Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.82
Gram Altın
2977.26
BIST 100
9724.97
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Şubat 2021

Üç Aylarınız Mübarek Olsun

Dün yani 13 Şubat 2021 cumartesi günü Recep Ayının ilk günü idi. Yani dün itibariyle Üç Aylara girmiş bulunuyoruz. Mevla’m dolu dolu yaşamayı nasip eylesin amin. Üç Aylar, hicrî kamerî takvime göre Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Mübarek Üç Aylar, rahmet dalgalarının coştuğu manevi huzurun kalplere indiği, İlahî rahmetin taştığı aylardır. Bu aylar girince, müminlerin kalplerini manevî bir hava kaplar, ruhları şenlenir. Bu mübarek aylar içerisinde öyle feyizli ve bereketli geceler vardır ki, Allahü Teâlâ’nın rahmeti bu gecelerde müminler üzerine âdeta yağmur gibi yağar. Üç Aylar girdiği zaman, Efendimiz aleyhisselam şöyle dua ederdi: “Allâhümme bârik lenâ fi Recebe ve Şa’bân ve belliğnâ Ramadân.” Yani: “Ey Allah’ım; Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur.” (Taberani el-Evsat 3939)

Ticarette başarılı olmak ve bir yerlere gelmek isteyen tüccar; herkesten evvel işyerini açıp herkesten sonra kapatır, günün her dakikasında kaliteli ve ucuz mal temin etmek için çırpınır, bulduğu malı güzelce sergiler, pazarlar, satar ve en önemlisi de kâr ederek kazandığı parayı en iyi şekilde ve en güzel yerlerde değerlendirmeye çalışır. İşte böyle titiz bir şekilde çalışmayan tüccar büyümez; yerinde sayar, bazan geriler ve devamlı bir şekilde iflas etme endişesi içinde olur.

Yalnız birtakım kısa süreli pazar ve fuarlar vardır ki, çok çok önemlidirler. Ancak bir sene içinde bulunabilecek müşteriler, buralarda bir günde bulunabilir ve ancak birkaç senede bir ele geçebilecek ticarî fırsatlar bu birkaç gün içinde yakalanabilir. Böylesi fuar ve kalabalık pazarlar, iflasın eşiğine gelmiş birçok tembel ve iş bilmez kişinin ticaret hayatını kurtarmıştır ve kurtarmaya devam etmektedir.

İşte günlük ibadetleri, günlük ticarî aktiviteye; mübarek gün, gece ve zamanları da ticarî faaliyetin ve dolayısıyla kârın bol olduğu pazar ve fuarlara benzetebiliriz. Onun için biz tembel ve ihmalkâr kullar, bu mübarek vakitleri ganimet bilmeli ve çok iyi değerlendirmeliyiz. Yalnız şunu da unutmamak gerekir ki; namaz, oruç, zekât, hac ve adak gibi farz olan ibadetlerden kaçırdıklarımız varsa, onları da mutlaka kaza etmemiz gerekir. Çünkü hiçbir nâfile ibadet, farzın yerine geçemez.

Bütün ibadetlerin, dinî gün ve gecelerin zamanı hicrî-kamerî takvime göre tesbit edilir. Kamerî aylar, mevsimlere bağlı değildirler, sene içerisinde devamlı döner ve her mevsime rastlarlar. (Bu sene, hicrî-kamerî takviminin 1442. Senesidir.) Kıymetli geceye, kendinden sonra gelen günün ismi verilir. Yalnız, Arefe ve kurban bayramı günlerinin geceleri böyle değildir. Bu dört gece, bu günleri takip eden gecelerdir.

Mübarek aylar, günler ve geceler olduğu gibi, mübarek saatler de vardır. Cuma günündeki icabet saati, gecenin son üçte biri olan seher vakti, ezan ile ikamet arası ve yağmurun yağdığı anlar, bunlardan birkaçıdır. Bu mübarek zamanlarda; namazları cemaatle kılmaya gayret etmeli, daha bir dikkat ve huşu ile namazları eda etmeliyiz. Mümkünse bugünleri oruçlu geçirmeliyiz. Çok Kuran-ı kerim okumalı, bol istiğfar etmeli, çok salâvat-ı şerife getirmeli ve bol bol sadaka vermeliyiz. Bu güzel ibadetlerden iyi bir verim alabilmek için de; her türlü günahı terk etmeye ve güzel ahlaklı olmaya çalışmalıyız. Aksi takdirde bir taraftan ibadetler ve hayırlı işler yapıp sevapları kazanırken, diğer taraftan; çeşitli günahlar ve kul hakları yüzünden; kazandığımız sevapları kaybedebiliriz.

Bu mübarek zamanlar, ibadet hayatını yoğunlaştırma ve zenginleştirme vesileleridir. Yani bu gün ve geceler, müminleri ibadet ve hayra yöneltme özelliği taşır. Nitekim pratik hayatta da; mübarek günlerde oruç tutulduğu, gecelerinde tevbe-istiğfar edildiği, salevat-ı şerifeler getirildiği, nâfile namazlar kılındığı; karşılıklı kardeşlik, sevgi ve hoşgörü ortamının oluştuğu gözlenmektedir. Mübarek gün ve gecelerin, bütün aile fertlerince birlikte ihya edilip yaşanması, özellikle çocukların dini gelişimi açısından çok önemlidir.