Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2440.52
BIST 100
9645.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Aralık 2022

TYB Ankara Şubesi Şairler Meclisi'nden şiir ziyafeti

Gündemin artık tamamen bir dedikodu kazanına, muhabbetlerin birer söz düellosuna dönüştüğü günleri yaşıyoruz. Bu suni ve iğrenç gündemin çarkına su taşıyan müfteri, riyakâr, manipülatif, algıcı, toplum mühendisliği yapan ve karşısındaki herkesi aptal yerine koyan gayretkeşleri gördükçe tiksiniyoruz.

Gün geçmiyor ki değerlerimize düşman olan birileri buldukları ve hatta kendi elleriyle inşa ettikleri hedeflerden üzerimize kin ve nefret kusmaya görsünler. Bir bakıyorsunuz titrinde Dr., Prof., artist, sanatçı, siyasetçi, iletişim uzmanı vs. yazan nice kerli felli insanlar milletimizin kutsal değerlerine hakareti bir çağdaşlık ölçüsü sayarak, şeytanın bile aklına gelmeyecek metotlar keşfederek içlerindeki zehri buldukları her platformda ulaştıkları her kulağa zerk ediyorlar.

Bir virüs gibi yayılan fıtrat düşmanlığı ve hakkı inkârcılık adeta gözle görülmeyen infrasonik ses dalgaları gibi duvarları aşarak hanelerimize ve evlatlarımıza kadar sirayet ediyor, huzurumuzu tehdit ediyor, bu da ayrı bir dert…

Bir tarafta körpe zihinleri iğdiş ederek, onların bilinçaltına sözüm ona çağdaş ama gerçekte çağların ötesinde kalmış illetli fikirlerini, asırlık kinlerini, dünyevi nefretlerini, müzmin düşmanlıklarını yerleştirerek kendi yabancılaşmalarına yoldaş olacak, kendileri gibi fıtrat düşmanı yeni nesiller inşası derdine düşenler tecavüzkâr bir biçimde arzı endam ediyor.

Beri tarafta bir suspusluk, bir çekingenlik, bir adamsendecilik, bir itimatsızlık, bir kendine güvensizlik almış gidiyor. Olduğu gibi görünemeyen ancak göründüğü gibi de olamayan, taşıdığını sandığı değerlerden fersah fersah uzak, hakka hakikate bigâne, eyyamcı, kendimci bir güruh ise ibre ne tarafa dönerse o tarafa koşmak için pusuda bekliyor.

Kimileri de böyle bir derdi olmadığından mıdır, “bi şey olmaz” markalı aymazlığından mıdır bilinmez, sessiz kalmayı tercih ediyor. Kimileri elinden geleni yapma derdinde.

Velhasıl müzmin din ve millet düşmanı kindarlar ile bilerek veya bilmeyerek kendi dinine düşmanlık eden sözde dindarlar arasında kaldık. Allah sonumuzu hayır getire!

Bu kirli ve gürültülü gündem, bizi de kendi iç sesimize sığınmaya mecbur ettiğinden bu günlerde şiire, edebiyata ve kitaba daha da sıkı bir şekilde sarıldık. Bu amaçla geçtiğimiz cumartesi günü TYB Ankara Şubesinin düzenlediği 2022 yılının son Şairler Meclis’i programına katıldım. Program öncesi Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay, Muhammed Işık, Hamit Gök, Sibel Umur Özdemir, Şerife Badısaba ve Mehmet Poyraz ile kısa da olsa hasbihal ettik, birbirimize hal hatır sorduk.

Program, TYB Ankara Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay’ın konuşmasıyla başladı. Uluçay, yılların birikimiyle yaptığı veciz konuşmasında “İnsan ruhunu ve aklını canlı tutan, ona ritim veren ve besleyen en temel edebiyat türü şiirdir. Şiir sadece duygunun dili değil, aklın da dilidir. Şairler gönlümüze kimi zaman hoşnutluk, kimi zaman melal bırakırlar.” dedikten sonra edebiyatımıza mal olmuş birçok ismi yâd etti.

Samimi bir ortamda gerçekleşen programda birbirinden kıymetli şairlerimiz biz dinleyicilere enfes bir şiir ziyafeti sundular. Programda; Bahri Sabancılar “Ben, Bent, Bende”, Banu Sancak “Göğsümdeki Nar” , Betül Fırat “Şanlı Bayrağım, Doğan Bekir Baran “Pir”, Hamit Gök “Çarmığın Çocukları”, İbrahim Eryiğit “Kalbimin Aydınlık Yer”, İsmail Bozkurt “Şair ve Şiir”, Kezban Eldemir Gültepe “Gençliğimi bıraktım”, Mehmet Sait Uluçay “Sen Yoksun”, Sibel Umur Özdemir “Sevdalıyım Sana Türkiye’m”, Sıtkı Caney “Nehirler Boyunca ve Kumandan’a” Şemsettin Kuzeci “Ben Büyüdüm Baba, Uyanmadı”, Şerife Badısaba “Emanet”, Tahsin Sağlam “Kırk Yaş”, Talip Işık “Kayıp Düşler”, Yavuz Öztürk “Yaşamak” ve son olarak programın sunucusu Ebubekir Karasu da “Kalbim Aklımı Geçe” şiirini okudu.

Programın sonunda şube yöneticileri şairlere katılım belgesi takdim ettiler.

Şiirle geçen o bir saatlik kısa süre bile bizi gündemin hayhuyundan uzaklaştırdı. Bir iksir gibi bedenimizi ve ruhumuz dinçleştirdi. Uluçay’ın da dediği gibi ruhumuzu ve aklımızı canlandırdı, kalbimiz dünya üzerinde hâlâ birbirlerini seven, güzel bakan, güzel gören ve güzel söz söyleyen insanların olduğunu görerek yepyeni ve capcanlı bir ritimle atmaya başladı. Bu yeni ritmin adı umut ve sevgiydi. Şiirin kalbimize hitap eden dili, aklımızın da şifrelerine çözerek onu karamsar bir evrenden umut dolu bir aydınlığa çıkarmayı başardı.

Öyle ya şiir bu. En kötü günlerimizde Yunus’un, Mevlana’nın, Akif’in, Necip Fazıl’ın, Arif Nihat’ın, Orhan Şaik’in diliyle yolumuza ışık olup, bize cesaret vermemiş miydi?

Bu güzel program için TYB Ankara Şubesine, kıymetli başkanı M. Sait Uluçay’a, emeği geçenlere ve kıymetli şairlerimize bir kez daha teşekkür ediyorum.