Dolar (USD)
35.38
Euro (EUR)
36.68
Gram Altın
2986.47
BIST 100
9830.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Aralık 2024

​Üç aylar iklimine girerken!..

Önümüzdeki 1 Ocak 2025 Çarşamba günü, rahmet ve mağfiret iklimi mübarek üç ayların, manevî hayatımızı yeniden kuşatmaya başlayacağı gündür. Bizleri bu mübarek mevsime ulaştıran Yüce Rabbimize hamd û senalar olsun. Mevlam dolu dolu yaşamayı nasip eylesin amin…

Üç Aylar, hicrî kamerî takvime göre Receb, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Bu mübarek üç aylar girince, müminlerin kalplerini manevî bir hava kaplar, ruhları şenlenir. Bu mübarek aylar içerisinde öyle feyizli ve bereketli geceler vardır ki, Allahü Teâlânın rahmeti bu gecelerde müminler üzerine âdeta yağmur gibi yağar.

Üç aylar, yaratılış gayemizi yeniden tefekkür etme, sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlama, takvâ şuurumuzu yani kulluk bilincimizi pekiştirme aylarıdır. Nitekim Yüce Rabbimiz âyet-i kerimede şöyle buyuruyor: “Allah, takvâ ile hareket eden ve iyilik yapanlarla beraberdir.” (Nahl 128) O halde kendimize, çevremize ve Rabbimize karşı sorumluluğumuzun bilincinde olalım; iyi bir müslüman olmak için gayret sarfedelim.

Üç aylar, manevî yönden kendimizi yenilemek için büyük bir fırsattır. Gidişatımızı gözden geçireceğimiz, halimizi daha da güzelleştirmeye çalışacağımız günlerdir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “İman edip halini düzeltenlere korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyecekler.” (Enam 48) Öyleyse dünyevileşme ile örselenen zihin ve gönül dünyamızı yeniden ihya etmenin çabasında olalım. İbadetlerimizi eksiksiz olarak yerine getirelim. Hayır ve hasenatımızı ise, daha da artıralım.

Üç aylar duaya ve tevbeye, affa ve bağışlanmaya açılan kapıdır. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Ey iman edenler! İçtenlikle Allah’a tevbe edin.” (Tahrim 8)

“Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tövbe edin ki, rahmetini üzerinize bolca yağdırsın ve kuvvetinize kuvvet katsın; sakın günahkârlar olup Allah’tan yüz çevirmeyin!” (Hud 52)Merhametlilerin en merhemetlisiYüce Rabbimiz, bu mübarek hitabıyla, bizleri haramlardan vazgeçmeye ve günahlardan temizlenmeye davet etmektedir. O halde biz de, bu mübarek mevsimde Rabbimizin affına nâil olmanın yollarını arayalım. Bizi O’nun mağfiretinden uzaklaştıran kötülüklerden uzak duralım. Âilemiz ve bütün din kardeşlerimiz için samimiyetle dua edelim.

Yüce Mevlâmızın “Ancak Rabbine yönel.” (İnşirah 8) emri gereği rağbetimiz Allah’a olsun. “Rabbinizden olan mağfirete ve genişliği göklerle yer arası kadar olan ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun.” (Al-i İmran 133) ilahî davetine kulak verelim. İstikametimiz iyiliğe, hayra ve güzelliğe olsun.

Bu bereket mevsiminde Sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellemin: “Allâhümme bârik lenâ fi Recebe ve Şa’bân ve belliğnâ Ramadân.” Yani: “Ey Allah’ım; Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur.” (Taberani el-Evsat 3939) duasını, dilimizden düşürmeyelim.

Bütün ibadetlerin, dinî gün ve gecelerin zamanı hicrî-kamerî takvime göre tesbit edilir. Kamerî aylar, mevsimlere bağlı değildirler, sene içerisinde devamlı döner ve her mevsime rastlarlar. (Şu anda hicrî-kamerî takviminin 1446. senesi içindeyiz.) Kıymetli geceye, kendinden sonra gelen günün ismi verilir. Yalnız, Arefe ve kurban bayramı günlerinin geceleri böyle değildir. Bu dört gece, bu günleri takip eden gecelerdir.

Sene içinde mübarek aylar, mübarek günler ve mübarek geceler olduğu gibi, mübarek saatler de vardır. Cuma günündeki icabet saati, gecenin son üçte biri olan seher vakti, ezan ile ikamet arası ve yağmurun yağdığı anlar, bunlardan birkaçıdır. Mübarek vakitlerde; namazları cemaatle kılmaya gayret etmeli, daha bir dikkat ve huşu ile namazları eda etmeliyiz. Mümkünse bu günleri oruçlu geçirmeliyiz. Çok Kuran-ı kerim okumalı, bol istiğfar etmeli, çok salâvat-ı şerife getirmeli ve bol bol sadaka vermeliyiz. Bu ibadetlerden iyi bir verim alabilmek için de; her türlü günahı terk etmeye ve güzel ahlaklı olmaya çalışmalıyız. Yoksa bir taraftan ibadetler ve hayırlı işler yapıp sevaplar kazanırken, diğer taraftan; çeşitli günahlar ve kul hakları yüzünden; kazandığımız sevapları kaybedebiliriz… Cümleten nice üç aylara…