Twitter ve Whatsapp Ne Yapıyor?
Son dönemde gündemimizde sosyal medya mecralarının sert uygulamaları bulunuyor. Mesajlaşma uygulaması olan Whatsapp özellikle Türkiye’deki kullanıcılarına onaylamaları için gönderdiği sözleşme ile bilgileri Facebook ile paylaşma izni istiyor.
Peki, Whatsapp veri paylaşımını
yeni mi başlatıyor?
Hayır!
Facebook, 2014 yılında
Whatsapp’ı 19 milyar dolara satın almıştı. 2012 yılında da instagram’ı satın
almıştı. Yani hâlihazırda aynı şahsa ait olan bir şirketin verileri diğer
şirketi ile paylaşılmaya başlayacak.
Daha öncesinde paylaşılmıyor
muydu?
Elbette paylaşılıyordu.
Peki, neden şimdi böyle bir
sözleşme onaylatma gereği duydu?
Bu sorunun cevabı 2016 yılında
gerçekleşen ABD seçimlerine kadar dayanır. Ama önce bir başka hususa dikkat
çekmek istiyorum.
Günümüzde adını sıkça duyduğumuz
“yapay zeka” kavramının temelinde veri/data bulunmaktadır. Elinizde ne kadar
çok veri varsa ve makine öğrenmesi olarak adlandırılan yapay zekâya ne kadar
çok veri yüklenirse o kadar kabiliyetleri artıyor. Yani biz bu ücretsiz olarak
kullandığımız uygulamaları ne kadar çok kullanırsak sistemlerine o kadar çok
veri yüklemiş oluyoruz. Bu yüklenen veriler arka planda işlenerek üçüncü
şahıslar tarafından çıkarları doğrultusunda kullanılmaya başlıyor.
Peki,
bu uygulamalar yeni mi başladı?
Hayır. Başından beri bu
şekildeydi.
2012 yılında sosyal medya
uzmanlığı eğitimi almıştım. O zamanlar Türkiye’de sosyal medya yeni yeni
popüler hale geliyordu. Dersteyken hocam “Twitter sizin attığınız tweetleri
satıyor” demişti. O zamanlar “100 bin tweet 10 dolara” satılıyordu.
2016 ABD seçimlerinde ne
olduğuna dönersek;
“Londra merkezli Cambridge
Analytica adlı veri analiz şirketi Facebook'ta 50 milyon kullanıcı profiline
ait verileri usulsüz kullandı.”
Usulsüz kullanım ibaresi de
kullanıcıların izni olmadan anlamına gelir. Whatsapp işte bu sözleşme ile
usulüne uygun hale getirmeye çalışıyor.
Whatsapp bu verileri Facebookla
şirketlerin/örgütlerin/idedolojilerin paylaşımlarını algı yönetimi yapabilmek
için kullanmak üzere paylaşacak. Ses ve görüntüleri yapay zekâ alt yapısına
yükleyerek insanların daha kolay manipüle edilebilmeleri sağlanacak.
Facebook hâlihazırda arkadaş
listelerindeki herkesin paylaşımlarını göstermeyip belirli bir algoritmaya göre
gösterim yapıyor. Twitter istediği kullanıcıların hesaplarını askıya alıyor. TT
listesini kişiye göre belirlerken istediği konuları gündeme taşıyor.
ABD Başkanı Trump’ın hesabının
askıya alınması da yeni bir dönemin ilanı olarak nitelendirilebilir.
Soğuk Savaş sonrasında ABD öncülüğünde
çok uluslu şirketlerin tüm dünyaya yayılması ile başlayan süreç sonrasında
dünyada çok uluslu şirketlerle ulus devletler arasında güç mücadelesi yaşanmaya
başladı.
ABD Başkanı Trump, milliyetçi
cephenin temsilcisi olurken seçilmiş başkan Biden çok uluslu şirketlerin
temsilcisi olarak yerini alacak. Biden seçilir seçilmez Twitter’ın böylesi bir
hamle yapması da yaşanan güç mücadelesini net bir şekilde gösteriyor.
Sosyal medya uygulamaları ve
teknoloji şirketleri giderek devletlerin ellerindeki gücü kendi ellerine alarak
küresel güç olma yolunda ilerliyorlar. Bugün Twitter’ın Facebook’un yaptığı
engelleme, askıya alma uygulamalarını ilerleyen günlerde Google’ın
yapmayacağının bir garantisi yok. Huawei’den desteğini çektiğini açıklayan
Google başka bir uygulama yapmayacağını bilemiyoruz. Aynı şekilde Huawei’nin
telefonları aracılığı hangi uygulamanın ne kadar kullanıldığı verisini
kaydetmesi de bu sürecin parçası.
Ne
yapılmalı?
Öncelikle yerli yazılımlar için
çalışmalar gecikmeden başlamalı. Yerli yazılımlar kullanılmalı. Sosyal medyada
her şey paylaşılmamalı. Mahremiyete dikkat edilmeli. Bugün sosyal medyada ya da
Whatsapp’ta yapılan paylaşımlar ilerleyen günlerde hem karşımıza çıkabilir hem
de paylaşımlarımız üçüncü şahıslarla paylaşıldığı için manipüle edilebiliriz.
Burada kullanmamaktan bahsetmiyorum. Doğru kullanmayı öğrenmenin gerekliliğine
dikkat çekmeye çalışıyorum.
Son olarak dikkatinizi çekmiştir. Telefonunuz yanınızdayken bir konudan bahsettiğiniz zaman o bahsi geçen konuyla ilgili reklamlar karşınıza çıkmaya başlar. Bu bahsettiğim sürecin küçük bir parçası. İlerleyen süreçte Whatsapp ile gönderdiğiniz ses kayıtları ve fotoğraflarınız analiz edilerek farklı amaçlarla kullanılabilir. Bu nedenle doğru kullanmayı, her şeyi paylaşmamayı öğrenmek gerekiyor.