Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.73
Gram Altın
2965.55
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Nisan 2014

TWİTTER

Anayasa Mahkemesinin (AYM) bireysel başvuru yolu ile karara bağladığı "twitter", Sayın Başbakanın "karara saygı duymuyorum" ve AYM Başkanının yaptığı açıklama akabinde gündem yine bir hukuk kurumu ve hakimler oluverdi.

Twitter'in, TİB tarafından seçimler öncesinde yasaklanmasını şahsım adına doğru bulmamıştım. AYM kararını neticesi itibari ile yasağın kalkmasını doğru buluyorum. Ancak neticenin doğru olması her zaman yapılanların doğru olduğunu göstermez.

Sayın Haşim Kılıç gazetelere yansıyan açıklamasında 25 Mart günü, saat 9.30'dan 12'ye kadar bütün kurul toplanmak suretiyle konuyu enine boyuna görüştüklerini ve bir kararın çıktığını belirtiyor. Bu kararı verdikten sonra, öğleyin ara verip dışarıya çıktıklarında, 15. İdare Mahkemesi'nin bu konuda yürütmeyi durdurma kararı verdiğini öğrendiklerini belirtiyor. Bu kararın üzerine verdikleri kararı açıklamadıklarını ve idarenin, 15. İdare Mahkemesi'nin verdiği bu kararı uygulamasını beklediklerini belirtiyor. Ancak 15. İdare Mahkemesi'nin verdiği kararın uygulanmaması sonucunda aldıkları 25 Mart tarihli kararı açıkladıklarını beyan ediyor.

Bu açıklamadan aslında kararın 2 Nisanda değil de 25 Martta alındığı anlaşılıyor.

25 Mart tarihinde idarenin kararı uygulamayacağını nerden biliyorlardı? Bunu bilmiyorlar ise hangi gerekçe ile karar vermişlerdi? Zira olağan bir yol ile olağan bir süreç devam etmektedir. Etkin olmasa da sosyal paylaşım sitesine bir iki dakikalık ayar değişikliği ile girilebilmekte ve ifade özgürlüğünü sağlayan tek mecranın söz konusu site olmadığı da düşünüldüğünde mahkemenin gerekçeleri AYM'nin davayı esastan görebilmek için yeterli gözükmemektedir. Zira Anayasanın 148. maddesi iç hukuk yollarının tüketilmesini şart koşmaktadır. İdare Mahkemesi de 25 Mart tarihinde davayı gördüğü bir esnada AYM, 148. maddeye rağmen nasıl esastan bu dosyayı incelemiştir?

Yine AYM kararında TİB kararına atıf yapılıyor; "Yurt dışı merkezli söz konusu internet sitesi, Türk mahkemelerinin kararlarına uyarak hukuka aykırı içerikleri çıkardığı takdirde, tedbir amaçlı uygulanan erişimin engellenmesine son verilecektir." şeklinde açıklama yapmıştır.

Anayasanın 138/4 Maddesi "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez."

İdarenin 15.İdare Mahkemesinin kararını uygulamak için yasal süresi bulunsa da derhal yerine getirmesi gerekirdi. Sürenin sonunu beklemesi gerekmezdi. Ancak T.C. Mahkemelerinin kararlarını uygulamayan bir yabancı site söz konusu ve teknik olarak sizin mahkeme kararlarını o şekli ile hayata geçirmeniz mümkün değil. Yargı kararı bir ülkenin egemenlik hakkının da göstergesidir. Siz kendi ülkenizde mahkeme kararlarınızı uygulatamıyorsanız sizin bağımsızlığınızdan ve egemenliğinizden söz edilemez.

15. İdare mahkemesi yürütmeyi durdurma kararını oy çokluğu ile alınmış. Anayasa Mahkemesi de kararını iç hukuk yollarının tamamlanmasına gerek yok. Zira idare, Mahkeme kararını tanımamaktadır, gerekçesine dayandırmaktadır. Bu durumda 15. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararını kaldırırsa Anayasa Mahkemesi yetki aşımında bulunmuş olmayacak mı? İdare Mahkemesinin kararı bu durumda ne olacak? Cevap basit. Anayasa Mahkemesi yetki aşımında bulunmaktadır. İstediği davaya bakıp istemediği davaya bakmamaktadır. Her konuya girmesi demek ilerde mahkemenin iş yoğunluğu nedeni ile asli konularına bakamaması anlamına gelecektir.

Anayasa Mahkemesinin son kararı netice itibari ile doğru olsa da uzun vade de mahkemenin üzerindeki iş yükünü artırmış mahkemeyi bundan sonra bakacağı veya bakmayacağı her dava için tartışmalı hale getirmiştir. Ayrıca hukuk sistemimizde öngörülmemekle birlikte süper bir üst derece mahkeme ortaya çıkmıştır ki bu durumda başka başka sorunların habercisidir.

AYM kararı:https://kararlaryeni.anayasa.gov.tr/BireyselKarar/Content/472bbf6e-ce2c-4c83-a402-6bdd44702537?wordsOnly=False

Saygılarımlau2026