Türklerle Kürtlerin kaderdaşlığı ve IKBY
BÜYÜK Selçuklu Komutanı Sultan Alparslan, Allah’ın dinde kardeş kıldığı Müslüman Kürtlerle Müslüman Türklerin kaderdaş olmalarının mimarı olmuştu. İşte 948 yıldır süren ve ilelebet sürecek olan bu kardeşlik ve kaderdaşlık Türklerle Kürtlerin iki değeri, iki vazgeçilmezi oldu.
Malazgirt Zaferi’yle birlikte 11. Yüzyılın son çeyreğinden itibaren Türklerle, kardeşleri Kürtlerin kaderdaşlığı hususunu merak ediyorsanız son bin yılın tarihine bakın ne demek istediğimi anlarsınız.
Hedef Türkler ve Kürtler
Yeni dünya düzeni kuracak olan güçlerin amacı potansiyelleri olan milletleri, devletleri güçsüz kılmak, bu devletleri kendilerine mahkûm etmektir. Bugün de böyle; yeni bir dünya düzeninin arifesindeyiz ve hedeflerden biri Türkiye ve kaderdaşları Kürtlerdir. Kürtler derken sadece Türkiye Kürtlerinden bahsetmediğimi bilmenizi isterim.
Türkiye, Kürtlerle kaderdaşlıklarını müdrik beraberliği sürdürmeyi başardıkça güçlenmiş ve çevresine kol kanat germiştir. Büyük güçlerin istemediği işte bu durumdur.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile tam da yukarıda gıpta ile söz ettiğim “kaderdaşlıklarını müdrik beraberlik” için sayılı yıllar kaldı derken IKBY ile BAĞIMSIZLIK REFERANDUMU sorunu çıktı. Bu süreci ne Türkiye ne de IKBY kendilerine yaraşır bir şekilde idare edebildi. Şahsen o süreçte, sonradan IKBY yetkililerinin kabul ettikleri önerilerim olmuştu, lakin sonradan gelen kabul Türkiye tarafından esen sert rüzgârı durdurmaya yetmemişti.
Şimdi ilişkileri normalleştirme zamanı hatta artık ilişkileri normalin de ötesine taşımak gerek. Biz ki kardeşlik ve kaderdaşlığı bin yıl boyunca bütün süreçlerde yaşanan imtihanlarla pekiştirmişiz, bunu mu aşamayacağız?
Ziyaretler sıklaşmalı
Geçtiğimiz ayın ortalarında Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Başkan Mehmet Kaya ve bir gurup iş insanı IKBY’ye ticari ziyaret düzenledi. Erbil’e giden işadamı Abdulhakim Aytek’ten bu ziyaret ile ilgili bilgi alırken sürekli ertelediğim bu konuyu yazmamın artık aciliyet arz ettiğini fark ettim. Sayın Aytek gözlemlerini anlattı, bana da bu gözlemleri yazı haline getirmek düştü.
IKBY vatandaşlarına uygulanan vizenin bu saatten sonra devam etmesinin doğru olmadığı kanaatindeyim. Her ne kadar Erbil’de bulunan konsolosluk ve diğer şehirlerdeki irtibat büroları hastalara vize konusunda öncelik tanıyor olsa da IKBY’li kardeşlerimize vize uygulaması kaderdaşlığımızla uyuşmuyor.
Ticaret alanında oldukça yararlı bir bölgedir IKBY, keza IKBY’li Kürtlerin Türkiye’ye gelip para harcamak istedikleri izahtan varestedir. Paranın bol lakin harcamanın kısıtlı olduğu Irak Kürdistan Bölgesi insanları bu paraları burada harcamak istiyorlar. Bundan 2-3 yıl önce olduğu gibi vize kalktığı taktirde artacak ticaret ve turizm gelirinden dolayı ekonomimize ciddi katkılar olacaktır.
Bunu Musul’un yeniden imarı takip edecek, unutmayalım ki Musul için pek çok ülke devrede. Lakin hem IKBY hem Kürtler Musul’u bizim firmalarımızın inşa etmesini istiyorlar. Turizm acentaları günde onlarca otobüs dolusu turist getirmek istiyor, lakin vize engelinden dolayı bu imkân kaçırılıyor.
Bir bu mu?
Üniversiteler yardım bekliyor
Üniversiteleri de bizim üniversitelerimizden yardım bekliyorlar. Başta Dicle Üniversitesi olmak üzere bölge üniversiteleri bu konuda büyük rol alabilirler ve ilk olarak öğrenci kabulü ile büyük bir hizmete imza atabilirler.
Hükûmet de IKBY ile ilgili politikasını bölge insanlarını da hesaba katarak esnetmelidir. Mesela Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geçen hafta Irak ve IKBY’ye bir ziyaret düzenledi. O ziyarette bölgeden iş insanları, basın temsilcileri, kanaat önderleri olmalıydı. Maalesef bu olmadı. Devletlerin politik dilinden başka vatandaşların “duygusal dili” pek çok konuda daha faydalı olur.
Başkan Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye sınırları çok çok aşan umutların adıdır. IKBY Kürtleri bunu yapılan bütün anketlerde net bir şekilde göstermişlerdir. Daha yakınlarda, “Irak’ın bölünmesi halinde hangi ülke ile birleşmek istersiniz?” sorusuna kahir ekseriyetle IKBY Kürtleri “Türkiye” cevabını vererek kaderdaşlığın ıslak imzasını yenilediler.
Yakında bu değerli umudu canlı tutan Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak’a ziyaretlerinde bu hususun göz ardı edilmemesini umuyoruz.