TYB ile Türkçenin 14.uluslararası şiir şöleni
Bir süredir kişinin
maneviyatını diri tutacak mekân ve insanlarla hemhâl olma hususunda ısrarlı
davranması gerektiğini düşünüyorum. Nitekim terakki kavga değil emniyet
ortamında bir varlık koyuyor ortaya. TYB ile çıktığım yolculuk bana bunu
yeniden hatırlattı. Henüz havaalanında TYB Ankara şubesi yöneticileri ve
konuklar arasında seviyenin hâkim olduğu sessiz ve sözsüz bir dayanışma fark
ediliyordu. Mehmet Doğan başkanımızın otoriter edebi; üyelerini gözleriyle
teftiş edip toparlaması, Musa Kazım Arıcan başkanımızın neşeden kopan latif bir
tebessüme sözcülük etmesi ve Mehmet Kurtoğlu hocanın daima diri bir gayretin
ardından koşması bu yolculuğu özel kılan motiflerdendi.
Kültür ve Turizm
Bakanlığının destekleriyle Beyoğlu Kültür Yolu Festivali kapsamında Türkçenin
14. Uluslararası Şiir Şöleni 9 Haziranda İstanbul AKM’de başladı. Vefatının 60.
yılı dolayısıyla Ahmet Hamdi Tanpınar’a ithaf edilen programın açılış
konuşmasını D. Mehmet Doğan gerçekleştirdi. Türkçemizin en güzel şiirlerinin
pek çoğunun bu şehirde yazıldığının belirtildiği konuşmada şiir kelimesinin
etimolojisi, bilmek ve sezmek anlamları; Fuzuli’nin, Haşim’in, Tanpınar’ın,
Akif’in şiir hakkındaki görüşleri, halis şiirin kaynakları ve onun sırrına
nüfuz etmenin ehemmiyeti üzerinde duruldu. Şiirin ufkunun daraltıldığını ve
hecenin, aruzun, anlamın, ahengin dışarda bırakıldığını hatırlatan Doğan, “şiir
ve sanatın basitleştirildiği dönem” vurgusu yaptı. Açılış konuşmalarından bir
diğerini üstlenen TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan İstanbul
Türkçesi’nden mülhem İstanbul’un sadece bir şehir değil, bir dil olduğunu
kaydetti. Konuşmasını Yahya Kemal’in, Akif’in, Ziya Gökalp’in şiirleriyle
destekleyen Arıcan, otuz senedir en çok ihtiyaç duyulan hususun ortak bir dil
olduğunu ve şu ana kadar 2000’den fazla şairi bir araya getiren bu projenin
Türk dünyasının “en büyük edebî organizasyonu” olduğunu ifade etti. Açılışta
söz alan T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ise mekâna
gelirken şiirin neye karşılık geldiğini düşündüklerini, “düşüncenin duygu
tarafını ifade etmekte olduğu” sonucuna ulaştıklarını belirterek Yunus
Emre’den, Sezai Karakoç’tan, Ziya Paşa’dan, Bahtiyar Vahapzade’den, Cahit
Zarifoğlu’ndan, Tanpınar’dan, Necip Fazıl’dan ve Mehmet Akif’ten mısralar
okudu. Konuşmalarının sonunda sözün gücünü
göstermek isteyen TYB’ne teşekkürlerini bildirdi. Ertesi sabah misafirlerini
Mısır Apartmanı’nda toplayan D. Mehmet Doğan program Tarık Zafer Tunaya Tiyatro
Salonundaki programa geçmeden önce Mehmet Akif’in hayatına dair bilgiler
paylaştı.
Türkiye'den,
Türk Cumhuriyetleri’nden, Balkanlardan, Ortadoğu’dan şölene katılım gösteren
yüzlerce şair, Bahtiyar Vahapzade, Ziya Paşa, Yunus Emre, Ahmet Hamdi Tanpınar,
Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek, Cahit Zarifoğlu ve Sezai Karakoç
adına düzenlenen şiir fasıllarında şiirlerine ses oldu. “İstanbul’un Şiiri
Şiirin İstanbul’u” adlı atölye çalışmasında yaklaşık kırk dakika konuşan Prof.
Dr. Nurullah Genç İstanbul için yazılan şiirlerden uzaklaşan bir İstanbul
gerçeğine vurgu yaparak şehir, medeniyet ve şiir ilişkisine dikkat çekti.
Sözlerini Farabi, İbn Hâldun gibi düşünürlerin bakış açıları ile besleyen şair, “Sen
İstanbul Olsaydın Keşke” adlı eserine ses verdi. “Dergi ve şiir” atölyesinde
Nazım Payam, Murat Soyak, Mehmet Can Doğan, İdris Ekinci ve TYB Konya Şube
Başkanı Ahmet Köseoğlu, dergiciliğinin sorunlarını ele alan değerli konuşmalar yaptılar.
“Şiir ve Dijital Mecra” atölyesinde Osman Özbahçe, Ali K. Metin, Bilal Can, Sadi Karademir ve Mehmet Aycı dijitalleşmenin şiir ve şair üzerindeki tesirlerine değindiler.
14. şiir şöleninde TYB
tarafından geleneksel hale getirilen üç büyük ödül, program sonunda Türkçenin
Uluslararası Şiir Şöleni Daimi Heyeti Başkanı D. Mehmet Doğan tarafından
açıklandı. Ziya Paşa büyük ödülü Azerbaycanlı şair Ramız Hamzayev’e, Bahtiyar
Vahapzade büyük ödülünü EshkabılShukurov’e, Sezai Karakoç büyük ödülü Kırgızistanlı
şair Altynbek Ismaılov’a büyüklerimiz tarafından takdim edildi.
İstanbul’da yapılan
şiir şöleni Taksim’in kalabalığına küçük ama derin ve soylu bir iz bıraktı.
Selam ile.