Turunçgillerde rekabet gücümüz var, ama!
Geçen
hafta özel ve kamu sektöründen katılımcıların olduğu
turunçgiller ile ilgili bir toplantıya katıldım. Toplantı
online olarak gerçekleştirildi. Toplantıdaki konuşmalardan elbette istifade
ettim. Özel sektörden bir konuşmacının elindeki birçok rapor ve çalışmayı
gösterdikten sonra “Bize eylem lazım, yazmayla, konuşma ile olmaz, olsaydı
zaten bir çok doküman ile olurdu” demesi en fazla dikkatimi çeken ifade oldu.
Başta
turunçgiller üreticilerimiz olmak üzere ilgililer bazı
önemli adımların atılması beklentisi içerisindeler.
ÜRETİM
Turunçgiller
narenciye olarak da adlandırılmaktadır. Narenciye Farsça
(narenç) kökenlidir. Bu familya
portakal, limon, mandalina, greyfurt ve turunç gibi türleri içine almaktadır.
Türkiye’de
2019 verilerine göre 4.3 milyon ton toplam narenciye üretimi yapılmış. Bu üretim miktarı ile Türkiye önemli üretici ülke konumunda. Dünya
üretiminde yıllara göre değişmekle birlikte % 2-3’lük payı ile 6. veya 7. Sırada
yer almakta.
Türkiye
turunçgiller üretiminin yüzde 40’ını portakal oluşturmakta. Portakalı yüzde 33 ile mandalina izlemektedir. Limon ve greyfurt ise sırasıyla yüzde 22 yüzde 6 paya sahiptir. Turunç üretimi
ise çok azdır.
2000’de
yılda fert başına 34.3 kg kadar turunçgiller üretimi varken 2019 yılında
52.5 kg’a yükselmiştir. Anlayacağınız
nüfus artışına rağmen Türkiye’nin narenciye üretimi artmıştır.
AĞAÇ
SAYISI
Son 20 yılda
üretim miktarı yüzde 100 artmıştır. Bunda meyve veren
ağaç sayısındaki artışın payı yüksektir. Ağaç sayısındaki artış yüzde 66.7’dir.
Üretim artışı sırf ağaç sayısından değil girdi kullanımı ve diğer tekniklerin
iyileştirilmesi ile açıklanabilir.
Turunçgiller
üretiminde gelecekte daha da artması beklenilmektedir. Bunu 2000 yılında meyve
vermeyen ağaç sayısının 2.306 adet iken 2019’da 8.327 adete
yükselmesi desteklemektedir. Mevcut hali ile üretimde fazlalık varken üretimin
daha da artması ne anlama gelir. Bunu cevaplamadan yeterliliklerimize bir bakalım.
YETERLİLİK
Turunçgillerde,
tüm türlerde yeterliliğimiz yüksektir. TÜİK verilerine göre
yeterlik oranları portakalda yüzde 152.5, mandalinada yüzde 170.0, limonda
yüzde 200 ve greyfurtta yüzde 251.5 kadardır. Yani 100 kg limona ihtiyaç varken
200 kilogram limon üretilmektedir.
Gelecekte
üretimin artması beklenildiğine göre yeterlilik seviyeleri de ister
istemez artacaktır.
O zaman
“Bize eylem lazım” sözüne kulak kesilmekte fayda var.
Bu kadar
üretim ya iç pazarda ya da dış pazarda değerlendirilmelidir.
İHRACAT
Türkiye
turunçgiller ihracatında önemli bir ülke konumundadır. Bazı
kaynaklar Türkiye’nin turunçgiller ihracatında dünyada 3. Sırada olduğu yazılmaktadır.
Yine uzmanlar Türkiye’nin turunçgiller ihracatında rekabet gücünün bulunduğunu
belirtmektedir. AB ülkeleri arasında İspanya’nın rekabet gücü Türkiye’ninkinden
daha yüksektir.
Toplantı
için 2018 ve 2019 yılı verilerine göre limon üzerine
yaptığım hesaplamalarda Türkiye’nin rekabet gücünün yüksek olduğunu belirledim.
Türkiye
iç pazarda tüketemediği bu fazla turunçgiller ürünlerini dış pazarlarda
satmayı başarmalıdır.
Pazarlamayı
üretimle başlayan bir yaklaşımı benimseyen bir
akademisyenim. Toplantıda da üretim planlamasına dikkat çektim. Konu ile
ilgilenen bu kadar kişi ve kurum varken üretimin planlamamış olması oturup
düşünülmesi gereken bir konudur.
Son söz: Fazla mal pazarlama sorunu çıkartır.