Üç aylar iklimine girerken!..
Önümüzdeki 1 Ocak 2025 Çarşamba günü, rahmet
ve mağfiret iklimi mübarek üç ayların, manevî hayatımızı yeniden kuşatmaya
başlayacağı gündür. Bizleri bu mübarek mevsime ulaştıran Yüce Rabbimize hamd û
senalar olsun. Mevlam dolu dolu yaşamayı nasip eylesin amin…
Üç Aylar, hicrî kamerî takvime göre Receb,
Şaban ve Ramazan aylarıdır. Bu mübarek üç aylar girince,
müminlerin kalplerini manevî bir hava kaplar, ruhları şenlenir. Bu mübarek
aylar içerisinde öyle feyizli ve bereketli geceler vardır ki, Allahü Teâlânın
rahmeti bu gecelerde müminler üzerine âdeta yağmur gibi yağar.
Üç aylar, yaratılış gayemizi yeniden
tefekkür etme, sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlama, takvâ şuurumuzu yani
kulluk bilincimizi pekiştirme aylarıdır. Nitekim Yüce Rabbimiz âyet-i kerimede şöyle
buyuruyor: “Allah, takvâ ile hareket eden ve iyilik yapanlarla beraberdir.” (Nahl 128) O
halde kendimize, çevremize ve Rabbimize karşı sorumluluğumuzun bilincinde
olalım; iyi bir müslüman olmak için gayret sarfedelim.
Üç aylar, manevî yönden kendimizi
yenilemek için büyük bir fırsattır. Gidişatımızı gözden geçireceğimiz, halimizi
daha da güzelleştirmeye çalışacağımız günlerdir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “İman
edip halini düzeltenlere korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyecekler.” (Enam 48) Öyleyse
dünyevileşme ile örselenen zihin ve gönül dünyamızı yeniden ihya etmenin
çabasında olalım. İbadetlerimizi eksiksiz olarak yerine getirelim. Hayır ve
hasenatımızı ise, daha da artıralım.
Üç aylar duaya ve tevbeye, affa ve
bağışlanmaya açılan kapıdır. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:
“Ey iman edenler! İçtenlikle
Allah’a tevbe edin.” (Tahrim 8)
“Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma
dileyin, sonra O’na tövbe edin ki, rahmetini üzerinize bolca yağdırsın ve
kuvvetinize kuvvet katsın; sakın günahkârlar olup Allah’tan yüz çevirmeyin!” (Hud 52)Merhametlilerin en merhemetlisiYüce
Rabbimiz, bu mübarek hitabıyla, bizleri haramlardan vazgeçmeye ve günahlardan
temizlenmeye davet etmektedir. O halde biz de, bu mübarek mevsimde Rabbimizin affına
nâil olmanın yollarını arayalım. Bizi O’nun mağfiretinden uzaklaştıran kötülüklerden
uzak duralım. Âilemiz ve bütün din kardeşlerimiz için samimiyetle dua edelim.
Yüce Mevlâmızın “Ancak Rabbine
yönel.” (İnşirah
8) emri gereği rağbetimiz Allah’a olsun. “Rabbinizden olan mağfirete ve
genişliği göklerle yer arası kadar olan ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar
için hazırlanmış bulunan cennete koşun.” (Al-i İmran 133) ilahî davetine kulak
verelim. İstikametimiz iyiliğe, hayra ve güzelliğe olsun.
Bu bereket mevsiminde Sevgili
Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellemin: “Allâhümme
bârik lenâ fi Recebe ve Şa’bân ve belliğnâ Ramadân.” Yani: “Ey Allah’ım;
Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur.” (Taberani
el-Evsat 3939) duasını, dilimizden düşürmeyelim.
Bütün
ibadetlerin, dinî gün ve gecelerin zamanı hicrî-kamerî takvime göre tesbit
edilir. Kamerî aylar, mevsimlere bağlı değildirler, sene içerisinde devamlı
döner ve her mevsime rastlarlar. (Şu anda hicrî-kamerî takviminin 1446. senesi
içindeyiz.) Kıymetli geceye, kendinden sonra gelen günün ismi verilir. Yalnız,
Arefe ve kurban bayramı günlerinin geceleri böyle değildir. Bu dört gece, bu
günleri takip eden gecelerdir.
Sene
içinde mübarek aylar, mübarek günler ve mübarek geceler olduğu gibi, mübarek
saatler de vardır. Cuma günündeki icabet saati, gecenin son üçte biri olan
seher vakti, ezan ile ikamet arası ve yağmurun yağdığı anlar, bunlardan
birkaçıdır. Mübarek vakitlerde; namazları cemaatle kılmaya gayret etmeli, daha
bir dikkat ve huşu ile namazları eda etmeliyiz. Mümkünse bu günleri oruçlu
geçirmeliyiz. Çok Kuran-ı kerim okumalı, bol istiğfar etmeli, çok salâvat-ı
şerife getirmeli ve bol bol sadaka vermeliyiz. Bu ibadetlerden iyi bir verim
alabilmek için de; her türlü günahı terk etmeye ve güzel ahlaklı olmaya
çalışmalıyız. Yoksa bir taraftan ibadetler ve hayırlı işler yapıp sevaplar
kazanırken, diğer taraftan; çeşitli günahlar ve kul hakları yüzünden;
kazandığımız sevapları kaybedebiliriz…
Cümleten nice üç aylara…