TYB ve ESKADER
Sivil toplum kuruluşları (STK’lar) çok önemlidir. Âdeta devlet ile millet arasında bir köprü işlevi görürler. Halkla irtibatları fazla olduğu için genel hissiyatı bilirler ve bunu kamuya ilân ederler. Devlet nezdinde de itibar sahibi bulundukları için bu görüşler, ülke yöneticilerinin nazar-ı dikkatini çeker. Bu bakımdan gelişmiş ve demokrasi ile idare edilen bütün ülkelerde, STK’ların çoğaldığı ve mühim rolleri üstlendikleri görülür. Türkiye’de de son dönemde kurulan bir çok vakıf ve dernek, bu manada değerli hizmetlerin öncüsü oluyor.
Kültür sanat alanında pek çok kuruluşumuz var artık. Bunlar arasında ikisi, bir çok faaliyetleriyle temayüz etmiş durumda: Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) ile Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER). İki kuruluşumuz da bu sene yuvarlak yıldönümlerini kutluyorlar. Kültür sanat camiamızın ocaklarından olan TYB 40, ESKADER ise 10 yaşında. Bugünlerde onuncu senesini idrak eden “Edebiyat Mevsimi”, Kızlarağası Medresesi’nde devam ediyor. Açılış programında İstanbul İl Başkanı Mahmut Bıyıklı, TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan, Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ömer Arısoy ile Kültür A.Ş. Genel Müdürü Kemal Kaptaner’in özlü konuşmalarını dinledik. Sonra altı gün sürecek panellerin ilkine geçildi. Dolu dolu programlar. Geçen yıllar hafta boyunca ilgi ile takip edilmişti. Bu sene de öyle oluyor. Yalnız bu faaliyet, daha önceki senelerde “Edebiyat Mevsimi” olarak başladı ve hafızalara bu isimle yerleşti. Keşke “Edebiyat Festivali” denmeseydi. Zaten Mehmet Doğan da konuşmasında “Edebiyat Mevsimi” dedi. “Festival” kelimesi, lüzumlu lüzumsuz bir çok yerde kullanılır oldu; daha ziyade Anadolu’da sebze ve meyve festivalleri yapılıyor. Bence adını değiştirmemek lâzım. Zira, “Edebiyat Mevsimi” orijinal, güzel ve akılda kalıcı bir isim. İlk gün “TYB 40. Yıl Özel Oturumu” ile “Yazarlığının 50. Yılında Beşir Ayvazoğlu Özel Oturumu” vardı. Ertesi günün konusu “Roman Yazmak”tı. “Gidenlerin Ardından Bahaettin Karakoç” panelinde şairimiz rahmet ve saygıyla anıldı. Bugün “Deneme” paneli ve “Âşık Edebiyatımızda Yazmak/Söylemek ve Yaşamak” toplantısı var. Velhâsıl ‘mevsim’ zengin muhtevasıyla devam ediyor. Pazartesi gününün akşamında Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde “Kültüre Adanmış Bir Ömür D. Mehmet Doğan” gecesinde yazarımızın 50. Yılı kutlandı. Güzel konuşmalar yapıldı, belgesel gösterildi ve aynı isimde Okur Kitaplığı’ndan çıkan kitap bütün katılımcılara hediye edildi. Mahmut Bıyıklı’nın hazırladığı nehir söyleşide Doğan’ın TYB ile birlikte yaptığı uzun yürüyüş ve muhtelif konular ele alınıyor. D. Mehmet Doğan’ın Sözlük ile Türkçeye yaptığı büyük hizmet ve arkadaşlarıyla birlikte kurduğu TYB’nin hikâyesi belgeselde başarıyla anlatıldı. Türkçe Şölenleri anlatıldı.
ESKADER de son on yıllık süre içinde kültür sanat camiasına kendisini kabul ettirdi. Başkan Şerif Aydemir, bilge ve sempatik kişiliği ile gönüllerde taht kurdu. Derneğin Cağaloğlu’ndaki mütevazı mekânı, hergün irfan sohbetine susamışlar tarafından dolduruluyor. Düzenlenen yüzlerce “Bâbılâli Sohbetleri”ne onbinlerce ilim, irfan, tarih, edebiyat, kültür, tasavvuf meraklısı iştirak etti. Büyük buluşmalar, kaynaşmalar, dertleşmeler gerçekleşti. Dernek, Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde saygı ve anma prorgamları yapmaya devam ediyor. Basın Müzesi’nde uzun zaman “Matbuat Dünyasından Sanatkâr Çehreler” programlarıyla hem akademik dünyanın hem de kültür sanat dünyasının dikkatini üzerine çekti. Her yıl genç edebiyatçılar için düzenlendiği yarışmalarla taze solukları kültürümüze kazandıran ESKADER Sanatalemi.net sitesiyle de internet ortamında adından söz ettiriyor.
Bugünlerde TYB ve ESKADER’de her yılsonunda yaşanan tatlı telâş var. Ödüller konuşulup tartışılıyor. Muhtemelen sene sonuna doğru 2018 ödülleri açıklanacak. Şüphesiz üyelerinden ve camiadan fikir alan bu kuruluşlarımızın yöneticileri, en doğru kararları verecekler. Neticelere hepimiz saygı duyacağız. Ancak bu konularla ilgili olanların, kuruluşlarımıza tekliflerde bulunarak fikrî destek sağlaması gerekir. Unutmayalım ki, bugüne kadar ‘ödül kurumu’ gayr-ı millî bir kesimin elindeydi. Türkiye’de ilk defa TYB, ardından ESKADER ile yerli ve millî hassasiyetler gözetilerek ödüller verilmeye başlandı. Kültür ve sanatımızı diri tutan bu iki müesseseye gözümüz gibi sahip çıkmak zorundayız.
