hareketi73 sandalye ileönceki
seçimlerde olduğu gibi yine birinci parti çıktı. 329 sandalyeli Irak meclisinde
eski Meclis Başkanı Muhammed Halbusi’nin Sünni Takaddüm Partisi 38 sandalye ile
ikinci, eski Başbakan Nuri Maliki ise 37 sandalye ile üçüncü oldu. Dikkat çeken
durum ise seçimlere katılımın yüzde 41 gibi çok düşük bir düzeyde kalması. İran
ve ABD, bütün tezgâhlarına rağmen Irak’ı adım adım kaybediyor. Fakirlikle
boğuşan Irak insanının seçimlere yoğun katılımı durumunda İran ve ABD
yanlılarının tamamen silinmesi işten bile değil.
***
Türkiye’nin elektronik harp kompleksi Koral, birkaç
gün önce Halep’in kuzeyindeRusların çok amaçlı insansız keşif uçağı Orlan 10’u sistemlerini
kilitleyerek düşürdü. Bu Ruslara bir ihtardı. Rusların kontrol ettiği Tel
Rıfat, Münbiç ve Güney İdlib’den çok yoğun ve sistemli saldırılar var. Türkiye’nin
normalleştirip Suriyelileri yerleştirdiği bölgelere yapılan bu saldırılar
sivillerin de olduğu can kayıpları ile sonuçlanıyor. Bu saldırıları her ne
kadar Esed rejimi ile PKK / YPG’liler yapıyor olsa da, perde gerisinde Rusya,
İran ve ABD’nin desteğivar. Onlar göz yummamış olsa saldırıların olması mümkün
değil.
Türkiye’nin güvenli bölgeler oluşturup, göçmenleri
oralara yerleştirmesini içlerine sindiremiyorlar. Öncelikli amaçları Türkiye ve
Avrupa’ya yeni bir göç dalgasını tetiklemek. Hep birlikte buraların güvenli
olmadığını ispatlamanın derdindeler. İkinci amaçları ise iç siyasette Türk
hükümetinin elini zayıflatmak.
Kurmak istedikleri özerk bölgelerin alanını genişletme
isteği de var. Türkiye’ye rağmen böyle bir şeyi yapamayacaklarının farkındalar
ama yine de Sam Amca’nın koruyuculuğunda şanslarını denemek istiyorlar. Tabii,
Sam Amcaları Afganistan’da olduğu gibi arkasına bakmadan tası tarağı toplayıp
gitmezse…
Türkiye, tamamlayacağı Barış Pınarı Harekâtı ile
Suriye ve Irak sınırı boyunca 30 kilometrelik bölgeyi kontrol altına alıp
güvenliği sağlayarak Suriyeli göçmenleri bu şeride yerleştirme konusundaki
kararlılığını sürdürüyor. Bunu yaptığı takdirde iç siyasette de eli oldukça
güçlenecektir.
***
Türkiye, iki yıldır akıllı bir strateji ile PKK
elebaşlarını yok etmek için insansız hava araçlarını kullanıyor. Teröristler
artık Türkiye’nin güney sınırına yaklaşamıyor. Türk dron teknolojisi geliştikçe
PKK da günden güne eriyor. Teröristlerin bile dağ keçisi gibi zar zor ulaştığı
mağara barınaklar içindekilerle birlikte temizleniyor.
Kuzey Suriye’de DEAŞ diye bir tehlike kalmadı. Buna
rağmen ABD, çöreklendiği petrol kuyularının başından ayrılmak istemiyor.
Petrolü Esed’e satıp parasını da PKK / YPG ile paylaşıyorlar. Türkiye’ninakıllı
bir strateji ile ABD’den istediği F16 paketi onaylanırsa,-ki gelen duyumlar bu
teklife sıcak bakıldığı yönünde-ABD Kuzey Suriye’yi boşaltıp çekilebilir.
Türkiye, Suriye’nin kuzeyi ile ilgili tüm diplomatik
yolları kullandı ve bitirdi. Şimdi gündemde askeri operasyon var. Durdurulmuş
olan Barış Pınarı Harekâtı her an devam ettirilebilir. Barış Pınarı’nın yanı
sıra Sincar-Mahmur-Kandil üçgeninde de ikinci ve kapsamlı bir harekât bekleniyor.
Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin eğitip donattığı terörist unsurlar kumsalda yapılmış
kumdan oyuncak gibi duruyor. Güçlü bir dalganın gelmesi hepsini silip
temizlemek için yeterli olacaktır. Üstelik bu kez harekâtı 30 kilometre ile de
sınırlamamak lazım.