Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Ağustos 2020

Tweet kafalılar

Sosyal medya, özellikle de Tweetter günümüzün özgün düşünme biçimi... En derin akıl yürütmeler, en keskin mantıki kıyaslar artık 280 karakter ile sınırlanmış pasajlar ile izah edilip paket halinde tüketicilere sunuluyor.

Tüketicide bunu hap gibi kapıp içselleştiriyor. Böylece fikir(!) sahibi oluyor

Konu ile ilgili iki Kemalist’in tweet’tinden söz etmek istiyorum. İlki Yılmaz Özdil, diğeri ise laik ilahiyatçı Cemil Kılıç.

Biliyorsunuz son zamanlarda Yunanistan ile Akdeniz’de çekişmemiz var. Milletin beslediği Ordu uzun bir süreden sonra milleti ile değil başkaları ile uğraşıyor. Yani düşmanı dışarıda arıyor; birileri ise bundan ziyadesiyle müteessir.

Yılmaz Özdil Tweet ölçekli fikrini şöyle paketlemiş:

Kendi silahlı kuvvetlerine kumpas kur, kendi donanmanı esir al, vatansever subaylarını şehit et, sonra mavi vatan ayağıyla oy kovala... İnsanda biraz utanma olur”

Yuhh!

Evet, insanda biraz utanma olur. Ama Tweet kafalılarda bu ne gezer? Utanmaktan vazgeçtim, insan bir parça Tweet sığlığından irtifa kazanarak düşünmeyi dener. Ondan sonra ahkâm keser.

Sanki o günler zihnimizde hâlâ izlerini taşımıyormuş gibi... O günlerin ordusu üniversite kapılarında başörtülü kız kovalıyordu, bugün ise senin o aklın sıra“mavi vatan ayağıyla” diye hafife aldığın harekât ile Yunan kovalıyor. Ne yani Akdeniz’de Yunan’a teslim mi olalım? Eğe denizi Yunan gölü olarak mı kalsın? Lafı ne demeye getirirsin.

Dün her fırsatta “irtica” diye milletin kafasını şişiren, her 30 Ağustosta halkına ayar çeken, Batı Çalışma Gurubu kurup insanına dayak atan, milletin seçtiği hükümetleri ikide bir indiren, başbakanlarını asıp hapseden ordu bugün Yunan hükümetini rahatsız ediyor.

Ediyor da, bu seni neden rahatsız ediyor? Bu Yunan aşkı nereden? Hani olmasaydı olmazdık? Yahut adımız Yorgi olurdu?

Sen Mustafa Kemal kitabının yeni baskısını yap. Bu sefer Bin dokuz yüz otuz sekiz âdetini beş bin TL’ye sat. İnan kafalayacak kitleyi yine bulursun. Ama ne gelişen savunma sanayimizi ne de mavi vatan’ımızı diline dolama.

Diğer Kemalist, laik İlahiyatçı Cemil Kılıç’ın tek derdi İslam ile Türklüğü vuruşturmak... 1909 yılında Hamburg’da Dünya Siyonist Kongresi’ne Selanik delegesi olarak katılan Yahudi Moiz Kohen’in “Kemalizm” kitabını sular seller gibi yalayıp yutmuş anlaşılan.

Çünkü daha sonra Munis Tekinalp İsmini alacak olan bu Siyonist yazmış olduğu kitabında tek bir konuyu işler. Türkleri tarihi yürüyüşünden ayırmak, Batı hayranı yapmak; kendi ifadesiyle “Yeni Türk” adlı bir insan tipini oluşturmak...

Bir toplumun varoluş tarzını, tarih içerisinde oluşan hafızasının özgün iradesi belirler. “Yeni tip” oluşturmak kimsenin ne harcı ne de haddi olmasa gerektir.

İşte bu Moiz Kohen izinden giden ilahiyatçımız aynen şöyle ifadelerle Tweet ölçeğinde takipçilerini aydınlatmış:

Türkiye’nin Akdeniz’de Cengiz Han adında gemisi olduğunu öğrendim. Umarım Emevici ümmetçiler adını değiştirmez. Daha sonra TSK’da öz Türkçe Tengri sözü yasaklanmıştı. Dikkatle takip edelim.”

Yuhh! Ülkemizin uğraştığı işlere bak şu Kemalist ilahiyatçının derdine bak!

Be adam iddianda bu kadar samimi isen önce “Cemil” olan ismini değiştir de sonra Müslümanların Rabbi ve İlahı olan Allah’ın ismi ile uğraş.

Hem Emevilerin ümmetçi olduğunu kim söyledi Tweet kafalı. Evvela aç bir oku. Emeviler tıpkı senin gibi ırkçı ve o beğendiğin Moğol Cengiz kadar canavar ve kan dökücü idi.

Bu ilahiyatçı(!) ikide bir Osmanlıyı diline dolar. Neden mi? Çok basit Moğol Cengiz yaktı yıktı ve tarihte hiçbir iz bırakmadan çekti gitti.

Ama Osmanlı öyle mi? “Osmanlılık” dünya üzerinde Batının sömürü ve talanına dur demek, alternatif bir medeniyet nüvesini taşımak demekte ondan

Batı’ya “Sen dünyanın merkezi değil sadece merkezlerden birisisin” ihtarını vermek potansiyelini taşımak demektir de ondan.

Kısacası Batı’yı Moğollar değil Osmanlı rahatsız eder... Osmanlıya düşman olmak demek Batı’ya dost olmak demektir.

Cengiz’de o gizilgüç ne gezer, ilahiyatçı tweet atar.